X

18.7K 1.2K 1.1K
                                    

Arkadaşlar bölümü bugüne yetiştirmek için sabahtan beri bilgisayar başındayım. Sırt mırt kalmadı yemin ediyorum. Ödülümü oy ve yorum olarak isterim.

Bölüm kartı için civcivime kocaman kalpler❤️❤️ E-Rabbit

Bölüm kartı için civcivime kocaman kalpler❤️❤️ E-Rabbit

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

X

Gökhan Tunalı

Her zaman bir iz olurdu. Sihir diye bir şey yoktu, hiç kimse görünmez değildi. Yolun başındayken, planlanan olay zinciri kusursuz işlenebilirdi ancak ilerledikçe toprağa kimliği ifşa edecek o ayak izleri mutlaka bırakılırdı.

Genç adam her zaman o izleri görmüştü. Arkasında olsa dahi görürdü. Başındaki en büyük bela bu değildi ama onu duraklattığı, örselediği de inkar edilemez bir gerçekti. Çözmekten gocunacak da değildi, ona karşı yapılan hamleler onu her zaman etkilerdi çünkü çok cesur bir davranıştı.

Balaban’ın da şaşırdığı şey buydu. Tunalı’nın gözlerinde gördüğü parıltıyı kana duyduğu heyecan olarak nitelendiriyordu fakat öyle değildi. Yıllardır gördüğü ölü sayısı onu bu konuda hissizleştirmişti. Onu heyecanlandıran şey cesaretti çünkü cesaret ve zeka bir araya geldiğinde durdurulamaz bir güç doğuyordu. Ve bu da tehlike demekti.

Bilinmeyen bir şey varsa o da Gökhan Tunalı’nın aynı anda pek çok konuya odaklanabilme yeteneğiydi. Şüphesiz karşısında duranların çok az şansı vardı, bunu herkes bilirdi. O her kimse, onun da bildiğine emindi. Olayı dolambaçlı hale getirerek süreci uzatması sanılanın aksine onu kızdırmıyordu. Gökhan Tunalı’yı kandırdığını sanan herkes onun tarafından kandırılırdı ve böylece şah mat. Plan yapmasına bile gerek yoktu. Düşmanın gerisinde dur, yenilmiş rolüne bürün, ona önde olduğunu hissettir fakat asıl büyük darbeyi arkasından yap.

Akşam çökmek üzereyken verilen konuma vardı. Yeni yanmaya başlayan sokak lambası gün asfaltı turuncuya boyamıştı. Akşam ezanı boşluğa yayılıyordu. Bir ambulans, iki polis aracı vardı ve ikisinin de ışıkları kararmaya yüz tutmuş etrafı renklendiriyordu. Kapılarının açık oluşuna bakılırsa olay yerine yeni gelmişlerdi.

Gökhan etraftaki insanlara bakmadan arabasının motorunu durduğu gibi araçtan zinde bir halde indi. Ayak bileğinde biten botlarını yere bastığında kendisini müthiş huzurlu hissetti. Her günü yoğundu ama kendini nadiren bitkin hissederdi. Yorgunluğa vakit darlığı sebep olurdu ve o kendisini yorgunluk konusunda önceden eğitmişti, hiç zaman sıkıntısı çektiğini hatırlamıyordu çünkü bir şekilde vaktini değerlendirmesini biliyordu.

Gözleri tek bir noktada, konuşan iki polis memurunun elindeki tutanak dosyasındaydı fakat kaldırımın diğer tarafında duran insanların arasındaki birkaç kişinin kendisine baktığının da farkındaydı. O bakmaz, görürdü. Eliyle kapının tepesini tutarak bir süre öylece durdu. Ardından kenara kayıp aracının kapısını yavaşça örttü.

Papatyalar Karanlıkta Büyür Where stories live. Discover now