Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
📞📞📞
Sabah boynuma üflenen nefes ile huylanarak uyandım. İrem'in nefesi huylandırmıştı.
Yavaşça kalkıp rahatsızlık vermeden koltuğa tekrar yatırdım.
Etraftaki çöpleri ve yemekleri topladıktan sonra projeksiyon perdesini yukarıya çektim.
Sessiz ve emin adımlarla tabakları mutfağa koydum. Çöpleri de çöpe attıktan sonra kahvaltıyı hazırlamaya başladım.
Bugün menümüz de; krep, kaynamış yumurta, domates ve salata, taze portakal suyu, olmazsa olmaz çay, buzdolabındaki kahvaltılıklar.
Menüdeki her şeyi hazırladıktan sonra sofrayı kurdum. Yeminle tam aşçı olacak kişiymişim. O kadar kafeniz var bil bir zahmet dediğinizi duyar gibiyim. Tabii ki de!
Acaba Amerika'da da bir şube mi açsam? Fena fikir değil he! Bu değerlendirilir.
Kendi kendime düşünürken sıktığım portakal sularını bardaklara koydum ve şöyle bir göz attım. "Ulaş Tuna Astepe yine mükemmeliyetçisiniz." dedim ve kendi elimi öptüm.
Ellerimi birbirine sertçe vurdum. "KALKIN LAN! KARNIM ACIKTI!" diye bağırdıktan sonra herkes bir anda uyandı. "İnsan böyle mi uyandırılır?" diye sitem etti Sinan.
"EVET!" gıcıklık olsun diye tekrar bağırdım. Mısra kalkmasın diye özenle hazırladığım tepsiyi Cedi'ye verip bizimkilerle mutfağa gittik.
"Oha bunları sen mi hazırladın?" yok ahiretten ninem gönderdi. Böyle ruhu geldi. Verip kaçtı gitti. Bazen bu Murat'ın aklında sorun olduğundan şüphe duyuyorum. Şüphe duymak ne hacet direkt aklında sorun var.
İçimden Murat'a sövdükten sonra kafa salladım ve yemeye başladım. Hazırlarken ne canım çekmişti be.
Kahvaltıyı ettikten sonra Allah arttırsın sofrayı siz toplayın lafını dedim ve sonra içeri kaçtım. Cedi, Mısra'ya yedirirken ki kavgalarına şahit oldum.
"Cedi kolum çalışıyor benim."
"Olmaz. Doktor yormasın kolunu dedi."
"Hay ben o doktoru."
"Sakin Mısram pardon dizem."
"Dizem mi? Yemeyeceğim."
"Ya tamam özür dilerim. Hadi ye."
Hafif kıkırdamam ile ikisi de bana döndü. "Ben bir şey duymadım, görmedim, bilmiyorum. Üç maymun babında." diyerek güle oynaya uzaklaştım.
Odama gittikten sonra havuza girmek için şortumu giydim. Üstüne de tişört giydikten sonra havlu alıp aşağıya indim ve havuza gittim.
Direkt tişörtü çıkarıp balıklama daldım ve yüzmeye başladım. Sudan çıkıp arkama döndüğümde herkes mayo ya da şortuyla bana bakıyordu.
Havuzdan çıkıp İrem'in yanına gittim. "İrem bu fazla açık değil mi?" dediğimde bana dönüp sert bir bakış attı. "Mafya anaya ne dedin sen?" diyerek kızgın şakacı haline büründü.
"Hiçbir şey." dedim ellerimi kaldırarak.
Güldükten sonra herkes eşlerinin ellerini tuttu. Mısra ve Cedi şezlonglarda oturuyorlardı.
İrem'in elini tuttuktan sonra 3'ten geriye saydık ve havuza atladık. Su kesinlikle Mısralara da sıçramıştı.
Havuzdan çıkıp yüzümü sildikten sonra ellerimle İrem'in saçlarını yüzünden çektim.
Hep beraber havuzda su savaşı yaparken İrem benim omuzlarıma çıkmıştı. Sema'da Furkan'ın omuzlarına çıktığında meşhur deve güreşini yaptılar.
Ve inanır mısınız? Kazanan biz olduk. Aşk da kazandığımız gibi...
Herkes birbiriyle deve güreşi yaparken finale biz ve Derenler kalmıştık.
Zorlu bir mücadeleden sonra kazanan yine biz olmuştuk. Çok şaşırdınız değil mi? Hahaha! biliyorum.
İrem'in bacaklarından ittirip havuza gönderdikten sonra ben de daldım.
Bilir misiniz? Ben ona resmen aşığım.
Beynimin içinde yankılanan Nil Karaibrahimgil-Ben Ona Resmen şarkısı ile mükemmeliyetçi beynime tekrar mükemmeliyetçilik gelmişti.
Hey! Siz onu dinlemelisiniz. Tam bir kafa yapıcı bir şarkı... ____________
Ben ona resmen aşığıııııım...
Kime aşığım lan ben?
Neyseh kimseye aşık değilim. O yüzden kaçtım ben.
Siz de bu şarkıyı düğününüz de çaldırın. Ben yapacağım. Çılgınlıııık.
