ASİYE TEYZE

4.1K 29 91
                                    


Günler birbirini kovaladı zaman çabuk geçti. Her geçen gün bir öncekinden soğuk oldu. Yağmurlar pencereleri, duvarları ve asfaltları damla damla dövmeye devam etti. Rüzgâr insanın içine işleyecek kadar soğuk esiyordu. Kızıl saçlı kız kendisine sağlam bir bahane bulmuştu. Bünyesinin zayıf olduğunu ve üşürse hemen hasta olacağını iddia edip dışarı çıkmak istemiyordu. Mert onun asıl derdinin babasının adamları olduğunu elbette biliyordu. Ama dışarıya bir kez çıkmaya teşebbüs etmişler onda da sarhoşlar başlarına bela olmuşlardı. Kızıl saçlı kız bu yüzden bu konuyu konuşmak istemiyordu. Mert de onu zorlamıyordu.

Gün geçtikçe Mert ve kızıl saçlı kız arasında ki hisler çoğaldı. Aşkları katlandı. Birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlardı. Arada bir tartıştıkları oluyordu elbet ama bunlar da normal şeylerdi. Sonuçta her ilişki de ufak tefek sorunlar oluyordu. Çoğunlukla hata Mert'in olduğundan Mert hatasını anladığında sorun da çözüme kavuşuyordu.

Yaptıkları pek bir şey yoktu. Zaten insan kapalı bir evde en fazla ne yapabilirdi ki? Mert kızın canı sıkılmasın diye ona çiçekler almıştı. Kız çiçekleri çok sevmişti. Onlara gözü gibi bakıyordu. Kış ayları olmasına rağmen onları çimlendirmeyi başarınca bu kızın canlılık veren bir enerjisi olduğundan emin oldu Mert. Zira kendi hayatına da geldiğinden bu yana ona da can vermişti. Mert tekrar yaşamaya başlamıştı. Gözünün altındaki siyahlıklar tamamen kaybolmuştu. Çünkü her gece birlikte sarmaş dolaş uyuyorlardı. Mert için bu olabilecek en rahat uykuydu. Kemikleri sayılan Mert kilo almaya başlamıştı. Eskisi gibi bir deri bir kemik değildi. Buraya geldiği ilk zamankinden bile daha kiloluydu.

Ancak Mert sosyal hayatını kız için tamamen bitirmişti. Arkadaşları onu bir yere çağırsa kızın evde sıkılacağını düşünüp kabul etmiyordu. Okuldan sonra soluğu evde alıyordu. Kızıl saçlı kız yalnız kalmak istemediğinden spora bile gitmiyordu. Evde birlikte egzersizler yapıyorlardı. Kızıl saçlı kızı bir halter gibi kullandığı zamanlar bile oluyordu. Mert onu kaldırıp indiriyordu. Kaslı vücudunu tam anlamıyla olmasa bile geri kazanmıştı.

Mert yazıları sayesinde ünlü olmaya başlamıştı. Üniversiteli öğrenciler arasında çoğu kişi onu tanıyordu. Bazıları kırtasiyeye geliyor onunla fotoğraf çekiyorlardı. Öğrenciler onun yazılarını okuyor, onu "Geride kalan." Olarak biliyorlardı. Özellikle de kızlar onun yazılarına bayılıyorlardı. Onun gibi seven bir sevgilileri olsun istiyorlardı. Bazı kızlar işi abartıyordu. Ona sosyal medyadan mesajlar atıyorlar, ona acısını unutturmak istediklerini söylüyorlardı. Bazıları da nereden buluyorlarsa onun telefonunu bulup gece geç saatlerde arayıp rahatsız ediyorlardı. Kızıl saçlı kız bu durumdan hiç hoşnut değildi. Onu çok kıskanıyordu ve bunu gizlemiyordu bile. Açıkça onu kıskandığını söylüyordu. Aynı zamanda Mert'i çokça tehdit ediyordu. O kızlardan herhangi birine bakarsa gözünü çıkaracağını söylüyordu. Mert onun ciddi olduğunu sanıyordu. Çünkü kız gerçekten çok sinirleniyordu.

Mert yazılardan yeterli parayı kazanmaya başlayınca kırtasiye işini de bıraktı. Ne de olsa artık popüler bir adamdı. Ama hala sevgilisini yanına alıp dilediği gibi gezemiyordu. Çünkü kızıl saçlı kızın babasının adamları kayboluyorlar sonra geri geliyorlardı. Kızıl saçlı kızın annesi onlara bilgi veriyordu vermesine ama bazen babası ona bile bir şey söylemiyordu. Bu durumlarda ise Oğuz yani kızıl saçlı kızın eski sevgilisi devreye giriyordu. E-mailler atıp kızıl saçlı kızın babasının ne planlar yaptığını söylüyordu. Babasının her adımından haberdardı. Çünkü babası onu da yanına almış, her yere onunla gidiyordu.

Oğuz'un babası da kızıl saçlı kızın bulunmasını istiyordu. Çünkü kız bulunursa aralarındaki ilişki kaldığı yerden devam edecekti. Daha doğrusu ettirilecekti. Oğuz babasına kızıl saçlı kızı sevmediğini söylemişti. Ama babası ona sevse de sevmese de bu işin olacağını söylemişti. Oğuz o zaman da kızıl saçlı kız bulunsa bile onunla evlenmeyeceğini söylemişti. Gerekçe olarak da kızın kaçtığını herkesin duyduğunu ve kendisini rezil ettiğini söylemişti. Babası insanların her şeyi unutacaklarını söylemişti. Oğuz gururunu ayaklar altına alamayacağını söyleyince de babası onu ayağının altına almıştı. Onu bir güzel dövmüş, haşatını çıkarmıştı. Oğuz kızıl saçlı kıza "Sen benden cesurmuşsun. Sen kaçıp gittin ben kaçamıyorum bile." Diyordu sürekli.

ÖZGÜR-TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now