1.Bölüm

560K 9.5K 15.6K
                                    

Kitaba başladığınız tarihi buraya yazın lütfen 💜

Kaldığı otel odasından çıkıp merdivenlerden soğukkanlı bir şekilde inmeye başladı. Merdivenlerden çıkarken kendisini süzen kadının bakışına karşılık vermeden yanından geçti. Aslında kadın fena değildi fakat şu an ona ayıracak vakti yoktu. Resepsiyondaki genç kadının anlamlı gülümsemesine karşılık göz kırpıp dışarı çıktı. Daha önce münasebeti olmasa bu kıza da yüz vermezdi ya. Centilmenliğinden ödün veremiyordu. Siyah kaşe kabanının yakalarını kaldırıp kıstığı gözlerle etrafını taradıktan sonra adımlarını sol tarafa yöneltti. Elindeki çantasını sıkı bir şekilde tutarak kendisini bekleyen arabaya ulaşmaya çalışıyordu. Havalimanına geç kalmaması gerekirdi.

Dikkatle karşı yola geçtikten sonra büyük siyah arabanın açılan kapısından içeri girip oturdu. Sıcak havanın yüzünde bıraktığı hisle memnun olmuştu. Aynadan kendisine bakan şoförü başıyla onayladıktan sonra gözlerini camdan dışarıya çevirdi. Burasının da işi bittiğine göre sıra diğerlerindeydi.

Rakip mafyaların önemli adamlarını ortadan gizlice kaldırıyordu. Eğer birisi ileride tehlike oluşturacaksa bunu hissederek o kişiyi ortadan kaldırmak en iyisiydi. Aynı zamanda bazı şeylerin de intikamını alıyordu. Bu liderlik yarışında sevdiği, kardeşi bildiği çok insanı kaybetmişti. Onların intikamını alıyordu.  Gözlerini hızla geçmekte olan binalardan ve insanlardan çekip tam gözlerini kapayacaktı ki çalan telefonu ile derin bir nefes aldı.

"Buyur baba." baba dediği kişi kendini yetimhaneden alıp yetiştiren Enver Beydi. Türkiye'nin en güçlü mafya babalarından birisi olan Enver Tekindağ'ın aynı zamanda dünya çapında da bir adı vardı. Hiç oğlu olmadığı için evlat edindiği Ekin'i herkesten fazla seven ve koruyan bir adamdı. Korumacılığı hiçbir zaman aşırıya kaçırmamış ve onun kendini yetiştirebilmesi için elinden geleni yapmıştı.

"Hallettin mi diye aramıştım fakat sesin gayet iyi geliyor." Yüzünde oluşan isterik tebessüm ile kafasını tekrar cama çevirdi Ekin. Babasının kendisiyle gurur duyduğunu biliyordu. Ve kendisinin de bununla birlikte göğsü kabarıyordu. Her ne kadar babası da olsa konuşmayı fazla sevmeyen birisi olduğu için aramayı kısa tutup telefonu kapattılar. Enver Tekinoğlu Ekin'i her ne kadar çok yönlü yetiştirse de bir türlü konuşkan birisi olmasını sağlayamamıştı. İlk başlarda bunu kırmayı çok denese de daha sonradan öz ailesinden gelen bir özellik olabileceğini düşündüğü için umursamadı.

Uçağa bindikten sonra uzun sürecek bu yolculuğu uyuyarak geçirmek istediği için gözlerini kapatıp derin bir uykuya daldı. Dış dünyada konuşmayan birisi olmasının getirdiği bir özellik midir bilmiyordu fakat istisnalar haricinde her gece rüya görür çoğunlukla kabus görürdü. Çocukken bundan çok rahatsız olsa da büyüdükçe alışmıştı. Babası her ne kadar bir doktora görün dese de hiçbir zaman gitmemişti. Yolculuk boyunca kabus görmediği için uçak indiğinde gayet huzurluydu. Havalimanındaki işlerini halledip kendisini almaya gelen arabaya doğru ilerledi. Her zaman aynı özellikte olan bu arabaları bulmakta hiç zorlanmıyordu. Amerikaya Türkiye biraz daha sıcak olsa da yine de burası da karlıydı. Çok da uzun sürmeyen bir yolculuktan sonra eve geldiğinde üzerindekileri çıkartıp duşa girmeyi her şeyden çok istiyordu. Fakat kendisini kapıda karşılayan babası ve üvey kardeşleriyle bu pek mümkün görünmüyordu.

"Hoş geldin oğlum." Enver Bey ile kısa bir sarılmadan sonra gözleri kızlara kaydı. Daha 19 yaşında olan Bilge'nin sevimli halleriyle dudaklarının iki yana kıvrılmasına engel olamadı. Aralarında neredeyse 9 yaş vardı ve Bilge için Ekin adeta bir yarı tanrıydı.

"Abiciğim hoş geldin!" boynuna dolanan kollarla gülümseyen Ekin elindeki çantayı babasına uzatıp kollarını Bilge'nin beline doladı.

"Çok özledim seni." abisinin yanağına kondurduğu ıslak öpücüklerle Sezin'in bakışlarını üzerine çektiğinin farkındaydı fakat umursamıyordu. Abisinin de umursamaz bir tavırla kolunu omzuna atmasıyla içinde büyüyen sevince engel olamadı. Eve girdiklerinde Ekin Enver Bey'den izin isteyip odasına çıktı. Gerçekten sıcak bir duşa ihtiyacı vardı. Üzerindekileri çıkarıp yatağa fırlattıktan sonra banyoya ilerleyip suyu açtı. Kumrala çalan saçlarını geriye doğru itekleyip lavabodan destek aldı elleriyle. Bütün vücudunda yorgunluğu hissediyordu. Sadece uyumak ve uzun süre kalkmamak istiyordu.

SUSPUS (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin