final

4.1K 259 282
                                    

her şey bu fanartla başlamıştı, bununla bitsin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

her şey bu fanartla başlamıştı, bununla bitsin.




otuz beş: son: even if i die, it's gonna be you ♥



Sarı, platin saçlı adam kasvetli havaya rağmen sokakta, sakince yürüyordu. Attığı her adım o kadar kendine has ve inceydi ki varlığı sisli havaya karışmıştı adeta. Şemsiyesi yoktu, bu yüzden çiselemeye başlayan yağmur üzerine akıyordu. Telefonu çaldığında kendi ıslık sesinden duyup açması birkaç saniye sürmüştü.

"Efendim Seokjinnie?" diye mırıldandı telefonu açtığında.

"Namu hyungie!" Oğlanın sesi neşeli geliyordu. "Akşam bize yemeğe gelmek ister misin? Taşınmadan önceki son yemeğimiz. Jimin ve Jungkook'u da çağırdım. Biliyorum bazen baş ağrısı oluyorlar ama onlar da seni özlediğini söyledi, haftalardır ortalarda yoksun! Lütfen?"

Namjoon gülümsemeden edemedi. "Pekala. Şehirde birkaç işim var, ardından trene atlayıp geleceğim. Yatağım hazır mı?"

Namjoon'un kasabaya her geldiğinde yanlarında kaldığı Yoongi ve Hoseok artık şehre taşınmışlardı –kasabada onları tutan hiçbir şey yoktu. Bu yüzden Namjoon kasabaya gittiği zamanlarda yalnızca Seokjin'lerde ya da motellerde kalıyordu.

"Evet hyungie," diye şakıdı oğlan. "Her zaman hem de. Gelince görüşürüz, şimdi yemeği hazırlamam lazım. Hoşça kal!"

Namjoon telefon suratına kapandığında başını sallayıp gülümsedi; Taehyung'un bulunuşunun üzerinden bir ay geçmişti ve Namjoon, yalnızlığın ikisine ne kadar da iyi geldiğini görebiliyordu. Kasabanın sonundaki evlerinden nadir çıkıyor, çıktıklarında ise asla ayrılmıyordu. Hoş, hibrit Seokjin'in kucağına geldiğinden beri böyleydi ama Namjoon, Seokjin'in davranışlarındaki değişikliği de gözlemlemişti. Oğlan eskisi gibi güler yüzlü değildi; hatta dışarıdan bakınca sert durduğu bile söylenebilirdi. Daha korumacı, daha ürkek ve daha temkinli olmuştu.

Belki de olaylar insanları değiştiriyordu.

Namjoon derin bir nefes verip polis istasyonuna girdi; haftalardır iletişimde olduğu komiserin yanına giderken kimse tarafından durdurulmamıştı. Adamın odasına girdiğinde adam onu sert yüzüyle karşıladı. "Getirdiniz mi, Bay Kim?" diye sorguladı, Namjoon'un elindeki çantaya bakarken.

Namjoon başını salladı ve parayla dolu olan çantayı uzattı. "Bunu size verdiğimde bana davanın kapanacağının garantisini veriyorsunuz, değil mi?" dedi, en az karşısındaki adam kadar sert bir suratla. "Taehyung'a dair tüm suçlamalar düşecek ve sicili temizlenecek?" Duraksadı. "Yardım ettikleri için Bang Chaeyoung ve Jung Hoseok'un adları da listeye karışmıştı. Onlarınki de temizlenecek?"

dandelion || taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin