yirmi yedi

22.9K 1.1K 406
                                    

Sizi birazcık beklettim çünkü bölümü uzun tutmak istedim. Böyle bir bölümü sürekli kesmek istemedim. Ve bu arada istediğiniz sona yaklaşıyor muyuz ne? 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Sizi seviyorum

*

Hazırdım. Baştan aşağı gözlerimi aynada gezdirirken gördüğüm umut veriyordu. Böyle görünmeyi, iyi hissetmeyi seviyordum. Saçlarımı at kuyruğu yaptırmıştım, sıkıca toplanmıştı. Makyajım sade ve elbisemin tonlarındaydı. Elbisemse biraz dekolteliydi, ani hareketlerimde büyük sorunlarla karşılaşabilirdim. Alptekin'in bundan haberi yoktu, onun takımını birlite almıştık o yüzden elbisemi ona göre uyumlu bir şey seçmiştim. 

Topuklularımı giyinip küçük el çantamı elime aldım. Yüzüme küçük tatlı bir gülümseme kondururken odamdan çıkmak için hareketlenmiştim. Heycanlı mıydım? Heyecanlıydım, sebebi bir mezuniyete katılmam değildi. Onun mezuniyetine onun kollarının arasında girecek olmamdı. Hayatını benimle paylaşmaktan çekinmiyordu, hislerimin yanlışlığını görmüyordu. Artık ipleri elimde tutamıyordum, sabrım tükeniyordu. Anlamasından krkuyordum.

Bu gece onun için özeldi ve ben bunu mahvetmemeliydim.

Merdivenlerin sonuna geldiğimde Melisa kapıdan içeri giriyrdu. Sanırım kontrol etmek için gönderilmişti. "Liselilerin ağızlarının sularını akıtacaksın." Elimi tutup beni döndürdü. İkimizde kıkırdadık, gözlerimiz buluştu. Öyle derin bir ihanet sancısı doğdu ki yüreğime hiç yüzleşmediğim bir gerçeğin kucağına düştüm. Melisa hislerimi duysa neler olurdu? Çocukluk arkadaşımı, kardeşimi kaybederdim.

"Almira." Elini gözlerimin önünde salladı. Daldığım yerden ona döndüm. 

"Ben gelene kadar uyuma." Omuz silkti, onu ektiğimi falan düşünüyordu. Aslında zorunluluktan gittiğimi biliyordu ama yinede trip atıyordu.

"Ceyhunlarla çıkacağım, senden geç döneceğim muhtemelen."

"Nereye gideceksiniz?"

"Liselilerin gidemediği yerlere." İkimizde birbirimize dil çıkardık. Kapının zil sesi evin içinde yankılandı.Yüzümü ellerinin arasına alırken ağlarmış gibi gözlerime baktı. Topuklulardan dolayı boyuma yetişemiyordu ve çok komik duruyordu. "Oradaki küçük kurtlara yem olma anneciğim." Gözlerimi devirip yanaklarıma koyduğu eline vurdum. 

Önden o ben arkasından kapıya geldiğimizde nefes almak için biraz beklemek istedim ama Melisa durmadı. Kapı ardına kadar açıldı. Karşımdaydı ve yüreğim çoktan teslim olmuştu. Yutkunmaya çalıştım. Çok başkaydı, saçları her zamandan farklı bir özenle geriye taranmış takımı üstüne göre yeniden ayarlanmıştı. Elinde bir buket gül ve dün dedesinin eline sıkıştırdığı paket vardı.

Gözlerimiz buluştu, mavilikleri kocaman olmuştu. Utandım, gözlerimi kaçırmak istedim ama başaramadım. Hipnoz olmuş gibi ona bakakaldım. "Çok..çok güzelsin." Başka bir şey demedi, demesi gerekmiyordu. Melisa kıkırdadı benim yanaklarım kızardı. Başımı eğip bu sefer gözlerimi kaçırırken derin bir nefes çektim.

"Ergen arkadaşlarından biri arkadaşıma sulanırsa cezasını sana keserim." Alptekin kafasını hızla Melisa'ya çevirdi. Gözleri irileşti ve kaşları çatıldı. Yeniden bana bir bakış atıp elbisemin açık kısımlarında gözlerini dolaştırdı ama çok sürmedi.

"Gözlerini değdiremezler."

Melisa ona dil çıkardı. Alptekin koluna girmem için kolunu kaldıdı, tek adımda yanına yetişirken koluna girip ilerlemeye başladım. "Bana bakın sakın geç kalmayın ikinizide eve almam." Ona havada bir öpücük attım ve bizim evin bahçesinin önüne bıraktığı yeni arabasına doğru ilerledim. Dedesinin aldığı son arabasıydı, senden değerli değil deyip kanıtlamaya çalıştığı arabaydı. 

ALPTEKİNWhere stories live. Discover now