Bölüm 2 "Yeni Menajer"

788 33 3
                                    

3 hafta sonra...

"Ben en az bir hafta evden çıkmak istemiyorum Can. Bak bu sefer gerçekten."

Alican sızlanmalarına uçağa bindiklerinden beri devam ediyordu. Evet, menajerlerini turneye çıkmadan hemen önce kovmak belki de o kadar akıl karı bir iş değildi, kabul... ama haksız mıydı Can? Önünde sonunda zaten kovacaktı beceriksiz kızı. Evet, bütün turne işleriyle kendisi ilgilenmek zorunda kalmıştı ve bu işler düşündüğünden de daha zordu. Üstüne Alican'ın mızmızlığı da cabası.

"Tamam Allah'ın cezası bir kapat çeneni artık! Anladım bir hafta konser, söyleşi, hiçbir şey yok. Yat malak gibi evde."

İnanamaz gibi Can'a yan gözüyle şöyle bir bakış atıp kulaklığını kafasına geçirdi. Havaalanından eve gidene kadar hiçbiri fazla konuşmadı. Eve girdiler ve Alican direkt kendisini odasına kapattı. Kendilerine ait evleri de vardı ama grup için geniş bir ev de alınmıştı. Can'la Hakan zaten üniversiteden de ev arkadaşı oldukları için alışkınlardı. Alican'ın da dışardaki renkli, hareketli kişiliğinin aksine evde odasından pek çıkmayan bir insan olduğu için genelde hep beraber kaldıkları bu evde oluyorlardı. Ev iki katlıydı. Hepsinin kendine ait odaları vardı. Odalarında kendilerine ait banyoları haricinde hem birinci hem ikinci katta iki ayrı banyo daha vardı. Salon ve mutfak birleşikti. Ve genişti. Hakan'ın odası ilk katta Alican ve Can'ın odası ise ikinci kattaydı. Evde ayrıca bir misafir odası daha vardı. İşleri uzun sürdüğünde ya da konserlere gitmeden önce bazen menajerleri o odada kalırdı. Onun dışında bir tane de sinema sistemi kurulu olan bir oda vardı. Odada oyun konsolları, bir langırt masası ve çeşitli masa oyunları vardı. Arada o odada stres atarlardı.
Can mutfakta durmuş bir bardak suyu hızlıca içiyordu ki Hakan lafa girdi:

"Menajer işini ne yapacağız?"

"Her zaman ne yapıyorsak onu. Ajansa telefon ederim şimdi başlarlar görüşmelere."

Hakan bıkkınca bir nefes verdi.

"Hayır. Her zaman işler böyle sonuçlandığına göre bu sefer farklı bir yol izleyelim."

Can merakla tek kaşını kaldırdı.

"Nasıl bir yol?"

"Zaten bir hafta iş yapmayacağız değil mi?"

"Ee?"

Can Hakan'ın ne demeye çalıştığını anlamıyordu ama Hakan akıllı adamdı. Bir planı varmış gibi konuşuyordu.

"Hep beraber biz de gidelim mülakatlara. Kendimiz seçelim bu sefer menajeri. Ve Can..."

"Evet?"

"Madem gidip kendimiz seçeceğiz menajeri senden bir ricam olacak"

Bunları söylerken dişlerini birbirine bastırmış sakin olmaya çalışıyor gibiydi Hakan. Can korkuyla sordu.

"Neymiş?"

"Bu seferki menajer en az bir sene çalışacak. Ben artık çok sıkıldım sürekli aynı süreci tekrarlamaktan. Gidelim kendi elimizle birini seçelim ve bir senelik bir anlaşma yapalım. En azından bir süre kafamızı dinleriz."

"İyi de ben zaten keyfimden çıkarmıyorum ki kims-"

Hakan artık sabrı kalmamış gibi sert bir sesle kesti Can'ın sözünü.

"Can!! Söz ver bana. Yeter artık ya!! Tamam biliyorum keyfinden değil ama yıldım artık. Eğer bu yeni menajeri bir seneden kısa zamanda kovarsan yemin olsun solo kariyerime başlarım."

Can şaşkınlıktan dili tutulmuş ne diyeceğini bilemiyordu. Nice sonra içine kaçmış bir sesle sordu:

"Sen ciddi misin?"

