5 • Yazar

1.9K 167 92
                                    

Kazanın üzerinden on yıl geçmişti ve her şey normal haline geri dönmüştü, Mark dışında. Ten'in ölümünden sonra mark herkesten uzaklaşmış gibiydi özellikle babasından. Taeyong çok fazla kez tekrar oğluna yakın olmayı denemişti ama Mark kalbinin kapılarını kapatmış gibi görünüyordu. Mark, acı dünyanın gerçekçiliğiyle büyümüştü, iki insan ondan tek babasını aldıklarında yanındaki herkesi kaybetmişti.

3 yıl önce, Taeyong Jaehyun ve Jeno'nun evlerinde kalması gerektiğini kabul etti. Ten'in ölümünden sonra Mark'ın tüm vilayetini almıştı,oğlu onun çatısı altında yaşıyordu ve oğlunun tüm gün odasında kalıp hiç kimseyle konuşmuyor olmasına dayanamıyordu. Jeno'nun varlığının Mark'ı tekrar mutlu edeğini düşünüyordu ama tam tersi olmuştu.

Mark, Jenodan nefret ediyordu, ama en çok Jaehyun'dan fazlasıyla nefret ediyordu. Her zaman eommasının yerini almaya çalıştığını düşünüyordu ve bu fikri beğenmiyordu. Ne zaman Jaehyun, Mark'a yemeklerini yiyip yemediğini sorduğunda, Mark sadece yürüyüp onu geçiyor ve direkt odasına gidiyordu. Jaehyun en azından oğlanın kendisiyle konuşmaya ikna edebilmek için çok uğraşmıştı.

Jeno gerçekten abisinden nefret etmiyordu ama Jaehyun'a karşı olan davranışları onu sinirlendiriyordu. Üvey kardeşinin eommasına saygısızlık yapmasını görmek istemiyordu. Jeno da onunla konuşmayı denemişti ama Mark sadece görmezden gelmişti.

Jeno bir abisinin olduğunu öğrendiği zaman, bir oyun arkadaşına ve her zaman güvenebileceği bir abiye sahip olacağını düşündüğü için aşırı derece mutlu olmuştu, hayalleri Mark ona nefret ve sinirle baktığında yıkılmıştı. Jeno onu anlamayı denemişti ama sadece denemişti... ve hiçbir şey olmadı. Eğer benden nefret ediyorsa, bırakalım etsin. İçinden böyle düşünüyordu.



"Mark, uyan."

"Hmmmm."

"Okula gitme vaktin geldi."

"Hmm.. birkaç dakika daha."

"Bunu 3 kere daha söyledin ama hala uyanamadın."

"Dadı, lütfen uyumam için biraz zaman ver."

"Ya sonra? Jeno çoktan aşağı kata indi ve babanın yanında oturuyor." Bunu biliyordu, Jeno her zaman ilk orada olan birisiydi. Yılanlar.

"Pekala."


Dadı Ji, eomması öldükten sonra Mark'a ın yanında olabilen tek kişiydi ve sonra onu büyüten o olmuştu. Ten'in yaşıyorken güvenebildiği tek dadı olmuştu. Ten'i de o büyütmüş ve kendi öz oğlu gibi davranmıştı. Ten, Taeyong'un kendisini aldatığını öğrendi için kaçtığında yanına gittiği kişi Dadı Ji olmuştu. Ve şimdi Mark için konuşmaya ihtiyacı olduğunda ve Taeyong işleriyle meşgul olduğu zaman dadısı hep yanındaydı. Sahip olduğu babasından daha çok ona güveniyordu. Dadı Ji, Taeyong onu anlamıyorken bile onu anlayan tek kişiydi. Dadısı Taeyong'u, Mark'ın davranışları konusunda ikna etmeye çalışmıştı ama Taeyong Mark'ın kendisine karşı isyan ettiğini düşünüyordu.

Mark aşağı kata indiğinde Jeno, Taeyong ve Jaehyun'un kahvaltı etmesi için kendini beklediğini gördü. Her zaman böyle olurdu, onlarla kahvaltı ederdi, Jeno iyi bir role model olduğu için övgü alırdı, Mark'ı görmezden gelirdi ve Jaehyun'a sevgi dolu bir şekilde bakardı. Ten'in ölümünden 3 yıl sonra, Taeyong sonunda kalbini Jaehyun'a açtı. Jaehyun, Taeyong'un acı dolu geçmişini atlatabilmesi için yanında olan tek kişiydi. Ama Mark için bir yılandı.

"Baba, projemiz için okuldan sonra Jaemin'in evine gidebilir miyim? Jeno, Taeyong'a sordu ve Taeyong ona tatlı bir gülümseme sundu. "Tabiki, gidebilirsin. Git ve iyi notlar al."

Bunu duyduktan sonra, Mark sandalyesinden kalkıp üst kata ilerledi. "Nereye gidiyorsun? Yemeğini bitirmedin." Taeyong sert bir şekilde sormuştu ama Mark sadece soğuk bir tavırla cevap verdi.
"Okula gitmek için hazırlanacağım."

Jaehyun, Mark'ın soğuk cevabını duyduğunda endişelenmişti ama yapabileceği hiçbir şey yoktu ama sadece sevgilisini sakinleştirebilirdi.
"Sadece bırak, Taeyong." Söyledikten sonra yemeğine devam etti.


Tekrar uzun bir gün olacaktı... Jeno düşündü ve okula gitmek için hazırlanmadan önce yemeğine odaklandı.

The Lee's  [Tr]Where stories live. Discover now