Ay Prensesi |Texting| UlRem

🌙23🌙

🌥🌥🌥

Öküz: Heyecanlı mısın?

Piremsesim: Köpek gibi hem de.

Öküz: Geldin mi peki?

Piremsesim: İçeri girdim. Gördün mü?

Öküz: Evet. Çok çok güzel olmuşsun.

Piremsesim: Teşekkür ederim.

Öküz: Biraz saat ilerlesin o zaman sana haber vereceğim.

Piremsesim: Peki.

⛅️⛅️⛅️

İrem içeri girerken gözlerimi ondan alamadım. Resmen bugün anonimiyle tanışacaktı. Aşık olduğuyla.

Okul müdürünün konuşmasından sonra dans müziği çaldı. Herkes dansa birilerini kaldırırken ben de İrem'in yanına gittim ve elini uzattım. "Benimle dans eder misin?" elimi tuttuğunda kabul etmiş oldu.

Piste geldiğimizde herkes bize bakıyordu. Bense sadece İrem'e bakıyordum. Müzik bittikten sonra elini tutup masaya götürdüm.

Onu orada bıraktıktan sonra sigara içmeye çıktım. İşte başlıyoruz. Telefonumu çıkarıp kimse olmadığını gördüm ve İrem'e mesaj attım.

Öküz: Salonun arkasına gel. Sigara içiyorum.

Piremsesim: Geliyorum.

Telefonumu koyduktan sonra sigaramdan derin bir nefes aldım. Topuklu ayakkabı sesi duyduğumda gözlerimi kapattım. Şu anki yaşadığım heyecan bir ömre bedeldi. Topuk sesleri yaklaşırken esen rüzgarla burnuma gelen kokuyu içime çektim.

"Hoş geldin ay prensesi," dediğimde arkamı döndüm. Gözlerini açıp bana baktıktan sonra şaşkın bir ifade verdi yüzüne. "Ulaş?" diyerek şaşkınlığını daha çok belli etti.

"Hiç beklemiyordun değil mi?" dedikten sonra anlamsızca yüzüme baktı. Daha sonra yağan yağmurla beraber bana yaklaştı.

"Sendin. Anonim sendin ve bana söylemedin." Ağlayan gözlerini gözlerime kilitledim ve elimle göz yaşlarını sildim. Bunlar hüznün verdiği gözyaşları mıydı yoksa mutluluğun mu pek çözemedim.

"Özür dilerim ay prensesi." Sesim çok çaresizce çıkmıştı. Bana doğru yaklaştığında dudaklarım onunkilerle buluşmuştu. Resmen o beni öpmüştü.

"Seni seviyorum Öküz Bey," dediğinde yüzüne baktım. Daha sonra sıkıca sarıldım. Dört senenin sonunda İrem'e kavuşmuştum.

Yağmurdan sırılsıklam olduktan sonra balodan kimseye görünmeden ayrıldık. Yağmur altında el ele yürüyerek İrem'in evine geldik.

"Hadi gir içeri. Hasta olma." Gülümseyerek dediğimde elimden tuttu ve apartmana soktu. Daha sonrada eve girdiğimizde birbirimize bakıp güldük. Kıyafetlerimizdeki su damlacıkları halıya düşerken İrem'in uğraştığı makyaj yerle bir olmuştu.

"Sen burada dur. Ben ikimize kıyafet vereyim." Başımı salladıktan sonra etrafa baktım. Değişen hiçbir şey yoktu. Hâlâ aynı sadelikteydi.

Erkek kıyafetleriyle geldiğinde babasının olduğunu anladım. Elime verdikten sonra boş bir odaya gittim ve giyindim. Kıyafetlerimi İrem'e verdikten sonra kurutma makinesi ile geldi.

"Hasta olmak istemiyorum." Ah ben de sensiz olmak istemiyorum artık. "E o zaman kurutalım bakalım saçını." Güldüğünde kurutma makinesini fişe taktı. Ben de nazikçe kurutmaya başladım.

Saçlarını kuruttuktan sonra balkona çıktım ve cebimden sigara çıkardım. "Kaç yıldır seviyorsun?" Bir nefes çektim. O da yanıma geldi. "Dört yıl." Sigaramı bitirmeden söndürdükten sonra arkasından sarıldım.

"Biliyor musun? O gün intihar edecekken iyi ki mesaj atmışsın." O konuşurken ben boynuna bir öpücük kondurdum. O günü düşündükçe kanser oluyorum resmen. Sevdiğim kız, bir ibne yüzünden ölecekti.

"Bir daha kimse ben varken sana zarar veremez." Boynuna iyice sokulup derin bir nefes aldığımda mayhoş etti kokusu. "İyi ki varsın öküz," dedi bu romantikliğimizin arasında. Çok ormantiksiniz İrem Helvacıoğlu pardon Astepe.

"İyi ki varsın piremsesim," dediğimde hafifçe kıkırdadı. Sevgi sözcükleri hoşuna gitmişti. Ona daha çok sokulduktan sonra eşsiz manzara baktık.

Hava soğuyunca elinden tuttum ve içeri götürdüm. Koltuğa yattıktan sonra kolundan çekip göğsüme yasladım ve pikeyi üstümüze örttü. Ellerimle saçlarını okşarken o da yüzünde bir gülümseme ile uyudu.

_______________

Sevenleri de kavuşturduk. Erken mi oldu acaba ya?

Yo bence gayet yerinde oldu.

Neyseh birkaç bölüm zaten mesajlaşma olacak.

Hadi çav çav (: (: (: (: (: (: (: