Ball

951 99 120
                                    

Merhaba arkadaşlar!

Aslında bugün bölüm paylaşmayacaktım İzmir yüzünden ancak keyfiniz bir nebze yerine gelsin diye paylaşayım dedim. Umarım hepiniz iyisinizdir.

Bu, uzun bir bölüm oldu o yüzden bol bol yorum istiyorum. Bana bunu çok görmeyin lütfen.

Bu arada, medyada Celeste Impavi'nin gençliği var.

Yakında tekrar görüşürüz. İyi okumalar dilerim.

Ball

"Bugün burada minnettarlığımızı göstermek için toplandık."

Calista göz devirdi. "Anne, tanrı aşkına Şükran Günü'nde değiliz Noel bu."

"Her zaman şükretmek önemli Calista." Celeste gülümsedi. Noel sabahı kahvaltıları başlamıştı ve güzel kadın her zamanki gibi şükretmenin öneminden bahsediyordu.

"Bu kadar mızıkçı olduğunu bilmiyordum kız kardeşim." Calista ağzını açıp kapadı bir süre ve "Ben mızıkçı değilim!" dedi.

Alexander gülümsedi. "Pekâlâ, haydi düşünelim. Benim şükrettiğim şeyler, ailemin yeni üyesine minnettarım." Oğlanın ela gözleri ona döndü. "Sağlığıma, yaşamımın gidişine minnettarım. Slytherin evine, anneme."

Calista onun elini tutup sıktı. "Ağabeyime, anneme, arkadaşlarıma ve yeteneklerime minnettarım. Hayatta olduğum her saniyeye, güldüğüm her ana minnettarım."

Celeste iki kardeş arasındaki bağa gülümsedi. Onun hiç kardeşi olmamıştı ve bu bağı anlayamazdı. Onun erişebileceği bir sevgi seviyesi değildi bu.

"Kızıma minnettarım." dedi. "Yaşadığı her ana, bana yaşattığı her şeye minnettarım. Kendimi güvende hissettiğim, özgür olduğumu bildiğim her bir ana teşekkür ederim."

Alexander kadına anlayışlı bir gülümsemeyle baktı. Güvende ve özgür hissetmek istemesini anlıyordu, buna minnettar olması da şaşırtıcı değildi.

Tom Riddle ondan bunları çalmıştı.

Kahvaltılarını ederken Calista'nın gözleri çam ağacının altındaki hediyelere kaydı. Dün gece baykuşlar dışarıdan gelen hediyeleri ağacın altına bırakıp işlerini tamamlamıştı.

"Hediyelere gözünü dikip bakmasana." Calista ağabeyinin ikazıyla gözlerini ağaçtan çekti.

Biraz sonra zaten ağacın yanına oturmuş hediyelerini açıyorlardı. Slytherin evi ve Gryffindor evinin hediyeleri birleşince oldukça kalabalık bir paket öbeği vardı Calista'nın.

Remus Lupin'den gelen hediyeyi görünce duraklayıp paketi açtı. İçinden güzel bir kum saati çıkmıştı. İçindeki kağıdı açıp okudu.

Zamanın kum taneleri gibi olduğunu hatırla prenses. Minik minik elinden kayıp gider ve anlamazsın. Anlaman dileğiyle.

Gülümsedi, oldukça naif bir kum saatiydi. Tutma yerleri gümüş oymalardan yapılmıştı. Kenara koydu ve diğer hediyeleri açmaya devam etti.

Slytherin evinin çoğundan gelen hediyeler oldukça lükstü. Mücevherler, eldivenler, gümüş hançerler...

Bir başka kutuyu eline aldığında hediyenin sahibinin Evan Rosier olduğunu fark edip heyecanla gülümsedi. Paketi nazikçe açtığında karşısında taç şeklinde bir kolye gördü. Tacın tabanı zümrüt rengi taşlarla kaplıydı, üst kısımları ise yakut rengi taşlarla süslenmişti.

"Tanrım!" dedi şaşkınca ve içindeki nota kaydı gözleri.

Slytherin'in ve Gryffindor'un prensesine. Savaşmaya ve dayanmaya devam et.

𝐋𝐄𝐓𝐀𝐍𝐓𝐄𝐌「ʟᴏʀᴅ ᴠᴏʟᴅᴇᴍᴏʀᴛ」Onde histórias criam vida. Descubra agora