Bölüm 23 "Daha Mutlu Olamam"

340 20 3
                                    

"Benim uykum açıldı bir şeyler mi yapsak?"

"Açılır tabii uykun buldun rahat göğsümü uyuyup durdun."

Güzel gülümsemesine kaydı gözlerim. Ne güzel gülüyor diye geçirdim içimden. Kusursuz değildi belki ama benim için mükemmeldi. Her şeyi. Ses tonu, gülüşü, gamzesi, inci gibi düzgün dişleri, hafif dolgun kırmızı dudakları. Gözlerimi dudaklarından ayırıp gözlerine baktım. İçimi ısıtan bal rengi gözlerine.

"Senin uykun mu var? Uyuyalım o zaman."

"Yok yok daha uykum gelmedi. Bir şeyler mi içsek?"

"Beni sarhoş edip benden faydalanmaya mı çalışıyorsunuz Hakan Bey?"

Ellerimi önüme siper ettim abartılı mimiklerle. Güldü. Elimi tutup beni koltuğa düşürdü. Tek elini yanağıma koyup okşamaya başladı.

"Hemen de anladın hain planlarımı. Ne yapalım seni içirmeden kendime yaklaştıramıyorum."

"Aa o ne demek?"

"Bana duygularını ilk itiraf ettiğin gün de alkollüydün, sevgili olduğumuz gün de."

Biraz canı sıkılmış gibiydi. Omzunu silkip benden biraz uzaklaştı.

"Alkolün yardımını biraz almış olabilirim evet ama artık ihtiyacım yok."

Bu sefer ben ona sokuldum. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Eliyle burnunun üstünü sıktı. Parmakları uzun, düzgündü. Eli büyük, güçlüydü. Eli bile beni bu kadar heyecanlandırmamalı ama allahım lütfen artık ya diye içimden geçirdim.

"Yoruldun mu?"

Ellerimi şakaklarına koyup ovmaya başladım. Gözlerini kapatıp mırıltılar çıkarmaya başladı. Bu kedi gibi hali hoşuma gitti, kıkırdadım. Bir anda gözlerini açınca hafif korkup ellerimi hareket ettiremedim. Gözlerime sanki içimi görmek istiyormuş gibi bakıyordu. Bakışlarımı kaçırma isteğime boyun eğmemeye çalışarak ben de onun gözlerine baktım.

"Bir şey saklıyorsun."

Ciddiyetle kurduğu cümle beni öyle korkuttu ki nefes almayı unuttum. Küçük bir hıçkırık firar etti dudaklarımdan. Yüzünden önce şaşkınlık sonra da bir gülümseme geçti. Ellerimi başından ayırıp ellerinin arasına aldı.

"Ne sakladığını bilmiyorum ama bir şeyler sakladığına eminim. Durup dururken hüzünleniyorsun, ağlıyorsun, kurduğun cümleler... Bir şeyler doğru değil."

Gözlerimin yine dolmasına engel olmaya çalışırken bakışlarımı kaçırdım.

"Bana hemen anlatmak zorunda değilsin. Ama anlatmak istersen dinleyeceğimden emin olabilirsin. Gözlerinde bir korku var, sebebini bilmediğim. Silinsin istiyorum."

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. İçimde beliren anlatıp kurtulma dürtüsüyle savaşmaya çalışıyordum. Şimdi olmaz, daha değil. Şimdi her şeyi anlatırsam bırakıp gitmesi kolay olur. Ever kötüydü, bencilceydi ama bana bağlansın istiyordum. Gidemesin. Her şeyi ona söylediğimde benden nasıl nefret edeceğini bilemesin.
Gözlerimi açıp yüzüne baktım. Hissizdim sanki. Hiçbir şey hissedemiyordum. Onunsa gözlerinde endişe vardı.

"Söz veriyorum bir gün anlatacağım. Ama o gün bugün değil."

Sakince söylediklerimi sanki bir anlam çıkarmak istiyormuş gibi tarttı. Nereye kadar sorabileceğini düşünüyordu belki de.

"Tamam. Sen nasıl istersen öyle olsun."

Aklından kötü şeyler geçirmesini, boş yere endişelenmesini istemiyordum. Ama bir açıklama da yapamazdım. Elim kolum bağlıydı.

Menajerimin Sorunu Ne?Where stories live. Discover now