Murder

773 90 114
                                    

Merhaba!

Umarım bölümü beğenirsiniz.

Bölüm sonuna bir soru bıraktım, düşüncelerinizi rica ederim yazın.

Yakında veya uzakta tekrar görüşmek üzere. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum!

Murder

Slytherin evinde yumuşak adımlarla yürürken içindeki huzursuzluk kendini an be an gösteriyordu. Calista etrafında dönüp tekrar taş kapıya baktı, sanki yeteri kadar uzun süre bakarsa kapı hareket edip açılacakmış gibiydi.

Gryffindor evinde olmayı o an her ne kadar istese de Tanrının bir işi olacak ki Calista, Slytherin evinde mahsur kalmıştı.

Evan ile vakit geçirirken şatodaki tüm ışıklar sönmüş, her yer karanlığa gömülmüştü.

Albus Dumbledore gür sesiyle bir duyuru geçerek herkesin ortak salonunda kalmasını istemişti ama arada bir kaçak olduğundan habersizdi, Calista Riddle'dı kaçağın adı.

Halıdan ötürü topuklu ayakkabıları ses çıkarmazken Calista tırnaklarını kemirip duruyordu. Evan ve Alexander dışarıda neler olduğuna bakmaya gitmişlerdi, bir şeylerin yanlış olduğu belliydi çünkü.

Dendiğine göre altı yıldır ilk kez Hogwarts'ta ışıklar sönmüştü.

Bu sefer taş kapı sahiden açıldı, Alexander asasının ucundan çıkan ışıkla içeri girdi. Calista hemen ağabeyine doğru ilerlerken arkadan gelen Evan'ı da gördü.

"Bir şeyler döndüğü belli." dedi Alexander asasını hafifçe indirerek, ışık gözüne fazlaca vurmuştu. "McGonagall bizi görünce aceleyle kovdu."

"Sence ne oldu?" diye sordu Calista kollarını kendine dolayarak. Işıklar gitmişti, üstüne üstlük şömine de gitmişti ve soğuktan titriyorlardı.

Kız arkadaşının iki büklüm halini izleyen Evan tedirgince "Üşüdün mü?" diye sordu. Calista başını iki yana salladı, sadece biraz ürpermişti.

"Bilmiyorum." Alexander bilmediği şeylerden hoşlanmazdı. "Ama içimde iyi bir his yok."

Bellatrix gözlerini üçlüye dikmiş onları izlerken olacakları bilmenin hevesiyle dudakları yukarı kıvrılmıştı.

"Belki basit bir sorundur." dedi Evan, üzerindeki cüppeyi çıkarıp kız arkadaşının omuzlarına bırakırken.

"Teşekkürler." diye mırıldandı Calista ve cüppeyi kendine çekti. Sahiden üşümüştü ve burnuna Evan'ın parfümü geldikçe mutlu oluyordu.

"Umarım." dedi Alexander pek ümitli olmadığını belli eden bir ses tonuyla.

Dışarıdan büyük bir patlama sesi geldiğinde küçük öğrenciler çığlık attılar. Calista ise direkt asasını çekip hızlı adımlarla ortak salondan çıkıp sese ilerlemişti.

"Calista!" Alexander peşinden gidip kız kardeşini kolundan yakaladı. "Aptal mısın, karanlıkta dışarı çıkıyorsun."

"Ses çok yüksekti Alex. Bir şeyler oluyor." Calista hızlı adımlarla yukarı çıkarken Alexander da onu takip etti, kız kardeşini durduracak herhangi bir güçle henüz karşılaşmamıştı.

Büyük Salon'un kapısında toplanmış profesörleri görünce kaşları kalktı Calista'nın. Ela gözleri aniden koyulmuştu. Bir şeye bakıyorlardı. Neye baktıklarını merak ederek başını çevirdiğinde tavana asılmış birini gördü Calista ve çığlığını güçlükle tuttu.

Kanlar karanlıkta yüzü seçilmeyen kişinin bedeninden akıyordu, boynundan iple bahçeyi koridora bağlayan kolona asılmıştı ve içi boş bir çuval gibi sallanıyordu.

𝐋𝐄𝐓𝐀𝐍𝐓𝐄𝐌「ʟᴏʀᴅ ᴠᴏʟᴅᴇᴍᴏʀᴛ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin