19.Bölüm

135K 4.8K 3.9K
                                    

Telefonu kapatan adam uzaktan izlediği evin kapısından Ekin'in çıkmasını izledi.Uzaktan izlediği evde Sezin'in olduğunu bilen esmer adam kararmış bakışlarla bulunduğu tepeden inip arabasına bindi. Tam olarak Fevzi Aslanlı'nın istediği plan işliyordu. Arabayı çalıştırıp telefonuna gelen adrese sürmeye başladı. Yolu uzundu. Hızlı olması gerekiyordu.

"Bir de biz tanışalım Tamay Dereli."

Hızla şirkete giden Ekin bunca karışıklık arasında bir de Fevzi ile uğraşacağı için lanet okuyordu. Her aksilik üst üste gelmişti. Hızla yanına gelen Cihan'ın sözüyle kendi odasına yöneldi. Adam şirkete girmekle kalmamış, bir de Ekin'in odasına girmişti.

"Babamı arayın." diyerek odanın içine daldı. Fevzi Aslanlı, Ekin'in koltuğuna oturmuş iki adamını da yanına dikmişti. İçeri giren Ekin'in yorgun yüzüyle karşılaşınca kaşlarını havaya kaldırıp küstahça gülümsedi. 

"Bakın kim gelmiş! Ekin Tekindağ! Hoşgeldin Ekin." adamın sahte samimiyeti karşısında sinirle gülen Ekin çenesini sıkarak adeta bakışlarıyla nefret kusuyordu.

"Oturmaz mısın? Kendi odanmış gibi takıl..." kendince yaptığı espriye gülerek Ekin'i iyice sinirlendiren Fevzi, kahkahasının ardından suratını sertleştirerek oğlunun katiline bakması gerektiği gibi baktı. Ellerini masaya vurarak ayağa kalkıp yavaş yavaş ayakta dikilmekte olan Ekin'in yanına yürüdü.

Genç adamın karşısına dikilip gözlerinin içine bakarken tükürürcesine konuştu.

"Hesaplaşma vakti geldi çattı!"

İki haftadır anneannesinin yanında kalan Tamay Ekin'in bir kere bile özür dilemek için gelmemiş olmasına sinirleniyor, bir yandan da öfkesi taze kaldığı için seviniyordu. Melis'in endişelenmesine neden olmamak için ona yerini söylemiş ve iyi olduğunu bildirmişti. Alex'in de yerini öğrenip Ekin'e söylememek gibi bir davranışta bulunmayacağını bildiği için Ekin'in çoktan gelmesini beklese de iki haftadır bir mesaj dahi atmamıştı.

"Yine telefona mı bakıyorsun?" anneannesinin sorusuyla irkilerek ona döndü. Elinde Tamay'a örmeye başladığı bere ile içeri girmiş diğer odaların soğunun içeri sızmasına izin vermeden salonun kapısını kapatmıştı. Torununun iki haftadır gözü dışarıda kocasını beklediğini biliyordu. Sürekli hayır deyip itiraz etse de anlıyordu Zahide anneanne. Sobaya yakın koltuğa oturup sonuna elmiş olduğu berenin devamını getirmeye başladı. Gözleri iyi görmediği için yakın gözlüğünü takıp Tamay'a kısa bir bakış atarak örgüsüne döndü. Genç kızın iki haftadır yanında kalıyor olmasına sevinse de onun bu hüzünlü haline üzülmeden edemiyordu. 

Camdan gördüğü yabancı bir arabanın gelişiyle heyecanlanan Tamay kalbinin hızlanmasına engel olamayarak hızla salondan çıktı. Mutfağın penceresinden evin önünde duran arabaya baktı kalbi ağzında atarken. Ekin sonunda gelmiş miydi acaba? Torunun arkasından yavaş adımlarla giden Zahide anneanne Tamay'a söyleniyordu. 

"Kızım sen delirdin mi? Ne diye koşturursun evin içinde!" Tamay'ın yanına gidip baktığı arabanın içinden inen uzun boylu esmer adamı inceledi. İçine doğan kötü bir hisle torununa döndü. 

"Bu senin herif değil herhal! Şuna bak yüzün düştü." gördüğü kişiyle hayal kırıklığına uğrayan Tamay omuzlarını düşürerek içeri gidecekti ki evin kapısına gelen adamla kaşlarını çattı. Anneannesini arkasına alarak çalan kapıya ilerledi. 

"Anneanne sen içeri geç. Kimmiş ben bakayım olur mu?" anneannesinin bir şeylerden şüphelenerek hızla içeri geçmesiyle bir süre bekleyip kapıyı açtı. Karşısındaki sert ifadeli asık suratlı adamın samimi olmayan gülüşüne karşılık tebessümle cevap verdi. 

SUSPUS (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin