otuz

24.2K 1.1K 345
                                    

Bölümü geç yayınlıyorum çünkü bugüne istediniz. Bu hafta elimden gelirse iki bölüm yayımlamayı düşünüyorum ama bir konu hakkında da konuşmak istiyorum. Wattpad'in uygulaması telefonumda yüklü değildi, bugün yükledim. Sınırlanma getirilmiş, uzun bir süredir kullanmadığım için ne zaman geldiğini bilemiyorum fakat aşırı garibime gitti. Böyle bir şeyi asla kabul etmiyorum, sayısız yazar var burada. Biz emeklerimizi, saatlerimizi buraya birileri sırtımızdan para kazansın diye mi veriyoruz? Online okuyun.. Ben çok yazamıyorum ama siz anlayın, seviliyorsunuz.

Ay bölümde çok güzel içinizi karartmayayım, bol yorum ve oy lütfen....

Bölüm sonunda görüşmek üzere.

*

Hande Üner'in sert adımları oğlunun odasına tırmanıyordu. Sabırsızdı, olan biteni merak ediyordu. Almira kaçar gibi evine girmişti, Alptekin öfkeliydi. Oğlunun odasının önüne geldiğinde elinin tersiye kapıya vurup içeriden bir ses gelmesini bekledi fakat Alptekin'in sesi duyulmadı.

"Alptekin." Diye bağırdı sabırsız bir şekilde ve kapıyı yeniden vurdu. "Oğlum." Sessizlik sürdüğünde kapıyı ardına kadar açıp içeri daldı. Oğlunu sağlıklı bir şekilde gördüğünde derin bir nefes verdi. Fakat yinede huzursuzdu, Alptekin'in gözleri Almira'nın odasına dikilmişti. Bütün camlarını ardına kadar açmış, koltuğa sırtını vermiş elindeki alkol şişesiyle öylece camları izliyordu. Almira'nın perdeleri kapalıydı fakat Alptekin umutluydu, bekliyordu.

"Alptekin." Hande Üner oğlunun yanına geldiğinde koltuğun önünde diz çöktü. Oğlunun elindeki şişeyi almaya çalıştığında sımsıkı tuttuğu şişeyi alamamıştı. "Bak bana." Dedi ama annesini dinlemiyordu. Aklından geçenleri dindirmeye çalışıyordu. 

Bir yanı öpüşüne karşılık verdiği için mutluydu, diğer yanı Ceyhun'u savunduğu için çaresizdi. 

"Oğlum." Çenesini kavrayıp kendisine bakması için zorladı. Alptekin'in gözleri sonunda annesinin gözleriyle buluştuğunda Hande Üner'in ağzı aralandı fakat konuşamadı. Oğlunun gözlerinin içi kıpkırmızıydı, ağlamamak için kendini sıkıyordu. Çocukken ağladığında Hande Üner'in kalbi sızlardı, kendi canı yanardı. Ağlamaması için dikkatini dağıtırdı, elinden ne geliyorsa yapardı fakat şimdi çok başkaydı. Alptekin'i seneler sonra böyle görüyordu.

Şimdi onu böyle gördüğünde sakin kalamıyordu, sakin olamıyordu. Yüreği sızlıyordu, canı yanıyordu fakat yanına başka şeyler eklenmişti. Bir anne evladının canının yanmasını istemezdi. Hande Üner de istemiyordu. Elinden geleni yapmak zorundaydı, yapacaktı.

"Anlat." Dedi Hande Üner sesini zorlukla bulduğunda. Kirpikleri titriyordu, birazdan kendisi ağlayacaktı. "Söz veriyorum Alptekin." Yutkundu, hiçbir zaman Almira'yı üzmek istememişti. Onun canını sıkmak istemişti fakat bugün aklından geçenler başkaydı. Hande Üner Almira'ya öfkelenmişti. "Onu buraya getireceğim." 

Alptekin yutkundu, gözleri odaya kaçamak bir bakış attı. Heyecanlandı, onu düşündüğü her an gibi çaresizliği hissetti. Onu kırmamak için einden geleni yapıyordu, her şeyini ortaya koyuyordu. Mutlu olması için etrafında deliler gibi dönüyordu, üzülmemesi için önüne çıkan bütün engelleri temizlemek için uğraşıyordu. 

"Bana anlatmazsan hiçbir şey yapamam Alp." Almira'nın camına baktı, ışıkları açıktı. Uyumuyordu, ne olduysa o da mutlu değildi. "Anlat."

"Öptüm." Dedi Alptekin'in heyecanlı sesi, elini kalbine götürüp ritimsiz atışlarını dinlemek istedi. Almira'nın göğsüne başını yaslayıp dinlemişti. O anı tarif edemezdi. "Bana karşılık verdi." 

ALPTEKİNTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang