VURULMA

8.9K 287 21
                                    


Miran'dan

Sude gece beni aradı ve Nur'un kaçırıldığını söyledi. Hemen Sude'yi alıp hastaneye götürdüm. Sonrada bir arkadaşın yanına gidip numarayı araştırma yapmasını istedim. Nur'u kaçıran benim düşmanım olan Zafer idi. Yerini öğrendik ve gittik. Sude de şifreli konuştuğunu söylemişti ve adres aynıydı. Hemen gittik adamlarımı topladım 30'a yakın ne olur olmaz diye. Gittiğimizde Nur'u bir eski yatağa oturtmuşlar. Elini ve ayağını yatağa bağlamışlar. Bu şerefsizler ne yapmaya çalışıyor. Hemen Savaş ile silahlarımızı çıkartıp hazırda bekledik. Nur'un arkasındaki odadan Zafer çıktı pişkin pişkin gülüyordu. Bu senin son gülmelerin Zafer bey. Diğer adamlara işaret verdim bazıları Zafer'e yakın bazıları uzaktı. Hemen silahı ona doğrulttum ve karşısına çıktım. Yerimden çıkarken bir yandan da bağırdım Zafer diye. Çünkü elini sevdiğimin yanağına dokunmaya kalkıyordu.

Ben : ZAFER bırak lan kızı. Senin derdin benimle sevdiğimle değil.

Zafer : Oooo kimleri görüyorum gözlerim kamaştı. Demek bulabildin bizi Miran ULUBEYOĞLU.

Ben : Buldum tabiki senin gibi it anca buraya getirir.

Dedim çenesi kasılmıştı sinirleniyordu.

Ben : Sen kimsinde benim olana elini sürmeye kalkarsın. Senin o elini kırarım lann.

Zafer : Dokundum ne olacak. Gel de kır hadi.

Diyip elini Nur'un yüzüne yaklaştırdı. Hemen yanına gidip yumruğumu indirdim suratına. Daha sonra tekme atmaya başladım. Gene telefonum çaldı arayan Sude idi. Hemen cevap verip Nur'un yanına gidip ipleri çözdüm. Sude nasıl olduğunu sordu ki silah sesi geldi. Nur'a baktım ona birşey olmamıştı. Birden sırtımda acı hissettim ve yere düştüm. En son Nur'un bana seslendiğini duydum.

Nur'dan

Beni kaçırmışlardı zorla adamlar beni yatağa bağladılar. Zafer denen adam benim yanıma yaklaştı ve yanağıma elini koyacakken başımı başka tarafa çevirmemle Miran'ın sesini duymam bir oldu. Ben ağlıyordum biribirleriyle konuşurken konuşacak halim hiç yoktu. Miran'ın telefonu çaldı. O sırada Savaş adamı dövüyordu sonra adamı bıraktı ve Miran'ın yanına geldi. Miran telefonla konuşurken birden silah patladı. Bana gelmemişti ama Miran'a gelmişti ve Miran yere yığıldı. Seslendim uyansın diye ama nafile. Savaşta Zafer denen adama sıktı ve adamlarina talimat verdi. Ayağa kalktım arabaya taşıdık Miran'ı hemen arka koltuğa yanına oturdum. Savaş hızlı sürüyordu arabayı bende Miran'ın kalkması için yanağına vurup duruyordum ama kalkmıyordu. Yarım saatin sonunda hastaneye geldik. Hemen Savaş Miran'ı kucağına aldı bende hemen sedye istedim. Doktor ne olduğunu sordu bizde vuruldu dedik. Kurşun bayağı derin girmiş ve iç kanaması varmış hemen ameliyata aldılar.
Ameliyata gireli yarım saat olmuştu. Bu yarım saat içinde Savaş Sultan annemlere bende Sude'ye haber vermiştim. Hepimiz iyi bir ameliyat geçmesini bekliyorduk. Sultan anne ve ben sürekli ağlıyorduk yengemde öyle. Ameliyattan bir hemşire hızlı çıktı hemen durdurdum.

Ben : Miran iyi mi?

Hemşire : Şuan birşey söyleyemem ama acil kana ihtiyacımız var.

Ben : Kan grubu benim kanımla aynı. Ben veririm kanı.

Hemşire : Tamam o zaman benimle gelin hemen alalım kanı.

Başımı salladım ve hemşireyi takip ettim. Kanı aldı ve meyve suyu verdi içmem için ama 2 yudum içtim annemlerin yanına gittim. 1 saatte böyle bekledik artık daralıyordum, çıldıracaktım. Sude'ye lavaboya gideceğimi söyledim sonrada gidip elimi yüzümü yıkadım. Biraz rahatlamıştım. Aşağı inip hava almak istedim bir banka oturdum ve en baştan olan biten herşey film şeridi gibi gözümün önünden geçip gitti. Ne çok şey olmuştu küçüklüğümden beri olan yaramazlığımız, güldüğümüz, ağladığımız, azar işitmelerimiz. Nede güzel anılardı.

ÇOCUKLUK AŞKIM  ( BERDEL )  TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now