16.Bölüm

157K 5.4K 3.1K
                                    

Gece  gayet rahat uykuya dalan Ekin'in aksine Tamay oldukça rahatsızdı. Aralarında geçen olayların mânâsını çözmeye çalışıyor fakat çıkar yol bulamıyordu. Bu öpüşmelerden sonra yarınki partide Ekin'i başka bir kadının kollarına göndereceğini biliyor olması da içinin rahat olmasına engel oluyordu.

"İki defa öpüştünüz diye adam sana aşkını ilan etmedi ya! Onun için bir hiç bile sayılabilir." diyerek kendini umutlanmamak için uyarıyordu. Bir ara dönüp kaşları çatık adamın yüzünü izledi. Sürekli kafasını oynatıyor, çenesini sıkıp kaşlarını çatıyordu. Kabus gördüğünü anlayan Tamay korkakça elini genç adamın yanağına götürdü. Uyanmadığı sürece sıkıntı yoktu fakat uyanırsa ne yapacağını bilemiyordu.

Biraz uzamış sakallarını okşadı. Sakalların elinde bıraktığı his ile gülümsedi. Genç adamın düz hâl alan kaşlarını görünce derin bir nefes verdi. Ekin'in uyuduğuna şahit olduğu her zaman onun böyle sıçrayarak uyanması ve kaşları çatık uyuması onu da rahatsız ediyordu.  İlk defa elini yüzüne koymuştu ve işe yaradığını görmüştü. Baş parmağını oynatarak yavaşça yanağını okşadı. Kalbinde hissettiği ağırlık ve irkilme ile üzüldüğünü hissetti. Hapların etkisinin geçmiş olduğunu anladı. Bir süre daha Ekin'e baktı. Elini çekip yataktan kalkmaya hazırlanıyordu ki genç adamın gözlerini aralamasıyla elini nereye koyacağını bilemeyip hızla geri çekti.

"Ne oldu?" çatık kaşları ve her zamanki soğuk haliyle sorduğu soru karşısında yavaşça Tamay yataktan kalktı.

"Kabus görüyordun sanırım. Ben de ilaç alacaktım üşüdüm de." duyduklarıyla yatakta doğrulan Ekin kenardaki ışığı yakıp yatakta doğruldu. Genç kadının kızarmış yanaklarına baktı. Ateşi çıkmıştı. Yerinden kalkarken duvardaki saate baktı. Gece üçe geliyordu.  İlaçların etkisinin geçmesinin normal olduğunu fark etti.

Etrafta haplarını arayan Tamay'ın yanına gidip kollarından tutarak onu durdurdu. Elini alnına koyup ateşini kontrol etti. Oldukça yükselmişti.

"Duşa girmek ister misin?" duş kelimesi ile daha fazla ürperen Tamay kaşlarını çatarak Ekin'e olumsuz anlamda kafasını salladı. Genç kadının karşı çıkmasıyla kaşlarını kaldıran Ekin onu hızla kucaklayıp banyoya ilerledi.

"Ekin lütfen Ekin! Bırak hap içeyim düzelirim." genç adamın boynuna bir kurtarıcı gibi sarılmış kendisini yukarı çekiyor kendisini bırakması için yalvarıyordu. Onu dinlemeyerek suyu açan Ekin biraz ısınmasını beklerken genç kadını yere bırakıp eşofmanına elini attı. Bu hareket karşısında hızla onun elini tutan Tamay hayret dolu gözlerle ona bakıyordu. 

"Yavaş! Ateşimiz var ama kendimizi de kaybetmedik!" onun bu korumacı tavrı karşısında gülmesine engel olamayan Ekin biraz bekleyip kafasını kaldırarak ona baktı.

"Üzerindeki tişört yeteri kadar uzun. Eşofmanın da ıslanmasın diye uğraşıyorum. Yoksa hasta bir kadından faydalanacak kadar şerefsiz değilim." dediklerinin doğruluğunu fark eden Tamay tişörtünü üzerine indirdikten sonra eşofmanının iplerini açıp bacaklarından sıyrılmasına izin verdi. Utana sıkıla suyun altına giren genç kadını elindeki fıskiye ile iyice ıslatan Ekin fıskiyeyi eline tutuşturup saçlarına şampuan döktü. Bu hareket karşısında şaşıran Tamay gözlerini kapatsa da ona dönerek söylenmeye başladı.

"Yok artık! Beni yıkamayacaksın herhalde?" saçlarını çoktan köpürtmüş olan Ekin, Tamay'ın elinden fıskiyeyi alıp saçlarından köpüğün gidişini izlerken ses çıkarmadı. İlk defa bir kadınla duşa girmese de ilk defa bir kadını yıkıyordu. Hiç seks olmadan.

İyice duruladıktan sonra dolaptaki havluyu getirip Tamay'ın eline tutuşturdu. "Üzerindekileri çıkarıp bunu giy. Yoksa iyice kötü olursun." diyerek banyodan çıktı. Kendi eşofmanı da ıslandığı için yenisiyle değiştirip genç kadının çıkmasını bekledi.

SUSPUS (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin