yedi

31.6K 1.2K 393
                                    

Adımlarım sakindi, koca binanın içinde her gelişimdeki uğradığım tek noktaya yine yavaşça yürüyordum. Gözlerimi değdirdiğim herkes kendi işiyle ilgileniyordu, insanlar sakin ve dikkatliydi. Yanımda yürüyen girişteki asasistan kadınlardan herhangi biri asansörün kapısını gösterip gülümsedi. Başımı salladım ve tam yirmi beş kat sakince asansörün yükselişini izledim.

Asansör durduğunda kadın önümden yürüyerek adını unuttuğum fakat buraya gelişlerimde çok kez gördüğüm kadına bir şeyler söyledi. İkisinin konuşmasından uzaklaşıp gözlerimle gri tonlarındaki ofisi inceledim. Holdingin en üst katıydı, kurul katıydı ve yalnızca bu kata çıkan özel bir asansör vardı.

İki kadın benden uzakta konuşmayı kestiklerinde biri eliyle köşedeki koltuk takımlarını gösterdi. "Buraya geçin isterseniz bende Arslan Bey'e geldiğinizi haber vereyim." Başımı sallayıp gösterdiği koltuklara ilerliyordum ki asansörün kapısı yeniden açıldı.

Alptekin dağınık sarı saçlarını elleriyle iteklerken mavi gözleri katın içinde hızlıca turlamaya başlamıştı ki göz göze geldik. Üstünde siyah bir pantolon ve beyaz tişörtlerinden biri vardı. Saçları yine ve yine ellenmemiş doğal haliyle bırakılmıştı. Onu çekici yapan yönlerinden biride dağınık saçlarıydı, baş döndürüyordu.

Yanında bir kız vardı, uzun boylu benim aksime sarışın bir kız. Onun gözlerine bakmaya çalışıyordu, uzun topukluları sayesinde boyuna biraz yetişmişti fakat yanında yinede kısa duruyordu. Sapsarı saçları beline kadar uzanmıştı ve kız çok güzeldi.

Tırnaklarımı avuç içime bastırıp sessizce yutkundum. Oda yavaşça kıza döndürdü kafasını, kıza bir şey söyledi kısaca ve yeniden bana döndü.

O dudaklarını birbirine bastırırken kendimi kötü hissetmiştim. Çünkü koyulaşan mavi bakışları bedenimde turluyordu, giydiğim yazlık yırtmaçlı eteğimden gözüken bacaklarımı gözüne kestirmişti. Sarı düzgün kaşları çatmış uzun bacaklarını bana doğru savuruyordu.

Nefesimi dışarı bırakıp gülümsemeyi denedim. O benim gibi gülmedi eli dirseğimi yakaladığında ben daha ne yaptığını anlamazken dudakları yanağıma değdi. Alptekin Üner, sıcacık ve ıslak dudaklarını tenime bastırıyordu. Hiç olmadığı kadar ani ve sebepsizdi.

Parfümünün kokusu dahada yakından beni sardığında birkaç saniye içerisinde yok olmuştu. Eli hala dirseğimdeydi, fazlasıyla yakınımda duvar gibi önümde duruyordu. Ne beni buraya getiren kadın ne de diğer asistanı görebiliyordum.

"Sen.." Diye mırıldandım o konuşmayınca fakat anormal olan benim burada olmamdı. Burası zaten onundu, o yüzden açtığım ağzımı hızlıca kapatıp toparlamak için başka bir bahane aradım.

"Arada gelirim." Konuşmama izin vermemişti, önünden yürümem için işaret verdiğinde eliyle üstünde Alptekin Üner yazan odayı gösterdi. Onun tavrına mı yoksa holdingte odası olmasına mı şaşırsam kendim bile anlayamamıştım. Tek yaptığım sesimi çıkarmadan beni iteklemesine izin verip odasına girmek oldu. Fakat saniyeler içinde şaşkınlığum dağılmıştı.

