Bölüm 26 "Gönülçelen"

288 21 1
                                    

1 Yıl Sonra...

"Kırıklarını aldırdım kalbimin
Zırhımı çıkarttım astım portmantoya
Güzel vücutlar boş suratlar
Benimse yenmiş tırnaklarım
Titrek ellerim var
Evet dedi ben de seni aldattım
Bir kez de değil üstelik
Çünkü beni çok kanattın
Çok sevdiğim bir yalandın
Gönülçelen, gönülçelen
Aynı anda utanmadan
Hem kırıcı hem kırılgan
Yordun beni gönülçelen
Kırıklarını aldırdım kalbimin
Zırhımı çıkarttım astım portmantoya
Güzel vücutlar boş suratlar
Benimse yenmiş tırnaklarım
Titrek ellerim var
Evet dedi ben de seni aldattım
Bir kez de değil üstelik
Çünkü beni çok kanattın
Çok sevdiğim bir yalandın
Gönülçelen, gönülçelen
Aynı anda utanmadan
Hem kırıcı hem kırılgan
Yordun beni gönülçelen
Gönülçelen, gönülçelen
Biraz gerçek, biraz yalan
Hem yarabandım hem yaram
Bitsin artık gönülçelen"

Radyoda çalan şarkıyla elimdeki salatalığı soymayı bırakmış mutfakta put gibi dikilmeye başlamıştım. İşte yine durmuştu dünya. Yanımda değilken, sadece şarkılarıyla bile durduruyordu dünyamı işte. Yıkılmaya yer arayan dünyamı yine ellerimle toplayıp yutkundum. Elimin tersiyle gözümden akan yaşları sildim ve salatalığı soymaya devam ettim.

Kahvaltımı tek başıma yaptıktan sonra yürüyüşe gitmeye karar verdim. Yine bahar gelmişti ve bugün hava çok güzeldi. Hayat ne garipti. Ne yaşarsanız yaşayın, içinizde buz tutan kalbinize inat bahar yine geliyordu işte. Kulağıma kulaklıklarımı taktım. Elim son zamanlarda kendime eziyet çektirmekten bir hayli zevk aldığım için yine o playliste gitti. Onun sesi... Artık sadece böyle uzaktan duyabildiğim sesi. Oynata bastım ve evden çıkıp kapıyı kapattım.

...

"Hiç artık arayıp sormuyorsun da. Vallahi kırılıyorum artık."

Başımı telefonumdan kaldırıp karşı koltukta oturan Aslı'ya baktım mahçup bir şekilde.

"Özür dilerim. Biliyorsun işte..."

"Biliyorum evet kendini canlı canlı mezara gömdün kaç aydır. Ne arayıp soruyorsun ne kendine geliyorsun. Daha ne zamana kadar böyle devam edeceksin?"

Bakışlarımı kaçırıp omuz silktim. Bilmiyordum. Ne zaman düzeleceğimi, düzelme ihtimalimin olup olmadığını bile bilmiyordum.

"Ayşe yetmez mi artık kendine verdiğin ceza? Tamam olmadı. Denediniz, yürümedi."

Bakışlarımı gözlerine sabitlediğimde Aslı sustu. Gece gündüz şarkılarını dinliyordum. Başkalarına verdiği şarkıları, kendi söylediği şarkıları... Bana yazdığı açık mektuplarını. Ama ondan konuşmaya cesaretim yoktu. Nasıl olduğunu bile soramıyordum. Kısık sesle sordum.

"O nasıl?"

Aslı başını iki yana salladı.

"Hala mı?"

Sessiz kaldım.

"İyi değil. Biliyorsun şirketten ayrıldı zaten. Artık birlikte çalışmıyoruz ama arada arayıp soruyorum. Diğerleriyle de hala görüşmüyor."

Menajerimin Sorunu Ne?Where stories live. Discover now