Ruhumda distopik bir panorama.
Acil çıkışı nerde bu hayatın.
Koşuyorum kalbim avuçlarımda.Bileklerim bir kelepçe ağrısı tutturmuş gidiyor.
Güvercinler kan revan içinde bu sabah.Maden işçileri kadar havasız hecelerim.
Hepsi birer kürek olmuş, kayıp bir elmas için göğsümün orta yerini kazıp duruyorlar.
Bu ne tür bir rabıtadır böyle?
Paslı raptiyelerle mıhlanmış aynalara gözlerim.
Tuzlu ve ıslak elmacık kemiklerim.Dikenli telleri sıkar avuçlarım.
Söz geçiremediğim bacaklarım sana koşmak ister.
Ey mayınlar ortasından gülümseyen kadınım.Şehrin kirli çehresinde ki çürük bir diş gibiyim bu aralar.
Abse yapıyorum sokak sokak.Şakaklarımda patlıyor sirenler ki sorma,
Kodes soluyorum hemde günde üç öğün.
Hayalinle bile kavgalıyım nedense.
Biliyor musun?
Mahalleler bana seni borçlu.
Tedaviye cevap vermeyen kör bir düğüm oldum çıktım.Bana sessizce gülen bu hayatta,
Sensiz tebessüm eden her çocuktan,
Ve sana benzeyen her kadından davacıyım.
Senin olmadığın her milimetremden bin tonluk acı akıyor ruhuma.
Bir romanın ilk sayfası kadar temiz sevgim.
Ama...
Son sayfası kadar kirli nefretim....Not: Değerli şiir dostu, bu şiiri beğendiysen tanışmasını istediğin dostlarını etiketleyerek buraya davet edebilirsin. Teşekkürler 🙏
YOU ARE READING
Manifesto
PoetryAşk'ın yasak bölgelerinde... Dozajı yüksek duyguların, Tehlikeli satırlarının, çözümlenemeyen yüklemlerinde ki melankolik dansıma merhaba deyin...