Sahralarda Açan Çiçekler

60 15 40
                                    

Görürsün bizi bir gün sokaklardaki karartılar bitirecek.

Dinlenecek, balkon sohbetlerinde yamalı sevda öyküleri.

Birileri, batık bir geminin, kayıp şehire getirdiği yolcularız diyecek.

Bu bahar çok kayıp verdi, kalamadı hiçbir çiçek dalında.

Anlımızda parlayan güneş.
Çilekeş otları söküp çıkardık ruhumuzdan.

Ciğerlerimize papatya kokusu depoladık, birde gamzelerimize masum buseler.

Ah bi bilseler, oysa boşunaydı nağmeler.
Birer birer kayıp gider, ipi kopan uçurtma misali.

Hali harap satırların yorgun yüklemleri.
Sirenleri çalsın bu kentin, damarlarımda sen panikleri.

İnenlerini seyreden avareler doldurdu bu trenleri.
Eğrilerim, doğrularımla yaka paça olmuşken.

Solmuşken koparmaya kıyamadığımız o güller.
Düşler kabusların esaretinde.

Mahreminde yanlız takılır umut ile iştigal eden.
Neden sorusu, soyadımız kadar gerçek iken.

Diken misali battı dün, bizi bekleyen yarınlarımıza.
Yanımızda bekler Azrail.

İsrafilin suru kayıp.
Ayıplandı insanoğlu, heybesinde ölü çocuklar.

Bulutlar yağmur ister bizden.
Eskizden karartı ruhlar firar eder.

Keder, bacalardan gözler.
Sözler kifayet bekler, beyhude sayfalarda.

Sahralarda açan çiçekler kadar uzaktık gerçeğe...

 ManifestoWhere stories live. Discover now