Odanın içinde yalnızca ikimiz olduğunu bildiğim için onu rahatlıkla itekleyip elinden kurtuldum. Belimden düşen eli boşluğa düştüğünde ikimizinde bakışları birbirini buldu. Dişlerini birbirine bastırdı, buraya gelmeden önce birisiyle tartışmış olabilirdi veyahut başka bir şeydi önemli olan benim aptal gibi kalmış olmamdı.

"Arslan Amcayı görmek için geldim. Bir şey mi söyleyeceksin, neden buraya geldik?" Gözlerini devirdi, üstündeki deri ceketi çıkardığında sessizce yutkundum. Beyaz dar tişörtünden belli olan sırt kaslarına uzun süre takılı kaldım. Daha onsekizindeydi, böyle olması kabullenilir değildi.

"Önemli bir işi çıkmış gitmesi gerekmiş." Gözlerini gözlerimden kaçırırken oturmam için koltuklardan birini gösterdi. "Senin geleceğini bana telefonda söyledi, senin için geldim."

Gözleri çok başkaydı, farklıydı. Bakışları, seçtiği her bir kelime ruhumu okşuyordu. Aklımın terazisinden inceden süzülürken bir girdapın içine çekilirmiş gibiydim. Yüreğimde anlamlandıramadığım bir çırpınış sokuldu koynuma. Kendime kızdım, çok kızdım.

Ona daha fazla bakamadım, gözlerimi usulca çektim.

Senin için geldim.

"Geri gelmeyecek mi?"

"Gelmeyecek." Kaşları çatılmıştı. "Oturur musun artık şuraya?"

"Gelmiyorsa kalmama gerek yok." Sertçe soluklandım, saç diplerim heyecandan terlemişti. Ne konuştuğumu, nasıl saçmaladığımı görmezden gelmek istedim. "Gidiyim artık."

"Hayır." Oturduğu yerden çabucak doğruldu. Büyük adımlarıyla çabucak yanıma geldiğinde telaşlanmış mavi gözleri bacaklarıma kaydı fakat hızlıca kendini geri topladı. "Yemeye gideceğiz."

"Aç değilim."

"Kahve içeriz."

"Bir saat önce içtim."

"Umurumda değil." Diye bağırmaya yakın sesini yükseltti. "Geliceksin."

"Alptekin çek elini." Koluma koyduğu elini daha da sıkılaştırdı. Mavi gözleri kısılmış yüzüme bakıyordu. "Neden insan gibi davranmıyorsun?"

"Neden her şeye itiraz ediyorsun?"

Ağzım açıldı fakat geri kapandı, elini çekerken belimden tutup koltuğa oturmam için işaret etti. Sesimi çıkarmadan gösterdiği yere oturdum. Tam karşıma koltuğun yanındaki sehpaya oturduğunda kalbimin seyri değişmişti.

"Senin için geldim, bir nevi babamın yerine seni özür yemeğine götüreceğim." Derin bir soluk çektiğinde bacaklarımda bakışlarını hissettim. Mavi gözlerini yerinden çıkarmak istesemde sessiz kaldım. "Ama bana karşı hep ters olduğun dinlemeden olmaz diyorsun. Kaçıyorsun."

"Kaçmıyorum."

"O zaman geliyorsun Almira."

@alptekin_uner; O etekleri yakarım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

@alptekin_uner; O etekleri yakarım.

melisa_uner ve 10.250 kişi beğendi.

Bu gönderi yorumlara kapatıldı.

@almira_tanyel; sabah güneşi¿

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

@almira_tanyel; sabah güneşi¿

alptekin_uner ve 230 kişi daha beğendi.

ceyhun_kiratli;güzelee

melisa_uner;sidikliyee

alptekin_uner;çok çirkinsin kaldır

*

Diğer bölüm kısa sürede gelecektir.

Görüşmek üzere.

ALPTEKİNWhere stories live. Discover now