otuz üç

39.4K 1.4K 1.1K
                                    

Bölüm gecekti çünkü Alaca Tutkusuna bölüm atmak zorunda kaldım. Zaten açıklamasını yapmıştım ama bilmeyenlere özürlerimi iletiyorum ve bu muhteşem bölümü size emanet ediyorumm.

Bu arada yaş olayına takılmamanız beni çok mutlu etti.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Sizi çooook seviyorum.

*

Annemlere yalan söylemiştim, Melisa bir şey sakladığımı anlamışt ama ilk defa patavatsızlığını gizleyip sessiz kalmıştı. Yalnız kaldığımızda sorgulayacaktı, Alptekin beni yakıyordu. Melisa öğrenirse ne diyeceğini bile bilmiyordum, bana küsebilirdi. Bu yaptığım onu sırından bıçaklamaktı. Bir çözüm bulmak zorundaydım.

Ama kendimi durduramıyordum, ayaklarım beni her seferinde ona götürüyordu. Mantığımı çoktan onun ellerine vermiştim, gece odasında yatmış olmam bile delilikti. Hatta baya büyük bir delilikti. Deprem olsaydı, yangın çıksaydı odasından çıktığımı görebilirlerdi.

Alptekin'i de kendimide durdurmalıydım.

Adımlarım yavaşladı, yeni ama eski spor arabası mesajda yazdığı gibi sokağın başında durmuştu. Neden onun ayağına gidiyordum ki? Ceyhun'u sevmemesi onun benim kardeşim kadar yakın arkadaşım olmasını değiştirmiyordu. Biz birlikte büyümüştük, ona sırtımı dönemezdim. 

Arabanın yanında durdum, kapıyı açıp açmamak arasında kararsız kaldığımda kapıyı benim yerime içeriden o açtı. Koyulaşmış mavilikler karşımdaydı, öfkeliydi. Üstüme giydiğim eteği düzelterek yanındaki koltuğa oturdum. Gözlerine bakmaktan kaçmayı denedim ama izin vermedi, eli çenemi buldu ve yüzümü ona doğru çevirdi. 

"Beni öldürmek mi istiyorsun Almira?"

"Niye?" Diye fısıldadım usulca, güldü. Sahilikten uzak, sinirli bir gülüştü. Baş parmağı yavaşça dudağımı okşadı, gözleri oraya kaydı. "Bu kadar sinirlenebileceğin bir şey değil."

"Niye?" Diye sordu beni taklit ederek. "O he-" Durdu çünkü durması gerekiyordu. Benden ne saklıyorsa söylememeye kararlıydı. Ceyhun konusu sadece kıskançlık mevzusu değildi, Alptekin bir şeyler saklıyordu. 

"Niye sustun?"Bana cevap vermedi. Eli dudağımın üzerinden çekildi ve arabasını çalıştırdı. Bir süre onu izledim ama o bana bakmadı. Yolu izledi, direksiyonun üzerinde kaskatı bir şekilde duruyordu parmakları. Morali bozulmuştu, sabahki hali geçmişti. 

Sahil şeridinden sürmeye devam ederken telefonu çalmaya başladı. Arabasının ekranında 'Dedem' yazısı belirdi. Altay Doğu Üner, tarihte böyle bir gerçek vardır. Benden küçük torunuyla yattığımı duysa beni çiğ çiğ yerdi herhalde.

Alptekin'in parmakları ekrana dokundu. Altay Doğu Üner'in nefes sesi duyuldu. "Torunum." Sesi ona olan sevgisini saklamıyordu. O kadar barizdi ki her şey, bazen gerçekten oğlundan daha çok kıymet verdiğini düşünüyordum.

"Dede?" 

"Haber vermedin." Boğazını temizledi, Alptekin'in kaşları çatılırken aniden ekrana basarak aramayı sonlandırdı. Altay Doğu'nun suratına telefonu kapatmıştı, bu çocuk ruh hastasıydı. Arabasının ekranında bir yerlere bastıktan sonra cebinden telefonuna uzandı. Sesin hoparlörden duyulmasına engel olmak için yapmıştı, duymamı istemiyordu.

Yüzümün düştüğünü bilerek bakışlarımı dışarıya çevirdim. Eğer benden rahatsız oluyorsa en başında aramayı cevaplamaya bilirdi, bu yaptığı kabalıktı.

"Arabadayım seni sonra arasam olur mu? Almira yanımda." Dedesi ne cavap verdiyse uzunca dinledi onu, sonra gözleri üstüme değdi. Arabanın camına yansıyan mavilikleriyle beni süzdü. Ona sırtımı dönmüş gibiydim, omzumu iyice cama doğru çevirmiştim. "Onunla bir ilgisi yok, benimleydi. O sokak köpeğinin kendi uydurması, konuşup hallettim ben. Yanına bırakmayacağım zaten, yarın yanına gelince anlatırım."

ALPTEKİNOù les histoires vivent. Découvrez maintenant