Healing

990 111 55
                                    

Merhabalar!

Umarım bölümü beğenirsiniz. Bir sonraki bölüm daha yumuşak bir bölüm olacak, Noel zamanı yaklaşıyor çünkü.

Bu arada buradan tekrar sorayım, sizce Letantem karakterlerinin (ve çiftlerinin tabii) bir soundtrack'i olsa ne olurdu? Kafam karıştı, sizden de yardım isteyeyim.

Bol bol yorum bekliyorum!

Healing

Calista iki yatağın ortasında oturmuş, dizlerini kendine doğru çekmişti. Birinde ağabeyi, birinde Evan yatarken burayı terk edemiyordu.

Dersler iptal edilmişti son olanlardan sonra. Alexander'ın kim olduğu bilinmeyen biri tarafından saldırıya uğraması, Evan Rosier'in ölüm kalım savaşı vermesi okulda olağanüstü bir hale yol açmıştı.

Calista başını yasladığı yerden kaldırıp şakaklarını ovdu. Günlerdir geçmeyen bir baş ağrısı vardı.

"Gidip dinlenmen gerekiyor." Alexander uykusundan uyanıp gözlerini açmadan konuşmuştu. "Kendini tüketiyorsun."

Ağabeyi o geceden sonra hızlıca toparlanmıştı, bunda Calista'nın bildiği her faydalı şeyi ona yedirmesinin de bir etkisi vardı tabii.

Ancak aynı iyileşme Evan Rosier için söylenemezdi. Basilisk zehri hala kanında dolaşıyordu ve onu içten içe tüketiyordu. Madam Pomfrey elinden geleni yapıp Evan'ın kanını temizlemeye çalışıyordu ama Basiliskin zehri güçlüydü. Bir tedavi yöntemi bulunamıyordu hala.

"Hiç taşlaşan var mı?" Calista başını iki yana salladı. Basilisk aldığı son emri yerine getirip Sırlar Odası'na geri dönmüştü ve Calista odayı kapatmıştı. Başlarına yeteri kadar bela açan o odadan uzun bir süre uzak kalmak istiyordu.

Taşlaşan öğrenciler için Adamotu yapılmıştı ve onlarla kendilerine gelmeye çalışıyorlardı.

Alexander başını çevirip Evan'a baktı. Hala uyuyan çocuğu izledikten sonra kız kardeşine döndü. "Onun peşinden git demiştim."

"Senden değerli hiçbir şeyim yok Alexander." dedi Calista, ağabeyinin elini tutarak. "Senin yanında kalacaktım."

Alexander hafifçe gülümsedi. "Ama onu da seviyorsun." Calista'nın gözlerinden bir duygu geçti. "Değil mi?"

"Bilmiyorum." Sesi ince bir fısıltı gibi çıkmıştı. Elalar, Evan'ın yüzüne döndü. "Ne hissettiğimi bilmiyorum Alex."

"Onun başından ayrılmayacak kadar değer veriyorsun." Calista ağabeyini bırakıp Evan'a döndü. Sargılarını yenilerken onunla şefkatle ilgileniyordu.

Alexander kız kardeşini izlerken Calista can sıkıntısıyla "Bu benim suçum." dedi. "Ölüm Yiyen olmayı kabul etmeliydim."

"Hayatını mahvedecekti."

Calista alayla güldü, Evan'ın saçlarını alnından geri atarken "Zaten mahvoldu." dedi. "Baksana Alex, ölüyordun. Evan ölüyor. Daha ne olabilir?"

"Sen ölebilirdin."

"Ölmekten korkmuyorum." Bu hayatta kaybetmekten korkuyordu güzel cadı, ölmekten çok kaybetmek onu korkutuyordu. Ve kaybetmek üzereydi.

"Ama ben senin ölmenden korkuyorum." Calista ağabeyine döndü. Alexander yerinde hafifçe doğrulmuştu. "Sen benim ailemsin."

"Sen de benim ailemsin Alexander." Kollarını onun boynuna sardı. "Seni seviyorum."

"Seni seviyorum prenses." Alexander, kız kardeşinin sırtını okşadı. Ona benzeyen bu kız için istediği tek şey güzel bir yaşamdı. Kız kardeşi yaşasın istiyordu, kendisinin yaşayamadığı o hayatı yaşamasını istiyordu.

𝐋𝐄𝐓𝐀𝐍𝐓𝐄𝐌「ʟᴏʀᴅ ᴠᴏʟᴅᴇᴍᴏʀᴛ」Donde viven las historias. Descúbrelo ahora