"Hiç olmadığım kadar hem de."

Hakan yerdeki çantasını aldı ve rahat adımlarla odasına gidip kapıyı kapattı.
Hakan kolay kolay sinirlenen ve tehditler savuran bir adam olmadığı için Can bunların blöf olmadığını tahmin edebiliyordu. Bir an önce düzgün bir menajer bulmalılardı.
***

"Ne demek kendileri mülakat yapacaklar Aslı ya?"

Telefonun ucundaki arkadaşı bıkkın bir sesle cevap verdi.

"Bilmiyorum Ayşe ya. Nerden çıktı inan bilmiyorum. Böyle karar vermiş beyefendiler."

Ne bok yiyeceğim ben şimdi? Neden mülakata kendileri girmeye karar verdiler ki? Aslı'dan mı şüpheleniyorlar acaba? Ay Allah korusun!

"Aslı... senden şüpheleniyor olmasın bunlar?"

"Yok yahu sen bilmiyor musun Can bir şeylerden şüphelense lise arkadaşıydı kontrattı dinlemez kariyerinin önündeki engeli hemen kaldırırdı. Yani beni."

Gerginlikle güldüm.

"Haklısın sanırım. Ne yapacağım peki ben şimdi?"

"Valla bilmiyorum Ayşe. Adamlar da mülakattayken en alık, iş beceremeyen adayı seçemem."

"Ama düzgün birini işe alırlarsa ben  nasıl rahat rahat işlerine taş koyacağım?"

Sıkıntıyla ofladım.

"Aman Ayşe çoğu işini bilgisayar başından hallediyorsun zaten menajerleri biraz akıllı olsa ne olacak ki?"

"Ama ya anlarlarsa. Gerçi bana kadar ulaşamazlar ama senin başın belaya girer diye endişeleniyorum."

"Bir dakika ya! Neden menajerleri biraz akıllı olsun ki? Çok akıllı olsun!"

"Ne diyorsun Aslı? Aklın mı gitti?"

"Hayır yahu sen olsana menajerleri?"

"Nasıl yani ajan gibi mi diyorsun? İçeri mi gireyim? Köstebek mi olayım?"

Söyledikçe kulağıma daha bir mantıklı gelmeye başlamıştı ki aklıma gelenle suratım asıldı.

"Ama ya beni tanırlarsa?"

"Nereden tanıyacaklar Ayşe ben bile tanıyamıyorum seni bambaşka bir insan oldun."

Haklıydı. Tam 24 kilo vermiş bir burun estetiği yaptırmıştım. Üstelik son görüşmemiz taa lise sondaydı. O Can hıyarı zaten tanımazdı ama Hakan... Ondan emin değilim.

"Hımm... Gözlerimi lensle kapatabilirim... Bir de saçımı koyu renk boyatırsam?"

"Hah tamam işte. Hakan tanısa bile zaten konduramaz biliyorsun..."

"Evet." Deyip kestirip attım. Ve cümleme devam ettim:

"Beklesinler o zaman yeni menajerleri geliyor."

Yüzümdeki şeytani gülümsememle bir kahkaha attım.

"Yani ben seçilmen için elimden geleni yaparım. Sen de gözlerine girmeye çalış. İnşallah beceririz. Yalnız Ayşe..."

"Efendim?"

"Bu seferki menajerle bir yıllık sözleşme imzalamak istiyorlar... Dayanabilecek misin o kadar?"

Bir sene... O kılkuyrukla dip dibe. Asla olmaz!

"Bir şey olmaz zaten sahte kimlikle alacağım işi. Canımı sıkarlarsa ortadan kayboluveririm."

Hem heyecanlı hem de biraz korkuyor muyum ben? Yıllar sonra onları görecek olmak... içimden bir ürperti geçti.

"Neyse, ben kapatıyorum şimdi yapacak işlerim var görüşürüz"

Aslı'nın son söylediklerini fazla dinlemeden kapattım. Aklımda kırk tilki dolanıyordu.
Bekleyin beni pabucumun rakçıları, bu sefer yedim sizi!

Bölüm Sonu

Menajerimin Sorunu Ne?Where stories live. Discover now