𝐋𝐄𝐓𝐀𝐍𝐓𝐄𝐌「ʟᴏʀᴅ ᴠᴏʟᴅᴇᴍᴏʀᴛ」

Riddle Girl

Riddle Girl

"Demek..." dedi Alexander hala karşısında duran genç kadının gerçek olup olmadığını anlayamadan. "Doğruymuş. Gerçekten varmışsın."

Calista gülümsedi hafifçe. "Olmamamı istediğini biliyorum."

Alexander başını iki yana salladı. "Asla öyle bir şey düşünmedim." Sonra o da bir iz gibi gülümsedi. Gülümsediğinde ela gözleri parlamıştı. "Sonunda tanıştığımıza sevindim Calista."

"Ben de, Alexander." Bir an tuhaf bir his geçti aralarından ancak bunu bölen Sirius Black oldu. "Sana kuleye kadar eşlik edeyim."

Calista gözlerini kırpıştırıp karşısındaki oğlana döndü. "Sağ ol ama ben bulabilirim." dedi.

"Merdivenler çok sık değişiyor, bulamama olasılığın daha yüksek." James sırıtarak söylemişti bunları.

Güzel cadı dişlerini sıktı. "Bulurum dediysem bulurum." Hogwarts'ın krokisini daha önce defalarca kez incelemişti.

Sirius göz devirip kızın koluna girdi. "Yürü bakalım asabi, sana yardım edeceğiz." Calista kendini kapıya doğru çekiştiren Sirius'un kolunu tutup arkaya kırdı. Sirius acıyla inlediğinde bakışlar ikiliye dönmüştü. "Sakın," dedi Calista. "Bana rızam olmadan dokunmaya kalkışma."

"Kolum!" Calista oğlanın kolunu bırakırken onu kendinden uzağa itti. Sirius kolunu tutarak "Sen manyaksın." dedi kıza. Calista sinsice gülümsediğinde Alexander'ın sesi duyuldu. "En nihayetinde kendisi benim kız kardeşim."

Kız kardeş. Alexander hala Calista Riddle'ın efsanevi varlığının gerçeğe dönüşmesini kabullenmekte zorlansa da sevebileceği birinin olmasına memnun olmuştu. Hayır, Slytherin evini sevemezdi onların çok üstündeyken onlara sevgi besleyemezdi. Ama Calista onunla denkti. İkisi de aynı kişinin çocuğuydu ve aynı güçlerle donatılmışlardı.

Calista arkasına bakmadan Biçim Değiştirme dersliğini terk ederken James en yakın arkadaşına koştu. "Pati, iyi misin?" Sirius göz devirdi kolunu sıkarken. "Canımı acıttı. Merlin, bir kız gerçekten canımı yaktı."

Remus cadının kayboluşunu izlemişti. Adının Cansu olduğu sanılan cadı bir saniye sonra Slytherin prensi Riddle ile aynı soy isme sahip olduğunu açıklamıştı ve o soy isme uygun davranmıştı.

"Şey- Ravenclaw ne tarafta acaba?" Umut'un sorusuyla Remus kehribar rengi gözlerini kırpıştırıp "Gel, sana yardımcı olayım." dedi ve onunla gözden uzaklaştı.

Sirius kuleye çıkarken hala homurdanıyordu. "Aptal kız." James ise arkadaşının haline gülmekten kırılıyordu. "Ah, yüce Merlin, yüzünün şeklini görmeliydin."

"Komik değildi Çatalak! O da ağabeyi gibi bir şeytan." Aynı yaşta olan ikiliden biraz büyük olanın Alexander olduğunu varsayması tuhaftı. "Niye Slytherin olmadıysa? Bizim evde ne işi var!"

"Açıkçası, sana davranışı epey cesurcaydı." Sirius gri gözlerini arkadaşına çevirdiğinde James ellerini teslim olurcasına kaldırdı. "Ne, yalnızca gerçekleri söylüyorum."

Gryffindor evi Slytherin yerine kendilerine gelen Riddle ile tanışmak için birbirinin üstüne çıkıyordu adeta. "Selam!" Kızıl saçlı bir cadı Calista'ya döndüğünde yüzündeki gülümsemenin ne kadar sahici olduğunu fark etti Calista. "Ben Lily. Aynı odada kalıyoruz."

"Ah, merhaba Lily! Calista." İkili tokalaştılar mesafeli bir şekilde ama Lily'nin yüzündeki gülümseme mesafenin pek sürmeyeceğini gösteriyordu.

"Küçük şeytan da buradaymış!" Sirius kapıdan içeri girdiğinde tersçe kıza baktı. Calista göz devirdi. "Blacklerin drama kraliçesi olduğunu daha önce de duymuştum ama..."