Soğukkanlı bir seri katille yolu kesişen bir kız...
Üstelik kaderleri ortaktır ve sır perdesi aralanana kadar birlikte olmak zorundadırlar.
❄️
Yeni taşınılan her yerin tuhaf bir sırrı vardır. Fakat Merve ne belaları üzerine çeken, ne de kimsenin g...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bölüm şarkısı: Lana Del Rey/ Hit and Run (medyada)
X
Gökhan Tunalı; darağacına çıkmamış, hüküm giymemiş, kandan beslenen fakat elleri tertemiz, gözlerinin değdiği yerde cinayetleri doğuran adamdı. Ve ben onunlaydım.
Günah, katil, tehlike, kan, şeytan… Her uğursuz tasvir bütünüyle o ama buna rağmen fazlasıyla güzel.
Tehlikesi arkasında hiçbir iz bırakmamasından geliyordu. Sicili pasparlak. Günahsız ama günahkâr, suçsuz ama suçlu, iyi ama kötü. Resmiyette Gökhan Tunalı işte böyle bir adam. Yok ama var.
Bir insan nasıl hem bu kadar tehlikeli, hem de suçsuz gibi görünebilir? Belki de onun olayı buydu: Adamın söylediği gibi, öyle görünmek istediği için kendi yüzünün tablosunu kendisi çiziyordu.
Sandığım gibi o gece annemi kurtarmak için bir şey yapmadım. Gökhan bir hafta beklememizi söyledi. Bu süreç zarfında savcıyla, Ecmel’le birlikte öldürülen Aykut’la ilgili bilgiler topladık. Sonra oradan farklı bir sonuç çıkardık. Farklı şehirde olan kurbanlar belirli bir yere getirtilmek için zaafları kullanılmıştı. İlk ölenler olan Hamdi, Hatice ve annesi zaten İstanbul’daydı. Onlar için bir şey yapılmamıştı. Çıplak olarak yüksek doz uyuşturucudan ölen Nergis bir adamla tanışacağını düşündüğü için İstanbul’a gelmiş. Mert zaten oradaydı. Aykut’sa mükemmel bir iş teklifi ile kandırılmış. Hepsinin mesaj çıktısı Atalay sayesinde elimize ulaştı ama hattın sahibi yeni ölmüş yaşlı bir kadına aitti ve sinyal yine kanalizasyondan geliyordu. Şimdilik hedefimiz onları bir araya getiren, uyuşturucu veren piyonları bulmak ve savcıyı daha detaylıca araştırıp bir plan yapmaktı. Ancak hepsinden önce annemi kurtarmalıydık.
Ve bunun için bir plan yaptık. Dün akşam da adamların veritabanına girip annemin olduğu grubu gözlerden uzak olan bu binaya getirteceğimiz bir bildiri verdik. Güya polisin o eve baskın yapma gibi bir durumu olduğunu söyledik ve buradaki eve kadınların getirmesini Gökhan ‘emretti.’
Ona annemi nasıl bulduğunu sordum. Benim evimde oturuyorduk ve yemesi için eline sufle vermiştim. Ayaklarını rahat bir pozisyonla sehpaya uzatmıştı. “Annenin ölü olduğunu duyduğum an, ilk işim ölüm belgesine ulaşmak oldu. Bir belge var ortada ama babanın ikinci evliliği yaptığı zamanla uyuşmadığı için dikkatimi çekti. Çünkü iki kadınla aynı zamanda resmi nikah kıyamazdı. Fakat ölüm belgesine göre kimlikteki annenin ölümü, babanın ikinci kadınla evliliğinden sonra gerçekleşmiş.” Dudağını büzdü. “Ortada bir yalanın olduğunu fark ettim. Bu sebeple sana bir belge olmadığını söyledim çünkü gerçeklerle uyuşan bir belge gerçekten de yoktu.” Elbette o zamanlar Gökhan bana gelip ‘ölüm belgesi yok’ diyerek yüzeysel olarak anlatmıştı. Derin bir çekip devam etti: “Sonra doğum kayıtlarını buldum. O zamanki hastane kayıtlarına ulaştım ve annenin kim olduğunu öğrendim. Ama kimliğinde yazan ve sana söylenenden çok sonra ölmüş kadınla seni dünyaya getiren kişinin ismi eşleşmiyordu. Bunu zaten biliyorsun. Sonra kadının izini sürdüm. Takma bir isim kullanıyormuş işini yaparken. Bu da onu yarı yarıya hayalet biri yaptı.”
