Kabulediyorum, eski ve yorgun bir çivinin tutmaya çalıştığı tablo gibiydik. Bir vicdan gelipte düzeltememişti bizi. O yüzden aşkın duvarında hep eğretiydik.
İçime kuşku gibi düşen sise mi yan saydım. Yoksa o arabaya küfür gibi binişine mi?
Gayya kuyusuna bir çakıl gibi salladın beni. Gecem ıssız, odam da duran ben tenha.
Genç bir Anne'nin çığlığı, yaşlı duvarları dövüyor. Sanki öldüğün benliğimi yeniden doğuruyor.
Sayfalarımı işgal ediyorsun zaten, rüyalarımda ki bu ambargon da ne oluyor?
Yiğidin türküsü yine ortalığa sızıyor. Bu seferki pimini çektiği şiirin yüklemleri sensizlikte patlıyor.
Utan ama unutma...
Unutma kadın, ne yaparsan yap. Daima yapamadıklarından ve benim hatırladıklarımdan ibaret olacaksın.