TANIDIK

2.2K 1K 83
                                    


Ümit yeterince yaklaşınca bir yumruk salladı. Mert eğilerek bu yumruktan kolayca kurtuldu. Sonra da Ümit'in çenesine alttan bir yumruk indirdi. Ümit çenesine yediği bu sert yumruğun etkisiyle geri geri gidip düştü. Mert onun yere serildiğini görünce üstüne çıktı. yumruklarını yüzüne indirmeye başladı. bir yandan da söyleniyordu "Hadi şimdi de öküz gibi böğürsene.". mert içeri Berk girene kadar yumruklarını Ümit'in yüzüne indirmeye devam etti. Berk odadan içeri girince Mert'in yerde yatan Ümit'i yumrukladığı manzarayla karşılaştı. Hemen koşup müdahale etti. Mert'i sakinleştirmesi zor oldu. Ümit yumrukların durmasını fırsat bilip hemen odadan çıkıp gitti. Mert arkasından küfürler etmeye devam ediyordu.

Berk onun sakinleşmesini bekledikten sonra neler olduğunu sordu. Mert yaşadıklarını anlattı. Berk elini Mert'in omzuna koydu ve sakin kalmaya çalışarak "Bak dostum böyle basit şeyler için kavga edersen bu yurtta her günün kavga etmekle geçer. Sakin olmalısın." Dedi. Mert "Allah aşkına ben haksız mıyım?" diye sordu. Berk "Haklıydın ama onu yumruklayarak kendini haksız duruma düşürdün." Dedi.

"Ama ilk yumruğu sallayan oydu ben değil." Dedi. O sırada yurdun güvenliği içeri girdi. "Mert Çağan hanginiz?" diye sordu. Mert tereddütsüz "Benim." Dedi. "Seni idareden çağırıyorlar." Dedi güvenlik. Mert bir an olayları idrak edemedi "İdare beni niye çağırsın?" diye sordu güvenliğe. "Biri seni şikayet etmiş." Dedi güvenlik. Mert kim olduğunu hemen tahmin etti. "Seni aşağılık piç." Diye söylendi kendi kendine. Ne karaktersiz bir insanmış bu böyle diye düşündü.

Güvenlikle birlikte müdürün odasına girdiler. Müdür kısa boylu, göbekli ve keldi. Bu zamana kadar kayıt dışında onunla herhangi bir diyalog kurmamıştı. Müdür Ümit'e "Bu mu o eşkıya?" diye sordu. Ümit başını salladı. Mert o anda onun yüzünde açtığı tahribatı yakından görme fırsatı buldu. Dudağı patlamıştı, bir gözü de morarmıştı. Mert kısa sürede onu darmadağın etmişti. Ancak Ümit şimdi bunu müdür karşısında bir avantaj olarak kullanacaktı. Daha doğrusu kullanmaya başlamıştı bile.

Müdür "Gel bakalım soytarı." Dedi. Mert sakince yerinde bekledi. Müdür "Gelsene lan buraya." Diye bağırdı. Mert hala sakince yerinde duruyordu. Müdür "Beni duymuyor musun?" diye sordu. Gerçekten onun duymadığını düşündü. Müdür yardımcısı bir kaş göz işareti yaptı. Müdür yardımcısı uzun boylu, yapılı bir adamdı. Adam bir elini Mert'in omzuna koydu ve sıkmaya başladı. Mert'in omzu acıdı ama yüzünde en ufak bir duygu değişikliği olmadı. Mert içinden "Ben ne dayaklar yedim. Benim canımı böyle yakamazsın." Dedi. Müdür yardımcısı "Sana diyor müdürüm. Onu takmıyor musun?" diye sordu. Mert "Benim ismim Mert Çağan. Benimle soytarı ya da lan diyerek konuşamazsınız." Dedi.

Müdür onun ne demek istediğini anladı. Bu açıkça bir meydan okumaydı. Ama müdür yine de sakin kalmaya çalıştı. "Gel bakalım Mert Çağan." Dedi. Mert gidip müdürün tam karşısında durdu. Müdür "Söyle bakalım arkadaşını niye bu hale getirdin. Sen eşkıya mısın? Seni bu yurttan sürerim." Dedi. Mert "Süremezsiniz." Dedi. Müdür "Oğlum sen kaşınıyor musun?" diye sordu sesini yükselterek.

Mert "Ben sizin oğlunuz değilim. Ayrıca beni süremezsiniz çünkü bu olayların suçlusu ben değilim. Hem suçlu olsam bile önce uyarı cezası vermek zorundasınız. Öyle canınız istedi diye beni süremezsiniz. Hem ona sürmek de denmez. Olsa olsa yurttan atmak denebilir." Dedi. Konuşurken doğrudan müdürün gözlerinin içine bakmıştı. Sesinde en ufak bir titreme olmamış, dik durmaya ve güçlü görünmeye çalışmıştı. Müdür onun kolay lokma olmadığını anladı.

"Peki, öyle olsun Mert Çağan. Seninle anladığın dilden konuşacağım. Ben senin gibileri çok gördüm. Böyle karşımızda artist gibi hareketler yapanlar çok oldu. Ama sonra valizini verdik eline gönderdik. Sen de o yolda emin adımlarla ilerliyorsun." Dedi. Mert yine kendinden emin bir sesle "Ben asla artistlik yapma peşinde değilim. Sizlere karşı saygımı da bozmadım. Ben sadece hakkım olanı istiyorum. Valizini eline verip gönderme konusunda ben de hiç fena değilimdir." Dedi.

ÖZGÜR-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin