🌙48🌙

255 25 5
                                    

🧚‍♂️🧚‍♂️🧚‍♂️

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

🧚‍♂️🧚‍♂️🧚‍♂️

Sabah yüzüme dokunan parmaklarla uyandım. İrem parmakları ile yüzümü okşarken gözlerimi açtım. Hemen elini çekecekken tuttum ve öptüm. "Günaydın ay prensesi," dedim uykulu çıkan sesimle.

"Günaydın aşkım." O güzel gülümsemesiyle günüm aymıştı bile.

Yataktan kalkıp kafamı başlığa dayadıktan sonra yarın açılacak okulu düşündüm. "Yarın okul var. Senle alış verişe gidelim," dediğimde bana baktı. Ne? Her erkek aynı değildir sonuçta.

Biraz baktıktan sonra başını salladı ve yataktan kalktı. Odadan çıktıktan sonra ben de yatağı topladım. Üstümü değiştirdikten sonra mutfağa İrem'in yanına gittim. Şarkı söyleyerek kahvaltı hazırlıyordu.

Arkasına sarıldığımda elindeki domatesi aldım ve yedim. "Bunlar bu kadar güzel miydi ya?" diyerek İrem'in yanağını öptüm. "Demek ki güzelmiş," dedi domatesleri keserken.

Kahvaltıyı hazırladıktan sonra oturduk ve afiyetle yemeye başladık. Sürdüğüm reçelli ekmeği İrem'e yedirdikten sonra o da çikolatalı ekmeği bana yedirtti.

Çayları keyif içerken saate baktık. Hemen mutfağı topladıktan sonra İrem giyinmeye gitti.

"İrem hadi! Yarım saat oldu! Bir kere de şaşırt beni güzelim." Yarım saattir sıkıntıdan patlayacaktım. En sonunda kızgın kızgın İrem geldi. "Saçımı yapıyordum Ulaş." Sesi çok kızgın çıkınca alnını öptüm. "Sen her halinle güzelsin ay prensesi," dedim ve az da yumuşamasını sağladım.

Elimi uzattığımda ellerini birleştirdi. Anahtarları, cüzdanı ve telefonumu aldıktan sonra siyah hırkalarımızı giydik.

Arabaya bindikten sonra direkt tek öğrendiğim yere gittik.

Geldikten sonra arabadan indik ve el ele avm'ye girdik. İrem sürükleyerek mağazalara doğru çekti. Hayır bir insan her girdiği mağazadan kıyafet alır mı? İrem alıyor işte.

En son olarak erkeklerin korkulu rüyasının önünde durduk. Acı dolu gözlerle İrem'e baktım. Poşetleri bana verip girdi o çıkılmaz yere. Gratis'e...

Yaklaşık 1 saattir İrem'i bekliyordum. Evet doğru okudunuz. 1 saat. Anlamıyorum ağabey. Makyaj malzemelerini kendileri mi yapıyor?

Yanıma bir erkek oturduğunda bana baktı. "Kardeşim bir süre sonra alışıyorsun. Mesela birkaç gelişinde artık yatağın gibi oluyor koltuk." dedi dalga geçerek.

Sonra elini uzattı. "Sinan ben." elini tutup gülümsedim. "Ulaş ben de."

"Nerelisin Ulaş?" diye sordu. "İstanbul sen?" bu sefer bana sorduğu soruyu ona sordum. "Ben de İstanbulluyum." dediğinde içtenlikle gülümedim.

"Ankara Hacettepe için geldim ben de ta İstanbullardan. Sırf sevgilim burayı kazanmak istiyor diye köpekler gibi çalıştım." ufak kahkaha attım. Ben kendim istedim diye yazmıştım.

"Ben de o üniversitedeyim. Sevgilimle beraber." şaşırmış bir ifadeye büründükten sonra İrem geldi. Ben de kolumdaki saati gösterdim.

"Gelmeseydin ay prensesi. Meyve veren kadar daha dursaydın." alaycı tavrımdan sonra kızgın bakışlarını üzerimde hissettim. Yanına bir kadın daha geldiğinde Sinan'da ayağa kalktı.

"Tanıştığımıza çok mesut oldum İrem." yuh! Gratis'te tanışmışlar resmen. "Ben de Öykü." göz devirdikten sonra İrem beni gösterdi. "Bu da sana bahsettiğim sevgilim Ulaş." başımı memnun oldum der gibi salladıktan sonra İrem'in elini tuttum.

"Biz gidelim artık. Hoş çakal Gratis Mağduru Sinan." diyerek Sinan'a bakıp güldüm. O da göz devirip dil çıkardı.

"İsterseniz siz akşam yemeğe gelin. Hem kaynaşmış oluruz." Öykü denilen kız biraz düşündükten sonra başını salladı.

Sonunda avm'den çıkıp arabaya bindik. Bir daha asla Gratis'e sokmayacağım İrem'i ya.

Eve geldikten sonra içeri girdik. Poşetleri odaya bırakıp üstümüze daha rahat edeceğimiz şeyler giydik.

İrem mutfağa gidip Sertab Erener-O, Ye-Sakin Ol! açtı. Hem söylüyor hem de yemek yapıyordu.

"Arabesk pop-caz alaturka..." dediğinde salatalıkları kesmeye başladı.

Şu an deli gibi O, ye dinliyordu. Ben de ona katılıp beraber şarkıyı söylemeye başladık. Elinden tutup dans ettirdim.

Şarkıya uyan bir danstan sonra tekrar işine döndü. Şarkı bittiğinde 'Ateşle Barut' açtım.

Ne varsa eski şarkılarda vardı nedense.

İrem hazır çorbayı ocağa koyduktan sonra karıştırmaya başladı.

Hemen elinden aldığımda Michael Jackson edası ile buzdolabına gitti. Domates, salata, yoğurt ve yeşillik aldıktan sonra kapattı ve diğer yanıma geçti.

Eğlene eğlene yemekleri yaptıktan sonra İrem ellerini sildi ve telefonundan Öykü'ye konum attı.

Sofrayı kurduktan sonra yarım saat sonra gelen kapı zili ile ellerimizi yıkayıp havluya sildik. İrem kapıyı açtıktan sonra en sıkıcı kısım olan hoş geldin, hoş bulduk faslına geçtik.

Öykü ve İrem ayakta konuşurken, ben ve Sinan birbirimize acıyan gözlerle baktık.

"Hanımlar artık otursak mı? Karnım acıktı." Sinan'a minnet dolu gözlerle baktıktan sonra masaya oturduk. İrem çorbaları koyarken ben de cacıkları koydum.

Yemek yerken Öykü'nün konuşmasıyla durduk. "E İrem siz nasıl tanıştınız?" dediğinde İrem ile birbirimize baktık. "Bence Ulaş anlatsın. Bütün her şey ondan çıktı." dedi.

Cacıktan bir kaşık aldıktan sonra ağzımı sildim.

"İrem'i ilk annemin kafesinde gördüm. Daha sonra aynı okula gittik. Yan sınıfımdaydı. Ben de aşık oldum. Sonra ben sınıfta arıza çıkarınca İrem'in olduğu sınıfa aldılar. 4 sene boyunca aynı sınıfta okuduk. Tabii sevgilisi oldu. Vazgeçmek istedim ama gönlüm el vermedi. Daha sonra 12.sınıfta ben tanınmadık numara ile ona mesaj attım. Öyle konuştuk. Baloda karşına çıktığımda aşık olduğunu söyledi. İşte sonra sevgili olduk. Düşman çatlattık resmen." İrem'in gözlerinin içine baktım.

O günleri hatırladıkça gülüyorduk. "Ay Sinan çok romantik. Ha bu öküzle biz markette yanlışlıkla arabalarımız çarpıştı. Sonra aynı okula gittik. Baktık aşık oluyoruz. Sevgili olalım dedim. Olduk." Öykü öyle komik anlatmıştı ki biz de kahkaha attık.

"Sonra tabi ben de teklif ettim ama." diyerek düzeltti Sinan.

Öykü, İrem'in parmağını kaldırdı. "Nasıl ettin Ulaş?" pür dikkat bana baktı.

"ULREM Kafeye gittik. Annemin kafesine yani. Orada oturduğumuzda masaya papatyalar geldi. En sonunda çiçekçi ablam geldi. Papatya tacı taktı. O sırada kaş göz yaparak 'Teklif Ediyorum' şarkısını çaldırdım. Anonim iken bu şarkı ile teklif edeceğim demiştim. Gerçek oldu. Ayağa kalktı. İşte ben de diz çöktüm ve bir şeyler demeye başladım. O da kabul etti." Öykü mest olmuş bir şekilde bize baktı.

Anılarımızı anlattıktan sonra sofrayı topladık. Salona geçip biraz okul hakkında konuştu.

Saat geç olunca Öyküler gitti. Biz de pijamalarımızı giyip yatağa yattık ve gözlerimizi kapattık.

Yeni arkadaşlar, yeni hayat ve yeni okul...

Bu saatten sonra bakalım bizi neler bekliyordu?

Ama biliyordum ki. Asla mutluluğumuz gitmeyecekti.
___________________

YEEEEĞĞĞ OOOOO YEEEEĞĞĞĞĞ...

Eski şarkıları dinlemenizi tavsiye ederim.

Çünkü kendileri EF-SA-NE

Hadi Allah'a emanet olun. Esen Kalın (: (: (: (: (: (:

Ay Prensesi |Texting| UlRemTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang