Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎀🎀🎀
Okulun Başlamasından 3 Ay Sonra
Okullar açılalı 3 ay olmuştu. O 3 ayda biz İrem ile nişanlanmıştık. İrem'i kızlardan istemiştik.
Cedi ve Mısra Amerika'da kalmıştı. Cem ve Sinan, Deren ve Öykü'ye evlenme teklifi etmişlerdi.
Cedi ve Mısra ise 4 ay sonra evlenecekti. Allah mutluluklarını daim etsin ne diyeyim? Malum biz inat yüzünden evlenemiyoruz.
Şimdi ise ne alaka bilmiyorum ama bilgisayar dersindeydik. Hoca çok konuştuğumuz için ayırmıştı.
Bilgisayarın başında kalem ile oynarken İrem ile göz göze geldik. El salladıktan sora kafasını çevirdi. Eminim ki utanıyordur.
Dersin bitiminden sonra hemen bilgisayarı kapatıp eşyalarımı topladım. İrem'in yanına gidip çantaya koyduktan sonra çantayı kendi sırtıma aldım.
Beraber sınıftan çıkıp koridorlarda boş boş dolandık. Bir sonraki dersimiz yarım saat sonraydı.
"Nişanlım nasılmış bakalım?" diye sordum cilveli cilveli. Cilveyi de hep kadınlar yapacak değil ya.
"Ölüyorum ölüyorum." dediğinde dudaklarını büzdü. Ben de hemen eğilip önünde bekledim. "Atla hadi." dedikten sonra sırtıma atladı ve beraber kantine gittik.
Herkes bize bakarken bu benim umurumda mıydı? Asla! Ne zaman oldu ki?
Kantine geldikten sonra indirip sandalyeyi çektim. O da oturduktan sonra çantayı yanına koydum. "Ne istersin ay prensesi?" dedim bir uşak gibi. "Tost güzel olur." dediğinde başımı salladım ve güldüm.
Hemen 2 tost ve 2 ayran aldıktan sonra bir tanede çikolatalı süt aldım.
Ne demişler? Çikolatalı süt içen insan rakı içen insandan daha dertlidir. Onun örneği başta ben!
Hepsini aldıktan sonra masaya koydum. Çikolatalı sütü montumun cebine koymuştum. Ona vereceğimi zannetmeyin! Çikolatalı süt kıymetlimissss!
İrem, büyükçe bir lokma aldıktan sonra bana baktı. "Çikolatalı sütü gördüm." dedi ve ayranından bir yudum aldı.
Saklayamamıştım. Gözünde lazer ışığı var da beni mi tarıyor bu? Bu hayatta her şey olabilir. Bokta çıkabilir.
İrem karşımda iştahlı iştahlı yerken ben de yemeye başladım.
Çöpleri attıktan sonra gözü ile montumun cebini gösterdi. "Alayım aşkım o çikolatalı sütü." dediğinde canımdan can gitti. Sanki biri kalbimi söküyor gibiydi.
Ellerim titreye titreye verdikten sonra hemen açıp içmeye başladı. Ben de kedi gibi bakarken bana uzattı. Fırsat bilerek derince içtim.
Gün bitiminde biz de bitmiştik. Neden mi? Çünkü çok zorluyordu tıp.
Yorgun morgun arabaya bindik. Direkt çalıştırıp eve gittik.
Canım evime kavuştuğumda kapıyı açtım ve kendimi koltuğa attım. "İrem dışarıdan söyleyelim bugün." dedim gözlerim kapalı bir şekilde.
"Vallahi iyi olur." dedi kafasını boynuma gömerek.
Cebimden telefonu çıkardım ve kaydettiğim pizzacıyı aradım. Siparişlerimizi verdikten sonra ayaklarımı koltuğun kenarından sallandırdım.
Yarım saat sonra çalan kapı ile istemeyerek de olsa kalktım ve kapıyı açtım. Pizzacı idi. Ah ağabey vallahi günün kurtarıcısı sensin.
Pizzaları aldıktan sonra parasını ödedim ve gönderdim. Mutfaktan iki bardak alıp hemen salona gittim.
Yok tabakmış, yok buymuş falan dinlemeden direkt masanın üstüne koydum. Kolayı bardaklara koyduktan sonra İrem'in sürünerek gelişini izledim. Yılan, tıs!
Onun pizzasının kutusunu açıp önüne koydum. Daha sonra kendimi açıp koydum ve yemeğe başladık.
"Ya İrem biz neden Öykü ve Sinan'ı göremiyoruz?" diye sordum. Bir yandan da lokmayı yutmayı çalışıyordum. Kolasından bir yudum aldıktan sonra boğazını temizledi. "Onlar başka alandalar ve saatlerimiz hiç uyuşmuyor sevgilim." dedi ve yemeğine döndü.
Günün kurtarıcısı olan pizza ve pizzacıya bir kez daha minnet duyduk.
Çöplerimizi toplayıp attıktan sonra bardakları bulaşık makinesinin içine koyduk. İrem bana bir şeyler anlatırken ben de hemen kucağıma aldım. O sırada ağzından ufak bir çığlık çıktı.
"Tuna öyle bir anda kucağına alınır mı?" diye çemkirdi. Onu odaya kadar taşıdıktan sonra yatağa koydum ve kollarımı iki yanına koydum. "Sen yorulma diye kucağımda getirdim seni. Hadi uyuyalım." dudaklarına ufak bir buse koyduktan sonra yanına yattım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kolumu kafasının altına koyduktan sonra parmaklarını parmaklarıma geçirdim. Diğer elini uzattığında bileğinden tuttum. Burunlarımız sürterken hafif tebessüm ettim.
"İyi geceler Ay prensesi."
"İyi geceler Tunam."
O gün yine musmutlu uyumuştum. Çünkü yaşamaya dair ne varsa bir kişide toplanmıştı ve o da yanımdaydı.
Uykuya dalarken gelecekteki düğün hayalini kurdum.
Malum gerçekte evlenemiyoruz. Gece gece bile aklıma takılmıştı. EVLEN ARTIK İRO!
Eroin gibi oldu. Tövbe Yarabbim ne diyorum ben? Beyin sulandı. Ulaş uyumaya kaçar. ___________
Benimde beynim sulandı.
Bu bölümü bayramdan sonra okuyacaksınız ama inanır mısınız? Ben bayramda yazıyorum.
Yeni Zelanda-Türkiye Basketbol Maçını izlerken oyun öncesi Haka dansı var. Moraliniz düşük olunca açın izleyin ben gülmekten kırılıyorum.
Hatta şuraya atıyorum.
Cedi'nin bakışları iki şekilde:
1-Gülmemeliyim. Ciddi durmalıyım. Şimdi olmaz.
2-Ne yapıyor lan bunlar?
Bonus olarak da: Zıplamayı kesin de oynayalım.
Bir de sonlara doğru kendini zeybek oynarmış gibi hissedip zıplıyor kıyamam ya ):
