#37

42.9K 3.4K 418
                                    

Kucağımda bir leğen patlamış mısır boş boş yılbaşı ekranına bakarken yere çökmüş sehpanın üzerindeki bilimum abur cuburu tıkınan Yavuz'un sesi şüpheyle yükseldi. "Kübra seni James diye biri arıyor?"

Yan koltukta baymış Esra'nın hemen antenler dikildi. "James de kim?"

Oradan Meral atladı. "Neden seni James diye biri arıyor?"

Yavuz kalın kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldırdı. "Amerika'dan mı arıyor?"

Esra yattığı yerden kafasını bana doğru çevirdi. "Yoksa İngiliz mi?"

Yavuz'un hangi cipsleri üst üste ağzına tıktığını görebiliyordum. "Avustralyalı da olabilir."

Esra dudaklarını büktü. "Belki Kanadalı."

Meral'in gözleri parladı. "Ya da Yeni Zelandalı?!" İflah olmaz bir Yüzüklerin Efendisi hayranıydı. Ve tabii Peter Jackson. Onaylamamı ya da reddetmemi beklemeden tuvaletteki Zeynep'e heyecanla bağırdı. "Zeyneeepppp!!! Kübra'yı Yeni Zelandalı biri arıyor. Adı James!"

Tuvaletten Zeynep'in bağırtısını işittik. "Neee? Anlamıyoruuuum!!!"

Kafamı iki yana sallayıp arkadaşıma baktım. "Hemen yazdın senaryoyu."

Zeynep tekrar bağırdı derinlerden. "Anlamıyoruuuuumm!!!"

Meral de bağırdı tekrar kulağımın dibinde. "Yoookkk bir şeeey!!!" Neyse ki uzatmamaya karar vermişti.

Esra koltukta yüz üstü döndü. Tüm dikkati üzerimdeydi artık. "Ama James diye biri var gerçekten?"

Soruya bak. "Aradığına göre?" dedim alayla.

"Kim peki?" İstifimi bozmayıp bir avuç mısır atınca ağzıma altında kalan yastığı fırlattı. "Çatlatmasana insanı!"

Boştaki elimle yastığı havada yakalayıp bir köşeye bıraktım. "Bir arkadaş."

Tabii ki kimseyi tatmin etmedi bu cevap.

Yavuz 2.5 litrelik kolayı kafasına diktikten sonra şüpheyle bana baktı. "Ve adı James?"

O kadar inanılmazdı yani adı James olan birinin içimizden birini araması. "Evet. Çok mu acayip?"

"Bayağı acayip."

Balkondaki güruhtan aramıza katılan Fethi hemen olayı kapmıştı. Yavuz'un yanına yere çöktü. "Misal Yavuzcuğum benim James diye hiç arkadaşım yok."

Esra yüzünü buruşturdu. "Zaten bir gizemli hareketler. Bir işler çeviriyorsun sen. Arıyorum, neredesin diyorum, bir resmi konuşmalar. Ben seni sonra arayacağım diyor, sonra bekle ki arayacak."

O arada telefonun titremesi haliyle durdu. Arama sonlandı diye tam seviniyordum ki James yeniden ekranda belirdi.

"Cevap vermeyecek misin?" Hain bir gülümseme yayıldı Fethi'nin yüzüne. "Önemli galiba," dedi göz kırparken.

Israrla aramayaydı iyiydi. "Bir proje var da..." diye bir şeyler geveledim. "Ondan..."

"Hııı," dedi Yavuz. "Yılbaşı gecesi kesin çok önemli bir gelişme yaşanıyordur o projeyle ilgili..."

"Amerika'yla hani saat farkı filan var ya," diye bilgilendirdim kendisini. "Bir şeyler oluyor olabilir yani!" Yalanımı sevsinler.

"Demek Amerikalı!"

Patlamış mısır leğenini Fethi'nin kucağına atar gibi bıraktıktan sonra telefonu elime aldım. 'Oooo', 'Aaa', 'Hmmm' sesleri eşliğinde koridora doğru ilerledim. Tüm hareketlerim kuşkuyla izlendi bu süreçte.

Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙Where stories live. Discover now