YATAY GEÇİŞ

2.5K 511 75
                                    


Mert'in iş hayatının başlamasının üzeriden dört gün geçti. Artık para konusunu hallettiğinden aklını tümüyle kıza vermişti. Onu görmek, onunla konuşmak istiyordu. Ona duygularını açamadıkça içinde bir yara gibi büyüyordu hisleri. Günden güne büyüyor ve acısını arttırıyordu. Artık tahammül edilemez bir yere doğru gidiyordu. Ancak gidip kızla konuşamıyordu bir türlü. Buna vakti kalmıyordu artık.

Sabah sekiz de kalkıyor, okuluna gidiyordu. Öğle arası olunca B bloğun önünde kızı arıyordu ama bulamıyordu. Öğleden sonra tekrar derse giriyordu. Mert derslerinden devamsızlık yapamıyordu. Çünkü bir haftasını kaybetmişti ve toparlaması çok zor olmuştu. Birkaç gün daha kaybederse derslerinden geri kalırsa artık toparlayamazdı. Çünkü okuldan sonra gece yarısına çalışıyordu. Bu yüzden ders çalışmaya vakti kalmıyordu.

Mert için çok yorucu bir süreç oluyordu. Yurda geldiğinde sadece duş alıp uyumak için enerjisi kalmış oluyordu. Başka bir şey yapmak istese bile bunu başaracak gücü kendinde bulamıyordu. Tek isteği biraz olsun kendine vakit ayırabilmekti. Çünkü ayırdığı bu vakitte hemen kıza gidecekti. Yurt sahibi ile kavga etmemiş olsa yine yurdun önünde beklemeye giderdi. Ama bunu artık yapamazdı. Çünkü o yurt sahibinin ne kadar vicdansız bir adam olduğunu o gece anlamıştı. Kendisini bayıltana kadar dövüp sonra da sokağın ortasında öylece bırakıp gitmesinden ne kadar gaddar bir adam olduğu belliydi. Ama Mert ondan intikam almayı da unutmayacaktı. Her ne pahasına olursa olsun ondan intikamını alacaktı. Bunu yapmak için sadece doğru zamanı bekliyordu.

Mert kırtasiyeye gitti. İşler yoğunlaşmıştı. Artık o da yavaş yavaş işleri öğrenmişti. Gelen müşterilerle tek başına ilgilenebiliyordu. İçeride üç dört tane müşteri vardı. Raflar arasında geziniyorlardı. Mert de telefonuyla sosyal medyada geziniyordu. O sıra bir ses duydu "Kolay gelsin." Dedi bir ses. Bir kız sesiydi bu. Mert kafasını kaldırıp gelen müşterinin kim olduğuna baktı. Tam o anda kitlenip kaldı. İnsanın içine ferahlık veren, kulağındaki pası silen bu muazzam ses başka kimin olabilirdi ki? Gelen oydu. Oydu işte. Kızıl saçlı kızdı.

Mert'in yüreği hemen konuşmaya başladı "Ah ne çok bekledik seni bir bilsen. Çölde susuz kalmış bir bedevi nasıl ararsa suyu öyle aradık her yerde. Gel güzel kadın gönlümüzün bütün kapıları sonuna kadar açık sana. Gel gir hadi içeri." Dedi.

Beyin ona kızdı "Saçmalamayı kes. O şuanda bir müşteri olarak geldi. Bizimle bir ilgisi yok. Önce onun işini halletmemiz gerek. Sonra belki dışarıda konuşmak için birkaç dakikasını bize ayırmasını rica edebiliriz." Dedi.

Kalp isteksizce buna razı geldi "Tamam öyle olsun." Dedi yüzünü asan çocuklar gibi. Mert içindeki çatışma son bulunca kızıl saçlı kıza "Sağ olun. Buyurun nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu. Kızıl saçlı kız çantasından flash diskini çıkardı. Mert'e uzattı "Ben çıktı almak istiyordum." dedi. Bunu söylerken yüzünde öyle güzel bir gülümseme vardı ki Mert ona bakmaktan söylediklerini duymadı bile. Elinde flash diski görünce tahmin etti ne istediğini. Flash diski elinden alırken eli kızın eline değdi. Aman Allah'ın bütün vücudu ürperdi. Bu da neydi böyle? Elektrik çarpmış gibi olmuştu. Bu daha önce hiç hissetmedi bir duyguydu.

Flash diski alıp bilgisayara taktı. Sandalyeye oturdu. Flash disk açıldığında kızı yanına çağırdı. "Hangi dosyaların çıkmasını istiyorsunuz?" diye sordu. Kız ekranı daha iyi görebilmek için eğildi. Tam o anda başının arkasında rastgele bir tokayla tutturduğu saçları Mert'in omuzlarına düştü. Mert yine elektrik çarpmış gibi ürperdi. Bu da neydi böyle? Neden böyle oluyordu ki? Kız üstüne eğilince burnuna tarifi imkânsız bir koku geldi. Hayır, kesinlikle bu dünyadan olmayan bir kokuydu bu. Mert kokuyu daha iyi alabilmek için gözlerini yumdu ve derin bir nefes aldı. O enfes kokuyu içine çekti. Sanki ölmüşte cennete gelmiş gibiydi.

ÖZGÜR-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin