Nur GÜNDOĞDU
17 yaşında olan güzel bir kız. Sırf abisi ölmesin diye berdele kurban ediyor kendini. Ailesinin üzülmesine dayanamayıp herşeyi göze alarak evleniyor.
Miran ULUBEYOĞLU
21 yaşında yurt dışında okuyup okulunu bitirip ıstanbula gelmiş yak...
Sabah alarmımın sesiyle uyandım. Saat 6.30 du hemen kalkıp elimi yüzümü yıkayıp rutin işlerimi hallettim. Odama geçip kızkardeşim Sude'yi uyandırdım. Oda kalkıp elini yüzünü yıkayıp geldi ve yanağımdan sulu bir şekilde öpüp "günaydın" dedi bende karşılık verdim "günaydın" dedim. Kahvaltıyı hazırlayıp abimi, babamı, Sude'yi çağırdım. Güzel bir kahvaltıdan sonra biz okula gittik. Okula serbest gittim bugün çünkü 4 saat sonra babamla hastaneye gidicektik.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sınıfa girdim ve en yakin arkadaşım Merve ile muhabbet ettimm. Aşağı hava almak için indiğimizde Mervenin kuzenini Umutu gördüm. Beni baştan aşağı süzerek geçti yanımdan. Çünkü eski erkek arkadaşımdı ve bakması normaldi. Sınıfa gittik ama ben telefonu vermedim hastaneye gidicem diye. Ders başlayalı 10 dakika olmuştu. Makine sınıfından bir öğrenci gelip beni tarih hocasının çağırdığını söyledi. Bende hocadan izin alıp gittim. Kapıyı çaldım ve içeri girdim. Hoca benden bir slayt istemişti onu açmamı istedi bende açtım. Hoca eksik olup olmadığına bakıyordu ki telefonum çaldı. Arayan babamdı hemen yanıtladım telefonu.
Ben : Efendim babacım.
Babam : Kızım sizi almaya geliyorum okula. Hazır olun ben gelene kadar.
Ben : Neden? Bir sorun mu var baba?
Babam : Evet kızım bir sorun var. Gelince anlatırım şimdi kapatmam gerek.
Ben : Tamam. Baba kendine dikkat et gelirken sesin çok telaşli geliyor.
Babam : Tamam kızım görüşürüz.
Dedi ve telefonu suratıma kapattı. Birden kalbime ağrı girdi sanki kötü birşey olacakmış gibi hissediyorum. Kafama fazla takmamaya çalıştım. Hoca bana 2 sayfa daha eklememi söyledi bende hızla 2 sayfa ekledim ve sonunda bitmişti. Kapı çaldı ve nöbetçi babamın geldiğini söyledi bende hızla babamın yanına geldim.
Ben : Baba neler oluyor anlat bana.
Babam: Kızım şöyle bir oturup sonra konuşalım olur mu?
Ben : Tamam.
Dedim ve bir masaya oturduk hava sıcak olduğu için dışarda gölgelik olan yere geçtik. Babam stresliydi çok belli ediyordu.
Ben : Artık ne olduğunu anlatırmısın baba.
Babam : Kızım abin Ayşe ile kaçmış ailesi vermediği için kaçırmış kızı. Biliyorsun ki onların bir töre dedikleri şey var ya bulunduklarında ölürler ya da berdel dedikleri evlilik olur. Şimdi onlar yakalandı ve Ayşenin evindeler bende sizi alıp oraya gidicem ve karar verilecek.
Babamın gözleri sulanmıştı bunları anlatırken neler olabileceğini en iyi ben biliyorum bu durumda berdel olursa ya Sude ya da ben Ayşenin kardeşi ile evlenecektim. Eğer berdel derlerse düşünmeden kendimi kurban ederim. Çünkü Sude hiçbir acıya katlanamaz. Ve en ufak şeyde astımı olduğu için kriz geçirebilir. Onun bir hayali varken ben onun hayalini yıkamam gerekirse kendi hayallerimi yıkarım.
