Heir

849 100 131
                                    

Merhabalaaar!

Bölüm dünyanın en rezil ve salakça bölümü oldu hepinizden özürler diliyorum bu durum için.

Kafam dağınıkken yazı yazmayı bırakmalıyım.

Yakında tekrar görüşürüz, bir dahaki bölüm oldukça sakin (?) ve güzel olacak.

Spoi: Slytherin ve Gryffindor maçı.

Oy ve yorumları bekliyorum, lütfen.




Heir

Gryffindor cüppesini üzerindeki elbiseyi saklamak için sıkı sıkıya sarmıştı kendisine Calista. Olabildiğince az gözü üzerine çekerek ortak salondan geçmekti amacı.

Dikkatli adımlarla aşağı inip kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Derin bir nefes verdi, paçayı yırtmıştı.

"Nereye gittiğini sanıyorsun prenses?" Sesi duyunca yerinde irkilip arkasına döndü. James kollarını göğsünde kavuşturmuş, kaşlarını kaldırarak ona bakıyordu.

"Şey- Remus'la kütüphanede çalışacağız." dedi gülümsemeye çalışarak.

"Bir daha dene prenses." Sırtını döndüğü kısımda da Remus duruyordu ve sırıtıyordu keyifle.

Calista gözlerini yumup nefes verdi. "Ay işlerim var işte, sizi ilgilendirmez."

James ve Remus yan yana durdu, ikisi de kollarını göğsünde kavuşturmuştu şimdi. "Dün akşamdan beri hasta gibisin ve şimdi de gizlice sıvışmaya çalışıyorsun küçük hanım, ne oluyor?" James onunla baba gibi konuşmuştu.

"Ailesel bir mesele." dedi Calista. "Anlamazsınız."

Remus gözlerini kısıp kıza baktı. "Bir şeye ihtiyacın var mı?"

Calista hafifçe gülümsedi. "Yetişmem gereken yere yetişmeye ihtiyacım var."

James ve Remus bakışıp el mecbur kıza izin verdiler, kenara çekildiler. Calista hızlı adımlarla zindanlara inerken ağabeyinin planı başarıya uğradı mı merak etti.

Kapı şifre sormadan açılıp kızı içeri davet ettiğinde Alexander'ı şöminenin başında görüp yanına yanaştı Calista.

"Sonunda geldin." Calista üzerindeki cüppeyi çıkarıp uzun siyah, kadife elbisesini gözler önüne serdi. Boynuna kadar kapalı ve kolları uzun elbisesi vücuduna tam oturuyordu. Kulaklarındaki yakut küpeler kanını oldukça net belirten nesnelerdi.

"Ufak bir engele takıldım." dedi Calista gülümseyerek. "Hazır mı?"

Alexander başını sallayıp yerinde doğrulduğunda üzerindeki siyah gömlekle hoş bir ahenk yakalayan takım elbise göründü. Ağabeyi yine oldukça çekici gözüküyordu.

"Önden hanımlar." dedi kız kardeşine nazikçe gülümseyerek. Calista dudaklarını dişleyerek şömineye adım attı. Avuçlarının arasına ağabeyinin verdiği Uçuç tozunu tutuyordu.

"Riddle malikanesi." dedi tane tane ve bir saniye sonra gözlerini başka bir yerde açmıştı.

Profesörlerden gizli bir şekilde şömineleri bağlamanın bir yolunu bulmuştu Alexander ve bu sayede babasının verdiği akşam yemeğine gidiyordu kardeşler.

Peşinden Alexander da şömineden çıktığında hazır yemek masasını gördü Calista. Mumları yanan masa şimdilik boştu.

"Sesleri doğru duymuşum demek!" Tom Riddle içeri girdiğinde yüzünde muzaffer bir eda vardı. "Çocuklarım gelmiş."

𝐋𝐄𝐓𝐀𝐍𝐓𝐄𝐌「ʟᴏʀᴅ ᴠᴏʟᴅᴇᴍᴏʀᴛ」Where stories live. Discover now