🌙65🌙

128 16 0
                                    

🍸🍸🍸

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

🍸🍸🍸

"Cedi heba ettin kendini. Bak Mısra bu halini görseydi çok kızardı." Hayat çok dil dökmüştü Cedi'ye. Fakat Cedi sadece duvara yaslanıp ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

Hayat'ın omzuna dokunup gözlerimle 'ben hallederim' bakışı attım. O da başını salladıktan sonra uzaklaştı. Yanına çöktükten sonra sağ kolumu omzuna attım.

"Oğlum yapma böyle. Bak Mısra güçlü kızdır. Uyanacak ve sana 'Lan Cedi indir beni' diye bağıracak ama sen böyle yaptıkça eminim ki hayal aleminde çok acı çekiyordur." Cedi kızarık gözlerle bana baktı. "Diyecek değil mi?" ilk defa konuşmuştu. Ben de başımı salladım.

Kollarından tutup ayağa kaldırdım ve boş koltuğa oturttum. Cem'in elindeki tepsiden bir sert kahve ve bir sade kahveyi aldım.

Serti ona verdikten sonra sade kahvemden bir yudum aldım.

10-15 dakika sonra omzumda uyuyan Cedi'ye baktım. Perişan olmuştu resmen.

Karşımda duran İrem'e bakıp acı dolu tebessüm ettikten sonra yanıma geldi. Kafamı omzuna koydu. Saçlarımla oynamaya başladı.

Bir hareketlenmeler ile uyandım. Cedi başını omzundan kaldırmıştı. Ben de hemen kafamı kaldırdım. "Ne oluyor ya?" dedim uykulu sesimle. "Doktor girdi içeri." İrem'in lafı ile ayaklandım ve kapıda bekleyen Cedi'nin yanına gittim.

Doktorun garip yüzü ile birbirimize baktık. "What happened? (Ne oldu?)" Cedi'nin endişeli sesi ile doktor gülümsedi. "Who is Cedi? (Cedi kim?)" hepimiz anlamsızca bakarken Cedi elini kaldırdı. "Me. (Ben.)" dedikten sonra doktor daha çok gülümsedi. "The patient wants to see you. (Hasta seni görmek istiyor.)" dedi ve gitti.

Hepimiz kahkaha atıp güldükten sonra sarıldık. Cedi hemen içeri girdi. Biz de sarılmaya devam ettik.

Cedi'den

İçeri girdiğimde etrafa bakınan Mısra'yı gördüm. "Mısra?" sesim acayip derece de hem ağlamaklı hem de fısıltılı çıkmıştı. "Cedi... sen ağladın mı?" dediğinde hemen göz yaşlarımı sildim. "Ne münasebet! Sadece gözüme toz kaçtı." dedim ve dolu gözlerle güldüm.

"Yalan söylemeyi bile beceremiyorsun."

"Biliyorum. Yalandan hoşlanmam zaten. Hem sana bir şey olacak diye çok korktum."

Yandaki sandalyeyi çekip oturdum ve elini tuttum. "Şşşt ağlama. Bana bir şey olmadı." dedi ve sağ eli ile akan göz yaşlarımı sildi. Ne ara akmışlardı? Haberim yoktu.

Elini öptükten sonra uzandım ve alnını öptüm. "Ağlamıyorum Mısram pardon dizem." diyerek tebessüm ettim. Kaşlarını kaldırmış bir halde bana baktı.

"Ya dize deme diyorum sana." dedi kızgın bir sesle.

"Ama çok tatlı oluyorsun kızınca." dedim ben de ortamı yumuşatmak için.

Birbirimize bakıp güldükten sonra yana doğru kaydı. Ben de 2.05 santimlik boyum ile sığa bildiğim şekilde sığdım.

Mısra gözlerini kapatırken ben de saçlarını öptüm ve gözlerimi kapattım.

Ulaş'tan

Cedi yarım saattir içeriden çıkamamıştı. Biz de endişelenip sessizce içeri girdik.

İkisi de birbirine sarılmış uyuyordu. Hemen aynı sessizlikte dışarı çıktık.

"Sonunda mutlu mutlu uyudu." diye söylendi Sema. Furkan kolunu omzuna atıp kendine çekmişti. "Aman aman hep mutlu olsunlar." dediğinde hep bir ağızdan 'amin' dedik.

"Yalnız yatağa sığamamış." Öykü'nün sözü ile güldük. "2 metre adam zor sığar zaten." diyerek savundu Deren. "Hem yataklar küçük." dedi ve sözünü tamamladı.

Onları orada bırakıp kantine indiğimde İrem'de peşimden gelmişti. "Tuna sevgilim ne oldu?" dedi kolumdan tutarak. "Evlensek mi artık?" dedim ben de bir anda.

Biraz düşündükten sonra başını salladı. "5 sene sonra olur." dediğinde gülen yüzüm soldu.

Ben belki sana bir an önce kavuşmak istiyorum ya. Bu kız 5 sene sonra diyor.

"Hasretinden geberdim geberdim." dedim ve daha çok yaklaştım. O geri geri giderken ben de ileri ileri gidiyordum.

Bir anda duvara toslayınca kollarımı iki yana koydum. "Tuna geri bas." sesi titrek çıkınca yutkundum ve dudaklarımı dudaklarının yakınına getirdim. "Olmaz." diyerek fısıldadım.

Daha sonra dudaklarımı dudaklarına mühürledim. Kollarını boynuma doladıktan sonra ellerimi beline koydum. Kısa bir aradan sonra dudaklarımızı ayırdık.

"Ay prensesi... kızım çok seviyorum be." diye en mayhoş sesimle konuştum. "Ben de seni Tunam." dediğinde resmen oracıkta eridim, yandım, bittim, kül oldum. Biri acilen 112'yi arasın. Lan o ambulans numarasıydı. 110'u arayın siz.

Beynimle çok saçma sapan bir diyalogdan sonra göğsüme yasladım. "İrem biz senle çift değiliz. Biz senle tekiz." dediğimde derin bir nefes aldım. "Poyraz Karayel." sesi mükemmel bir şekilde mayıştırdı beni.

Şu anda hastanede en mutlu insan olarak tarihe geçmiştim.

Artık evlenme zamanı da gelmişti.

Tabi İrem ikna olursa...
_____________

BENİ AŞKAĞĞĞ İNANDIIIRRRRRR

Hadi beni aşka inandırın.

Yalnız romantik şeyler yazıp aşka inanmayan ben varım ula karşınızda...

Hadi ben çav çav...

Ay Prensesi |Texting| UlRemحيث تعيش القصص. اكتشف الآن