#64

30.4K 3K 683
                                    

Biraz geç vakte kaldık, gözümü zor açtığımdan gözümden kaçmış bir şeyler olabilir. Hata görürseniz not düşüverin canlarım! ❤️😘


Cumartesi sabahı, o gün son günüm değil de olağan bir günmüşçesine, iki haftadır olduğu gibi Agatha yine bize kahvaltı hazırladı.

Her zamanki tezgâhın başına geçip, her zamanki mutfak sandalyelerine Jimmy'yle karşılıklı oturduk.

Bu sefer menü daha bir genişti sanki; veda kahvaltısına yaraşır biçimde olsa gerek.

Uçak sabaha karşı kalkacaktı. Daha çok vardı yani. Peş peşe kendimi yatıştırmak üzere yinelediğim iki cümle.

Ama gözüm sürekli saatteydi; elimde değildi. Bazen telefonuma, bazen duvardaki saate, bazen de Jimmy'nin kolundaki saate bakıyordum. Kafamdaki geri sayım asla durmuyor, akşam olunca gideceğim bir an olsun aklımdan çıkmıyordu.

Tabağımdaki omletle oynarken, düşüncelerimden Agatha'nın sesiyle ayrıldım. "İstanbul nasıl bir şehir?"

"Büyük, kalabalık ama çok da güzeldir. İstanbul'u anlatması biraz güç; kendi gözlerinle görmelisin. Belki beni ziyarete gelirsin bir gün?"

Bana şöyle bir baktı. Agatha'nın 'istemem yan cebime koy' bakışını diğer bakışlarından ayırt edebiliyordum artık. "Belki de gelirim."

"Çok memnun olurum."

Islak ellerini bir havluyla kurulayıp karşıma dikildi. "Beni memnun etmesi zordur."

"Ben harika bir ev sahibiyimdir," dedim sıfır alçakgönüllülükle. "Yemeklerim de güzeldir üstelik."

"Çok şanslısın Agatha," dedi Jimmy. Bana dikti bakışlarını. "Beni henüz resmi olarak davet etmedi."

"Sanırım bir ara davet ettim.*" (*At some point I think I did.)

"Hatırlamıyorsun bile. Resmi bir davet sayılmaz o.*" (*You don't even remember it. That doesn't count as a formal invitation.)

Gözlerimi açıp tane tane konuştum. "Seni şu anda resmi olarak İstanbul'a davet ediyorum. Gelecek misin?"

Kollarını göğsünde bağlayıp Agatha gibi "Belki gelirim," dedi.

Agatha gözlerini devirip boşalan bardak ve tabakları toplamaya girişti. "Eskiden sen böyle değildin Jimmy," diye mırıldandı.

Jimmy gözlerini kıstı. "Nasıl değildim Agatha?"

"Ne?" diye sordu Agatha anlamamış gibi. "Hadi kalkın artık yemiyorsanız! Kış kış!*" (*shoo shoo)

Bizi kovalamasına rağmen, kahvaltıdan kalkınca mutfağı birlikte topladık. Agatha'ya çay demlemeyi teorik olarak, Türk kahvesi yapmayı da uygulamalı öğrettim. Yaptığımız Türk kahvelerini arka bahçede içtik bir güzel.

Agatha rutin işlerini bitirdikten sonra onunla da vedalaşma zamanı geldi. Beni tanıdığına memnun olduğunu bile söyledi. Daha ne olsun?!

****

Agatha gittikten sonra saatler bir biri ardına birer mum gibi eriyip bitti.

Akşama doğru pizza söyledik – ikişer dilim bile yiyemedik.

Gece çıkmamıza yakın, hazırladığım sırt çantamı da çoktan kapattığım bavulumun yanına bıraktım. Jimmy'nin bana verdiği misafir odasına son bir bakış attım. "Sanırım hazırım."

Jimmy yatağın üzerinde otururken önce bana sonra da bavulla yanındaki çantaya baktı. "Sanırım öylesin..."

Ben de gidip yanına oturdum. Hala biraz vakit vardı. Duvarları incelerken, bir süre konuşmadan durduk öylece yan yana. Geldiğime ayrı inanamıyordum, gideceğime ayrı.

Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙Onde histórias criam vida. Descubra agora