31 • Jeno

1K 105 33
                                    

Bu tuhaf. Gerçekten tuhaf.

Geçen akşam, kim ona daha iyi aşk mektubu yazacak diye Donghyuck için kavga ediyorduk. Açıkçası, ondan daha sevimli olduğum için ve soğuk kalbi Donghyuck'un sıcacık kalbini hakketmediği için ben kazanmıştım. Uyumaya gitmeden önce tartışmıştık. Hatta ona aynı şekilde karşılık verdiğim bir orta parmak işareti yapmıştı. Annemin bundan hoşlanmadığını biliyordum ama konu Donghyuck olduğunda geri adım atamazdım. Kesinlikle olmaz, yapamam.

Annem aslında Mark hyungla devam eden kavgalarımız konusunda benimle konuşmuştu. Birçok kez beni azarlamıştı ama onu dinlemek istemiyordum bile. Isterseniz bana arsız diyin, umrumda değil. Sadece Donghyuck'u ve onun mutluluğunu umursuyorum ve Mark hyung pes etmiyor olması beni daha da hırslandırıyordu.

Ve şimdiyse, Mark hyung tarafından iyi bakılıyordum. Bana karşı gülümsemesi oldukça hoştu aslında. Ona neyin ele geçirdiğini bilmiyordum ama bu hali önceki halinden daha iyiydi.

Hatta Mark hyung sırasına geçmeden önce bana sarılmıştı. Bu sınıfta herkesin daha çok konuşmasına sebep olmuştu. Utançla saklanmak istemiştim ama aynı zamanda, sonunda bir hyunga sahip olduğumu hissettiğim için mutlu olduğumu da göstermek istiyordum. Ama hala, neden ve nasıl böyle olmuştu bilmiyordum. Okuldan sonra onunla yüzleşmeye ihtiyacım vardı.







Dersin bittiğini belirten zil çalmıştı sonunda. Çantasındaki eşyaları düzelten Mark hyunga baktım. Yanına gittim ve bana o gözlerle baktı.

"Iyi misin hyung?" Diye sordun ve sevimlice gülümsedi. "Tabiki, iyiyim."

"Öyleyse neden böyle davranıyorsum? Şakalarınla beni kandırabilmek için mi çalışıyorsun?" Dedim ona ama o buna güldü. "Ben sadece bu savaşı bitirmek istiyorum Jeno. Annem haklıydı. Ailemizi mahvediyoruz. Tekrar ailemi kaybetmek istemiyorum." Dedi bana ve omzumu patpatlayıp çantasının içindeki eşyalarını düzeltmeye devam etti.

"Ben bu oyundan çekiliyorum." Gözlerim kocaman açıldı. Donghyuck'u bana mı bırakıyordu yoksa?

"Hyung.."

"Donghyuck'u benden daha çok hakkediyorsun. Demek istediğim, sen mükemmel, kibar, akıllı ve çok yardımsever birisisin. Donghyuck'un ana aşık olacağından eminim."

"Üzgünüm hyung..."

"Hayır, ben özür dilerim, Jeno. Sana karşı kaba bir hyung olduğum için. Sen daha iyilerine layıksın.. ve... seni sürekli uzaklaştırıyor olmama rağmen her zaman bana sevgini gösterdiğin için teşekkür ederim..."

"Tekrar başlamayı deneyebiliriz, Hyung."

"Bunu bende çok istiyorum." Işte ilk o zaman, Mark hyungun sarılmasındaki sevgiyi hissedebilmiştim. Omzunda ağlamak istiyordum ama Mark hyung sarılmamızı bozdu.

"Donghyuck'a git. Eminim, şimdi seni bekliyordur." Dedi Mark hyung ve gidebilmek için çantamı aldım. "Ve... Jeno, lütfen Donghyuck'a hiçbir şey söyleme. Kavga etmemizin sebebinin o olduğunu bilmesini istemiyorum. Benim için ona iyi bak, lütfen?" Mark hyungun sesindeki içtenliği ve acıyı hissedebiliyordum. Nedense bu beni suçlu hissettirmişti.

"Öyle yapacağım, hyung. Teşekkür ederim." Dedim ve Donghyuck'la buluşabilmek için sınıftan çıktım.





~~~

Hi minik bir reklam için geldim yoksa bu kitabı cidden bitirmek istemiyorum :" üzgünüm.  Nohyuck olan bir kitap yayınladım. Bye kendinize dikkat edin. Muah. ❤

The Lee's  [Tr]Where stories live. Discover now