What About Us?

893 101 62
                                    

Merhaba! Oldukça kısa bir bölümle karşınıza çıktım, kusuruma bakmayın. Her yerim dağıldı zaten o yüzden yazarken kötü yazmış olabilirim.

Medya, Evan Rosier.

Kitabın ilerleyişini değiştirmeye başlayacağım bu son tatlış bölümlerden biriydi.

Yakında tekrar görüşürüz, oy ve yorumlarınızı bekliyorum.





What About Us?

Hogwarts Expresi'nden el ele inen ikili herkesi şaşırtmıştı. Evan Rosier, sevgilisinin elini sıkı sıkıya tutmuş ve onu kendine çekmişti.

"Evan, elim koptu yalnız." Kızın ikazıyla elini gevşetip ona gülümsedi. "Pardon."

At arabalarına binip giderlerken yanlarından geçen Çapulcuların onlara bakışları Calista'nın dikkatini çekti. Sirius oldukça gergin gözüküyordu, Remus ona bakmıyordu, James ise tuhaf bir ifadeye bürünmüştü.

"Bu akşam boş musun?" diye sordu Evan eli kızın beline sarılırken. "Biraz vakit geçirirdik."

"Daha okulun ilk günü. Gryffindor eviyle vakit geçirmek istiyorum." Evan tersçe kıza baktı, kendisiyle olmaktansa aptal Gryffindorlar ile niye vakit geçirmek istiyordu?

Calista oğlanın ters bakışlarını görünce kıkırdayıp onu yanağından öptü. "Yarın akşam boşum."

"Yarın da ben doluyum." Calista'ya sırıttığında güzel cadı gözlerini kısıp ona baktı ama bir şey demedi.

Alexander onların eninde sonunda birlikte olacağını biliyordu, bu birbirlerine bakışlarından belliydi. Ama bu kadar hızlı olacağını kestirememişti.

Arabadan inip Hogwarts'ın büyük demir kapısına yürürken asılmış büyük bir afiş gözlerine çarptı. "Bu ne?" diye sordu Calista, dalgalı saçları rüzgarla cebelleşirken.

Biraz daha yaklaştıklarında isimlerin yazdığını gördüler. On yedi isim. Öldürülen on yedi muggle doğumlu için isim yazılmıştı.

Üçü de bir süre durup afişe baktılar, sonra Calista yutkundu ve gözlerini ağabeyine çevirdi. "İçeri girelim, çok dikkat çekiyoruz."

Alexander Evan'la zindanlara indi, Calista ise yukarı, Gryffindor kulesine çıktı. Kapı parola sormadan açıldığı an içeri girdi ve Çapulcuların yaptığı şamatayla karşılaştı.

Aldıkları yeni havaifişekleri patlatıyorlardı. Calista gülümseyip sandığını odasına çıkardı ve aşağı indi hemen. "Haylazlıklarınızı özleyeceğim demiştim ama bu kadar da değil!"

Fakat beklemediği bir şey oldu, o içeri girdiği anda ortalığı bir sessizlik kapladı. Calista kaşlarını çatarak kendisine bakan kişilere baktı. "Ne oldu?" diye sordu merakla.

"Bir şey yok." dedi James tuhaf bir sesle. Yalan söylediği daha fazla belli olamazdı.

"Potter, berbat bir yalancısın. Burada neler oluyor dedim."

"Evan Rosier ile birlikteymişsin." Sirius hışımla söylemişti bunları, gözlerindeki hüzünlü ifadeyi öfkesiyle saklamaya çalışıyordu. Calista kaşlarını kaldırdı. "Evet?"

"Gryffindorlar, Slytherinlerle birlikte olmaz." dedi Gideon.

"Kim söylüyor?" Calista kollarını göğsünde kavuşturdu. "İstediğim kişiyle birlikte olabilirim."

"O bir Ölüm Yiyen." diye diretti James.

"İnsanları haksız yere suçlama James." dedi Calista. Ama oğlanın o yönde ilerlediğini biliyordu, bu gidişi durdurmak da elinden gelmiyordu.

𝐋𝐄𝐓𝐀𝐍𝐓𝐄𝐌「ʟᴏʀᴅ ᴠᴏʟᴅᴇᴍᴏʀᴛ」Where stories live. Discover now