17.BÖLÜM

33.7K 1.9K 40
                                    

Yeni bölüme geçmeden önce küçük bir açıklama yapmam gerek diye düşünüyorum. Malumunuz bölüm baya bir gecikti.

Aslında yarısını yayınlamam gereken günde yazmıştım ancak devamı için bir süre zaman bulamadım sonra da araya bayram girdi. Ancak bugün vakit bulup tamamladım. İçime sinmeyen bir şeyi sizlerin önüne çıkarmak istemediğimden de bazen bölümler gecikebiliyor.

Çok fazla okurumun olmadığının farkındayım. Az okunduğu için yazmayı asla bırakmayacağım. Bu hikaye için ciddi manada zaman ayırdığının bilinmesini isterim.

Gerçekten yazarken çok eğleniyorum ve bitirene kadar da bırakmayı düşünmüyorum. Yani okunsun ya da okunmasın yarım bırakılmayacak.

Ve okuyarak yorum yaparak destek olan sizlere çok teşekkür ediyorum. İyi ki vardınız 💕💕💕

                "Geçen hafta yaptığımız başvurunun sonucu geldi Onur Bey. Yarışmaya kabul edildik. Balım Hanımı bilgilendirmemi ister misiniz?"

"Hayır. Ben hallederim."

Semra çıkmadan önce tekrar durup sorma gereği hissetti. Patronunun hala kendisine kızgın olduğunun farkındaydı. Yarım ağızla konuştuğunu da biliyordu.

"Yarışmayla ilgili yapmam gereken bir şey var mı?"

Onur bilgisayar ekranına bakmaya devam ederken konuşuyordu. Semra uzun süre yüzüme bakmayacak galiba diye düşünmeden edemedi.

"Otelden yer ayırttır. Balım hanımla beraber gideceğim. Bir de uçak bileti."

"Anlaşıldı efendim."

Semra odasına giderken Onur arkasına yaslandı. Ülke genelinde bir çok restoranın katıldığı tatlı yarışması gelecek hafta Kıbrıs da yapılacaktı. Önce ki yılların aksine bu yıl iyi bir pasta şefi olduğu için başvuru yapmıştı.

Balımla baş başa Kıbrıs'a gitme fikri hem çok cazip hem de çok korkutucu geliyordu. Zaten ipler elinden kaçmak üzereydi. Hatta belki de kaçmıştı. Üstüne bir de bu kadar uzun süre baş başa kalmak...

Onur kendisine hakim olamamaktan, bir pot kırmaktan korkuyordu. Anlamasın diye yüzüne bakmaktan, konuşmaktan kaçındığı kadınla üç gün boyunca Kıbrıs'da baş başa olmak...

Saatine baktı. Mesai saatinin bitmesine henüz zaman vardı. Daha ne kadar böyle işleri boşlayacağını düşünerek masadaki telefonu alıp Semra'nın odasını tuşladı.

"Bana yarışmayla ilgili koşulların bir çıktısını alıp getir. Bir de broşürleri..."

***

Balım servisten sonra tekrar tezgahına döndüğüne kocaman bir buket kır çiçeği onu bekliyordu. Çiçeklere doğru yaklaşıp üzerindeki kartı alıp açtı.

"Bu aptal arkadaşını affedebilecek misin?"

Elinde ki kartla arkasına döndüğünde Semra'nın mahcup bir bakış attığını gördü.

Kırgın olduğu gerçeği arkadaşını oldukça rahatsız etmiş olmalıydı. Kırılmıştı Balım. Onur'un kendisini, arkasına taktığını söylememsine. Bir de Tolga meselesi vardı tabii.

Gücenmiş bir şekilde konuştu.

"Ben arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm."

BİR DİLİM AŞKWhere stories live. Discover now