Bölüm 28 "Karşılaşma"

286 20 1
                                    

7. Kattaki mekana girdiğimde gözlerim bir süre karanlığa alışamadı. Loş bir ortam vardı. Girişte tam karşıda barmen ve içkiler duruyordu. L şeklinde düzenlenmiş taburelerde pek fazla oturan yoktu. Sağ tarafta ise birbirinden biraz ayrı döşenmiş masalar vardı. Sol taraf ise bu sakinliğe zıt bir şekilde tam bir curcunaydı. İçkilerin yanında küçük bir sahne ve sahnede canlı müzik için müzisyenler vardı. Sahnede 30'lu yaşlarında esmer bir kadın bir Sezen Aksu şarkısı söylüyordu. Sahnenin önünde iki üç sıra yuvarlak küçük masalar ve o masaların etrafında ayakta duran ikişer ikişer üçerli arkadaş grupları vardı. Bunlardan biri de sahnedeki kadının arkadaş grubu olacaktı ki şarkıya bağırarak eşlik ediyorlardı. Duvara yakın yerlerde ise görece daha geniş dikdörtgen masalar vardı. Buralarda oturanların bir kısmı yemek yiyordu. Bir kısmı da şarkılara eşlik ediyordu. Sahnedeki kadın inince yerine 50'li yaşlarda hafif tombul bir adam geldi ve karaoke makinesinden bir şarkı seçti. Böylece müzisyenler de biraz mola verip içki içmeye başladılar. Çalan şarkı Elvis Presley'den "Can't help falling in love"dı.

Şarkıyı duymamla yüzümde bir gülümseme oluştu. Aslı'yla dikdörtgen masalara doğru ilerlerken gözlerimle de onu arıyordum. Tam boş masaya çantamı koymuştum ki gözlerim onu buldu. Sandalyeme çöker gibi oturdum. Hem ona hem sahneye yan oturmuştum. Aslı ise ona arkasını sahneye yüzünü dönmüştü.

Nefes almadığımı fark edemeden bir süre öylece baktım. O ise benden habersiz Alican'a hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. Cümlesi bitince elini içkisine atıp büyük bir yudum aldı. Ardından bakışları sahneye döndü. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki nefeslerim hızlanmıştı. Aslı sanki bir şeyler söylüyordu ama hiçbirini duymuyordum. Sadece ona kitlenmiştim. Gözlerini sahneden çekerken bir an bana baktı ama görmedi. Bakışlarını yeniden içkisine indirdiğinde bir an kaşları çatıldı. Sonra tekrar başını kaldırıp gözlerini mekanda dolaştırdı ve bende durdurdu. Bir şeylere anlam veremez gibi direkt gözlerime bakıyordu. Kaşları gittikçe çatıldı. Ben ise salak gibi sadece baktım. Ne yüzümü, ne vücudumu kontrol edemiyordum o sırada. Oradaydı işte. Karşımdaydı. Nefes alıyordu, bana bakıyordu.

Eliyle yüzünü ovuşturup bakışlarını benden çekti. Sanırım ben olduğumu anlamamıştı. Bir hayli mesafe vardı aramızda ama nasıl anlamazdı? Saçlarım mıydı? Kıyafetim mi? Nasıl anlamamıştı? Biraz şok biraz kızgınlıkla Aslı'ya döndüm. O sırada masamıza içkiler geldi.

"Sana bunu söyledim sen cevap vermeyince ama içersin değil mi?"

Önümdeki içkiye bakınca hafif limonlu bir içki olduğunu gördüm. Başımla onaylayıp kocaman bir yudum aldım. Sonra bir yudum daha. Aslı kolumu tutup durdurdu.

"Dur kızım sarhoş olacaksın hemen. Arkamda mı oturuyor? Bakamadım da dikkat çekmemek için."

"Evet arkanda. Beyefendi beni tanımadı bile."

İçkimden hırsla bir yudum daha aldım. Göz ucuyla baktığımda bana bakmadığını görüp iyice sinirlendim. Alican da beni fark etmemişti anlaşılan. O da bu tarafa hiç bakmıyordu.

"Nasıl tanımadı ya? O kadar uzaktalar mı? Gördü mü seni?"

"Evet göz göze geldik. Şöyle bir bakıp kafasını çevirdi. Ya tanımadı ya da umrunda değilim."

Aslı inanamaz gözlerle bana bakıp yavaşça arkasını dönüp onların masasını aradı.

Ben sinir küpü gibi oturup içkim bitince yenisini almak için bara gidip geldim. Masaya geri gelirken Hakan'ın bana baktığını gördüm ama yüzüme değil vücuduma bakıyordu! Yok artık deyip ikinci içkimi de hızla içtim. Üstüne masaların etrafında dolaşıp shot satan kızdan iki de shot alıp içtim. Bu kadar hızlı içince biraz çarpmıştı ama elimden de bir şey gelmiyordu. Artık önünü arkasını düşünmeden gözlerimi dikip bakıyordum. Hakan da arada bir bana bakıyordu ama gözlerinde ne bir şaşkınlık ne bir kızgınlık, hiçbir şey yoktu. Sanki bir yabancıya bakar gibi bakıyordu. Alican ise beni fark etmiş oturduğu yerde soğuk terler döküyordu.

Menajerimin Sorunu Ne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin