24. BÖLÜM

26.5K 1.5K 35
                                    

Onur gördükleri karşısında yumruklarını sıkmış öylece kalmıştı. Kendisini aptal gibi hissediyordu. Buraya aşkını itiraf etmeye geldiğine inanamıyordu.

Bu kadın tarafından elbette eski nişanlıyı kıskandırmak için kullanılmıştı. Yoksa bu adamın burada ne işi vardı. Bu kadarı asla tesadüf olamazdı. Böyle bir şeye alet olduğuna öyle çok canı sıkılmıştı ki en başından beri her şeyin böyle devam ettiğini düşündüğünde ise yumruklarını daha da sıktı.

Arda Balım'a iyice yaklaşırken Onur bu manzaraya daha fazla katlanamayacağının farkına vardı. Kalbi kocaman taşların altında eziliyor gibiydi. Kendisini böyle bir rüzgarın önünde aptalca sürükleyen yüreğinin üzerine koydu elini. 

Yaşadığı kısa bir kararsızlığın ardından arkasına bile bakmadan hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken telefonunu çıkarıp Semra'yı aradı.

***

Balım kendisine doğru yaklaşan yüzden uzaklaşamıyordu donmuş gibiydi adeta. Geçmiş gözlerinin önünde canlanırken ne yapacağını bilemez bir halde bir süre daha öylece kaldı.

Sonra sanki her şeyin buzu çözülmüşçesine kendine geldi. Karşısında ki adam onu arkasına bile bakmadan en ağır darbeyi vurarak terk eden adamdı. Ve bir de şuan onu bekleyen Onur vardı. Bu düşünceyle kendisini geriye çekti ve yüzü Ara'nın ellerinin arasından kurtuldu.

Birkaç adımda geriledi ve fısıltı gibi bir ses çıktı dudaklarından.

"Gitmem lazım..."

Arda boş kalan ellerine ve karşısında ki kadına baktı.

"Bir daha deneyelim. Ben her şeyimden vaz geçmeye hazırım."

"Çok geç Arda. Başkası..."

"Sus..."

Balım'ın lafını kesen Arda kendi etrafında hışımla dönüp tekrar kadını karşısına dikildi.

"Bu gün konuşmak için uygun bir gün değil. Başka bir zaman, sağlam kafayla..."

"Arda bak bizim aramızda bir şey kalmadı."

Arda kadının gözlerine derin derin baktı ve bir anda gözlerini çekip otele doğru yürümeye başladı. Daha fazla duymak istemiyordu. Gerçekten de Balım için işinden ve Buseden vazgeçebilirdi. Buna sonuna kadar hazırdı. Hayatının en büyük hatası karşısına devleşerek çıkıyordu.

"Seni asla bırakmamalıydım..."

***

Balım hızla uzaklaşan Arda'nın arkasından baktı. Onun için yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Yaptığı şey affedilir değildi. Ve kalbinde filizlenen yeni duygular ona acımasına engel oluyordu. Hayatının dört yılını alıp götüren adam bir şans daha istiyordu. Ve Balım'ın vereceği cevap kesinlikle hayır olacaktı.

Onur'un kendini beklediği bir kez daha aklına geldiğinde hızla havuzun etrafında dolaşmaya başladı. Etrafına bakarak hızla yürüyordu. Arda yüzünden geç kalmıştı zaten.

Bir anda giydiği ayakkabının topuğunun bir şeye takıldığını hissetti ve dengesini kaybetti. Kendini toparlamaya çalıştı ancak çabaları sonuç vermedi ve havuza doğru devrildi. Gecenin karanlığında loş ışıklarla aydınlanan havuzun dibine doğru çekiliyordu.

***

"Hadisene Balım. Sende amma korkak çıktın."

Balım kayalıklardan atlayıp yüzen arkadaşlarına imrenerek baktı. Onlar gibi yüzmek isterdi ancak ne yazık ki bir türlü suyun üzerinde durmayı başaramıyordu. Ne kadar denerse denesin yüzemiyordu. Ve bunu arkadaşlarına söylemeyi asla istemedi.

Henüz on üç yaşındaydılar ve sıcak bir mayıs öğleden sonrası okulu kırıp denize gelmişlerdi. Erkekli kızlı bir gurup hemen kendini denizin serin sularına bırakırken Balım sıcağın altında kayalıklarda oturmayı tercih etmişti.

Aşağının derin olduğunu biliyordu ve bu tüylerinin diken diken olmasına sebep oluyordu. Korktuğunu anlamalarını istemiyordu.

"Korkmuyorum. Sadece saçlarım çok kötü oluyor suya girince. Akşam annem anlar denize girdiğimi. Başıma iş almak istemiyorum.    "

"Bal gibi korkuyorsun işte kızım. Yoksa yüzme mi bilmiyorsun?"

Arkadaşları gülüşürken Balım hiddetle ayağa fırladı.

"Kim demiş."

"Ben dedim."

Arkasında beliren kişiye doğru döndüğünde bir anda ayakları yerden kesildi. Resmen kız onu kayalıklardan aşağıya itmişti. Kısa bir düşüşün ardından Balım suya çarptı ve çırpınmaya başladı. Suyun yüzüne her çıkışında derin bir nefes alıyor ancak suyun altına girdiğinde panikle bütün nefesini kaçırıyordu ve ciğerlerine su çekiyordu.

Arkadaşları yaşadıkları şoku atlatınca yardım etmek için o tarafa yüzmeye başladılar. Balım'ın son gördüğü kendisine doğru yüzen birkaç kişi oldu ve bilincini kaybetti.

***

Soğuk suyun içinde havuzun tabanında yatıyordu Balım. Aklından geçen son şeyler gecenin bu yarısında kimsenin yardımına gelmeyeceğiydi. Ne kadar çırpınırsa çırpınsın bu havuzdan çıkamayacağını biliyordu.

Kendisine doğru yüzen bir silüet gördüğünde gözleri kapandı ve küçük bir soluk için yalvaran ciğerlerinin yandığını hissetti...

BİR DİLİM AŞKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt