5.BÖLÜM

956 247 15
                                    

    Uzun bekleyişler, sonu gelmeyen düşünceler, anlam veremediğim bakışmalar hepsi bir tır misali üzerimden geçiyor ve beni eziyordu. Uzun zamandır yer ayaklarımın altından kayıyor ve beni bilmediğim sonsuzluğa doğru sürüklüyordu. Koridorun yerlerinde günlerdir silinen ve tekrar akıtılan kanların sahipleri sürekli değişiyordu. 

  Son bir ayda ise bir sürü şey olmuştu ama her şey adını koyamayacağım kadar karışıktı. Silahlar, çığlıklar, isyanlar aynıydı ama roller sürekli aktarmalı olarak değişiyordu. Farklı yüzler ama hepsi aynı bakıyor ve beni benliğimden çıkarmak için uğraşıyorlardı.

   Kendimi onlarda görmekten korkuyordum. Bir gün onlar gibi olmaktan, sadece kendime değil insanlara da zarar vermekten korkuyordum. Şuan ise aklıma gelen tek şey okula geldiğim ilk zamanlarda yaşadığım kısa ama belki de tüm okul hayatımı etkileyen bir olaydı. Bu hikaye saatler önce yerde acı içinde kıvranan o çocuğa aitti. Anıl'a aitti.

   ''Sonuçlar açıklanıyor...'' Babam gerginliğini tüm ev halkına yansıtıyordu. Hiçbir zaman benimle ilgilenen bir baba olmamıştı ama hayatımı etkileyecek çoğu konuda kendisi için yanımda olmuştu. Benim üniversiteyi kazanmam sadece beni ilgilendiren bir durumken babam yüzünden rolleri şaşırdığımı hissederdim. Sanki ben babaydım ve koltuğumun kenarına sakince sinmiş kızımın ağzından moralimi bozacak ya da beni kendime getirecek o cevabı duymak için bekliyordum. Ama gergin bir şekilde etrafta dolanan ve sürekli ekranı kontrol eden babam yüzümden, sonuçlar için değil alacağım tepki için heyecanlanıyordum.

    Az sonra ekran yüklendi ve hayatımı tamamen değiştirecek o tablo ekranda belirdi. Ekrana bakmadan önce babamın yüzünü okumayı tercih etmiştim. Yüzüne baktığımda ilk dikkatimi çeken şey alnı olmuştu. Gerginliğin verdi his ile alnı toparlanmış, kaşları çatılmıştı. Nefes alış verişleri istikrarlıydı ama bazen heyecanın verdiği çaylaklık ile derin nefesler veriyordu.

    Oysa bu kadar heyecanlanmasına gerek yoktu. Dediğini yapmamış ve onun istediği hiçbir bölümü yazmamıştım. Belki de olay bundan ibaretti. Evet merak ettiği asıl şey sınav notum değil de kendi istediği bölümü kazanıp kazanamadığımdı. İşte her şeyin sebebini öğreneceğim o vakit gelip çatmıştı. Kırışık alın düzeldi, çatık kaşlar kendini rahat bıraktı, kısık gözler açıldı. Şimdi yüzünde meraktan öte şaşkınlık vardı. Bu şaşkınlık dakikalar içerisinde öfkeye dönüştü. Masanın üzerinde duran laptop birden yere uçtu annem korkuyla sıçradı. Ben ise korkmuyordum. Neden korkacaktım ki?

    Bir hedefim var mıydı bu tartışılırdı ama ben babamın hedefleri arasında asla olmayacaktım. Bu yüzden tercih listesine en alakasız ve bana en uzak bölümleri bile yazmıştım.

    Babam bağırıp çağırırken gözüm yerdeki laptoba kayıyordu. O bitirene kadar sesi kısılmış televizyonu izledim. Neler söylediğiyle ilgilenmiyordum. Televizyonda haberler vardı ve ben haberleri hiç sevmezdim. Babam sürekli bunun önemli olduğunu ve takip etmemiz gerektiğini önemle vurguladığı için ve haberlerde de genellikle kötü olaylar yer aldığı için haber izlemeyi sevmezdim. 

    Her zaman televizyona uzak birisi olmuştum bu da beni kitaplara itmişti. Fantastik kitaplar ve mitoloji ilgi alanımdı. Kendimi pek beğenmezdim ama gözlerimi yeşil olmasından dolayı beğenirdim. Renkli gözler her zaman ilgimi çekmiştir. Tabii seçme şansım olsaydı mavi gözlü olmak isterdim. Saçlarımı genellikle beğenmezdim ama rengi hoşuma giderdi. Pek fazla albenim yoktu ama içimde bastıramadığım bir tutku vardı ve bu da düşüncelerime bazen ise hayallerime istemsiz bir şekilde yansıyordu. Boyumu kısa bulurdum en azından 1.65 olabilirdim ama 1.60'a kadar uzayabilmiştim. Bu da yeterdi.

KARANTİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin