PİŞMANLIK

9.4K 305 28
                                    

Miran'dan

Nur düğünden apar topar gitti. Ne olduğunu anlamadim. Aradım ama telefonu kapalıydı. Nereye gitti yaaa ooffff. Hemen Semra annemin yanına yani Nur'un annesinin yanına gidip sordum ama oda bilmiyordu. Aramasını istedim açmıştı telefonu. Semra anne konuşurken hastane kelimesi çıktı ağzından. Acaba Nur'a mı birşey oldu. Oofff çıldırıcam nerde yaa. Semra anne telefonu kapattı ve bana döndü.

Ben : Anne ne hastanesi söylermisin?

Semra anne : Oğlum bir sakin ol. Bir arkadaşı hastanedeymiş onun yanına gitmiş. Merak etme sen.

Ben : Anne ne arkadaşı. Burda abisinin düğünü varken o hastaneye gidiyor. Arkadaşı her kimse ailesi yok mu yanında. Hiç birimize haber vermeden nasıl gider.

Semra anne : Sude'ye haber vermiş giderken. Sen merak etme yarın gelicek nede olsa.

Ben : Ne demek yarın gelicek anne. Bu kadar önem verdiği biri mi?

Semra anne : Önem verdiği biri. Beni bile dinlemeyeceği biri.

Ben resmen çıldırdım. Önem verdiği ve ailesini dinlemeyeceği biri. Kim bu lan kim? Sinirli bir şekilde dışarı çıktım. Arkamdan Savaş ve Şahin de gelmişti. Beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı ama iyice delleniyordum. Tekrar Nur'u aradım ve açtı. Ama konuşan bir çocuktu sonra telefonu Nur'a vermesini istedim seslenirken anne dedi. Yanlış duymadım değil mi nasil anne der ne oluyor yaa. Telefonu Nur aldı ve kim olduğunu sordum ama anlatamam dedi. Nerde olduğunu öğrendim ve hemen hastaneye gittim. Savaş bizde gelelim dedi ama istemedim tek gidebilirdim. Hastaneye geldim ve danışmadan öğrendim odayı. Odanın olduğu yere geldim ki Nur bir adamla sarılıyordu ve ağlıyordu. Kim lan bu adam da benim helalime el süren. Ben bile böyle yakın sarılmadım sevdiğime. Nur sen ne yapıyorsun yoksa sevdiğimi vardı. Bana yalan mı söylemişti. Adamdan ayrıldı ve adamın eline kelepçeyi takıp gittiler. Nur'un yanına gittim ve neler oluyor dedim. Dışarı çıkmak istedi Nur bende tamam dedim ve çıktık. Bana en baştan beri olan biteni ağlayarak anlattı. Daha sonra onu tanımadığımı ve düğüne kadar görüşmememizi istedi ve içeri gitti. Keşke diyeceğim şeyleri yapmasaydım. Pişmanım sevgilim her dediğim kelime için, kötü düşüncelerim için çok pişmanım. O bir çocuğun yaşamı için çabalarken ve ona annelik yaparken ben neler düşündüm. Sonra eve gittim annem ne oldu diye sordu. Annemden birşey saklayamadığım için anneme anlattım oda bana kızdı. Odama çıkıp bir duş aldım ve rahatladım. Yatağa yattım ve bir kez daha pişman oldum. Bugünün yorgunluğuyla uyuya kaldım.

Sude'den

Düğün bittikten sonra abimler eve gitti bizde otele gittik. Annemler odasına gidip yattı. Bende üstümü değiştirip ablamın yanına gidip Selim'i görmek istedim. Taksiye binip hastanenin adını söyledim zaten hastane buraya yakın olduğu için 10 dakikada gittim. Danışmaya gidip odayı sordum ve ablamlarin yanına çıktım. Kapıyı çalıp öyle girdim içeri. Ablam ve Selim uyuyorlardı. Ablamın beli ağrımasın diye kaldırdım. Ama ablam hassas olduğu için hemen kalktı. Uykusu bir kere açıldı mı bir daha uyuyamazdı. Sessizce yanıma geldi ve odadan çıkardı.

Ablam : Neden geldin birtanem?

Ben : Sizi görmeye geldim ablacım. Selim nasıl iyi oldu mu?

Ablam : Evet canım. Şimdi iyi sen merak etme.

Ben : Tamam ablacım. Gel bakalım iyi geceler öpücüğümü  alıp öyle gidiyim.

Dedim ve ablamı öptüm daha sonra odaya girip Selim'ide öptüm ve otele geçtim. Odama gidip bir duş aldım bugün bayağı yorucu bir gündü ve hepimiz harap olmuştuk. Duştan sonra hemen yatağa girip uyku moduna girecekken telefonum çaldı. Eğer kim arıyorsa Allah belasını vermesin. Ekrana baktım arayan Savaş'tı. Hemen cevap verdim telefona.

Ben : Efendim.

Savaş : Sude uyuyormuydun?

Ben : Tam uykuya dalıcaktım. Önemli birşey yok değil mi?

Savaş : Sadece ablanı soracaktım. Miran bayağı sinirliydi giderken.

Ben : Merak etme sadece yakın bir tanıdığı hastaneye kaldırılmış. Onun için refakatçı olarak kalıcakmış.

Savaş : Tamam ablan iyiyse. Ben yarın Miranla konuşucam neden sinirlenmiş öğrenip sana haber veririm.

Ben : Tamam aşkım. Kendine dikkat et sıkı giyin bu akşam hava soğuk. Hastalanma sakın.

Savaş : Tamam canım sen merak etme beni. Ben kolay kolay hastalanmam.

Ben : Savaş yarın konuşalım olur mu? Çünkü çok yorgunum ve uykum var.

Savaş : Peki prenses siz nasıl emrederseniz. İyi geceler güzelim.

Ben : İyi geceler sevgilim.

Dedim ve telefonu kapattım. Tekrar kendimi uykunun kollarına bıraktım ve bu sefer kimse aramadı ve rahatça bir uyku çekebilirdim.

🕛🕛🕛🕛🕛🕛

Saat gece 3 ve telefonum çalıyor. Yabancı bir numara idi. Önce açmak istemedim ama merakima yenik düşüp açtım. Karşıdan ablamın bağırış sesi geliyordu. Demek ki ablamı kaçırdılar. Adam konuşmaya başladı.

Adam : Sude merhaba. Ablan şuan elimde biliyormusun. Sesini duyuyorsundur.

Ben : Sen kimsin? Ablama ne yapacaksın?

Adam : Hiçbirşey yapmıycam. Sadece biraz gönlümü eğlendirecek.

Ben : Ablamın senin yanında olmadığı ne malum. Sesini duymak, konuşmak istiyorum.

Adam : Peki. Konuşun bakalım.

Ablam konuşmaya başladı.

Ablam : Sude ben iyiyim merak etme. Kimse bana elini dahi süremez.

Ben : Abla enişteme haber vericem ben yoksa bu adam dediğini yapar.

Ablam : Sude hani benim odamdaki eski dökük bir fabrika resmi varya şehirin çıkışındaki çektiğin onu ben gelmeden birine ver.

Ben : Abla ne diyorsun. Öyle bir resim yok ki odanda.

Ablam : Hani üzerinde 30 / 6 yazıyor.

Dedi şifreli konuştuğunu çaktım. Hemen bir kağıda yazdım. Sonra ablama tamam dedim. Adam telefonu almıştı.

Ben : Senin ablamla alıp veremediğin ne varda ablamı kaçırıyorsun?

Adam : Benim alıp veremediğim Miranla. Sen Miran'a müstakbel karısının yanımda olduğunu söyle. Bu arada lakabı "güçlü" dersen o tanır beni.

Dedi ve telefonu suratıma kapattı. Hemen eniştemi aradım ve olayi baştan sona kadar anlattım. Eniştemin düşmanıymış. Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkayıp hazırlandım. Eniştem benide alıcaktı ama hastaneye bırakacaktı. Aşağı indim ve kapıda Savaş ve eniştem ile karşılaştım. Hemen arabaya bindik ve hastaneye geldik. Ben arabadan inerken ulaştıklarında haber vermelerini söyledim. Onlarda tamam dedi hemen Selim'in odasına gittim. Odaya girdiğim de uyuyordu birtanem benim yaa. Nasıl da masum uyuyor. Koltuklardan birine oturdum saate baktığımda 06.30 olmuştu. Neden armadılar yaaa ooff en iyisi ben Savaşı arayım. Hemen telefonumu aldım ve numarayı çevirdim. Çalıyor ama açmıyor. 30 defa aradım ama hiç birinde açmadı. En sonda eniştemi aradım ve oda açmadı. Ne yaptılar yaaa çıldırıcam burda ben. İnsan bir arar haber verir. İçime birden kötü his geldi. Acaba ablama, enişteme, sevdiğime bir zarar mı geldi. Tekrar aradım Savaşı bu sefer açtı ordan benimle konuşan adamın sesi geldi bağırıyordu. Daha sonra 3 el silah sesi duydum.

Ben : Savaş ordamisin? Savaş kim vuruldu? Cevap ver Savaş Allah aşkına bir ses ver?

Ama ses yoktu.

Sizce kim vuruldu...

Oy ve vote vermeyi unutmayın....

ÇOCUKLUK AŞKIM  ( BERDEL )  TAMAMLANDIOù les histoires vivent. Découvrez maintenant