26.Bölüm

124K 4.3K 2.2K
                                    

Cevap gelmeyen telefonu kapatan Ekin, yerinden çıkacakmış gibi atan kalbine engel olamayarak yerinden kalktı. Odasındaki kadının ne olduğunu anlamadan konuşmaya başlasa da Ekin'in ofadan hızla çıkmasıyla sözü yarım kaldı.

Odadan çıkan Ekin, hızla Cihan'ın odasına girerek olanları hızla özet geçti. Hiçbir şey anlamasa da Ekin'in tir tir titrediğini gören Cihan, Tamay'ın ve Giray'ın telefonunun nerede olduğuna bakarken ona döndü.

"Sen iyi misin?" hızla kafasını sallayan Ekin, yıllar sonra sevdiği kadının sesini duymasıyla afallamıştı.

"Giray vuruldu, bebeğimi aldılar, bebeğimi kurtar diye bağırıyordu Cihan. Hiçbir şey anlamadım." bebek sözünü duyan Cihan aklına gelen şeyle duraksadı. Seneler önce 'önemli bir şey' söylemek için Tamay'ın şirkete geldiğini hatırladı. O önemli şey hamileliği miydi? İkisinin de aynı yerde bulunduğunu ve konumunu söyleyerek Ekin'in çıkmasını izleyen Cihan, hemen adamları arayarak hazırlanmalarını söylemişti.  Eğer o bebek Ekin'in bebeğiyse bu işte kesinlikle Fevzi'nin parmağı vardı. 

Arabasına atlayan Ekin, telefonunu açıp ambulansı arayarak konumu verdi. Kendisi de olanca hızıyla gidiyordu. Giray'ın arabasını gördüğü zaman hızla frene basıp arabadan indi. Aynı zamanda ambulans da gelmişti. Direksiyon başındaki Giray'ın durum ağır olduğu için hızla onu hasar vermeden çıkarmaya çalıştılar. Sedyeye alınan Giray gözlerini yavaşça açarak "Ekin!" diyebildi. Genç adamın cılız sesini duyan Ekin gözlerini yerde yatan sevdiği kadından ayırıp onun yanına koştu. Zorlukla nefes alan Giray, sadece "Bebek!" diyerek bayılmıştı. Onun ambulansa binmesiyle saçlarını çekiştiren Ekin hırsla bağırdı.

"Bebek, bebek, bebek! Kim bu bebek? Nerede? Kim aldı?" bağıra bağıra sorduğu sorularla birlikte Tamay'ın acı sesini duydu. Dizleri parçalanmış, kaşı ve dudağı patlamış genç kadın yerden doğrulmaya çalışıyordu. Hızla yanına eğilen Ekin iki seneyi aşkın süredir görmediği, hasret kaldığı kadının yüzünü iki eli arasına alarak kendisine bakmasını sağladı. 

"Bebeğim?" Etrafta Tan'ı arayan Tamay, gözlerinin tanıdık gözlerle, felaketiyle buluşmasıyla duraksadı. Kendisine korkuyla ve özlemle bakan genç adamın gözlerinin öfkeyle kararmaya başlaması ve elini hızla yüzünden çekmesiyle boşluğa düşmüş gibi hissetse de hızla toparlanarak  acıyan dizlerine rağmen yerden kalkmaya çalıştı. Arabanın içine baktığında Giray'ı göremeyerek korktu.

"Giray! Giray nerede Ekin? Giray yok!" onun ayağa kalkmasıyla kendisi de kalkan Ekin, derin bir nefes alarak hastaneye götürdüklerini söyledi. En azından o yönden içi rahatlayan Tamay yine de bebeği için endişeleniyordu.

"Biz gidiyorduk, önümüzü kestiler. Aklıma sen geldin. Seni aradım.Sonra Giray vuruldu. Bebeğimi bıraksınlar istedim, koştum peşlerinden. Bı- bırakın onu be- beni al-ın dedim." genç kadının hıçkıra hıçkıra ağlamasına dayanayan Ekin, başından tutup genç kadını göğsüne bastırdı. Gözlerini kapatıp yıllar içinde değişmeyen kokusunu içine çekti. Hıçkırıkları dinmeyen Tamay, onun göğsüne sığınmış olsa da yine de oğlunu istiyordu. 

"Ağlıyordu bebeğim. Çığlık atıyordu. Silah sesinden korktu. Çok korktu. O sesimin yükseldiğini bile duymadı ki benim. Ağlayınca da korkmuştur." genç kadının kendini kaybetmişçesine konuşmasıyla acıyla yüzünü buruşturdu Ekin. Kafasını sevdiği adamın göğsünden uzaklaştıran Tamay, onun gözlerine baktı. Oğlunun tıpatıp aynısını aldığı gözlere... Fakat onunki gibi masum değil, öfkeli bakan gözlere... Bacaklarının hissizleştiğini hissederek kendini bıraktı.

"Ekin... Oğlum.." sevdiği kadını hızla kucaklayan Ekin, son söylediği sözlerle gözlerini kapatsa da hızla arabaya doğru ilerleyip genç kadını yan koltuğa oturtup şoför koltuğuna geçti. Aklına tek bir yer geliyordu. 

SUSPUS (TAMAMLANDI) -Pus Serisi 1-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin