XIX

17.4K 1.2K 3.7K
                                    

Pkb yazarken imanım gevriyo Allah için bir oy...

Beğendiyseniz arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın lütfen.

Bölüm kartı: E-Rabbit  🐣🐤

Bölüm kartı: E-Rabbit  🐣🐤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

XIX

Kendimi hiçbir zaman insanların doğrusunu kabullenmek zorunda hissetmedim.

Doğrular ve yanlışlar vardı ve kimsenin bana bu iki kavramı öğretmesine ihtiyacım yoktu. Yürüyeceğim yolu kendim çizerdim çünkü o yoldaki adımlar bana aitti. Önüne engel çıkacak olan kişi de bendim, kayıp düşecek olan da.

Fakat babam, benim yolumu çizdiğim kalemden hiçbir zaman haz etmedi. Sürekli yol göstermeye çalışırdı. Nasihat, istemediğim halde verilen tavsiyeler, beni kendi yollarını çekmeye çalışmaları… Bunlardan daha az nefret ettiğim bir şey yoktu.

O ‘ahlak’ kurallarının ‘iyi’ tarafında olmadım. Çünkü insanların gözünde ‘ayıp’ şeyler yapan ‘ayıp’ kızdım. Beni o tarafa layık görmediler. Bu konu üzerinde düşünmediğim gibi, kafama da takmadım. Merve ahlaksızdı, terbiyesizdi, kimse benimle arkadaş olmamalıydı yoksa yoldan çıkarlardı… Çünkü ben küfrediyormuşum, sigara içen bir ahlaksızmışım, sigara içen kızdan hayır gelmiyormuş, kafama estiğinde sokaklarda sürtüyormuşum ve bacaklarım ayıp derecede teşhir ediyormuşum. Kızları yoldan çıkarabilirmişim. Topunun canı cehenneme. Onların fikrini umursasaydım beynimi bir kenara bırakamam gerekirdi. Ve yalnız kalmayı umursasaydım, herkesle arkadaşlık kurabilirdim ama neden kendim olmak varken karakterimden sapıp insanlara kendimi sevdirmek için uğraşsaydım?

Yine de, tüm bu ahlak kuralları karşısında olmama rağmen annemin bir hayat kadını olduğunu öğrenmek şok etkisi yarattı. Karmakarışık hissediyordum, zihnimin içine sis doluşmuştu ve ben o sisi dağıtmanın bir yolunu bilmiyordum. “Gökhan,” dedi arayıp çağırdığım Gamze. Ona ev adresimi verirken bir anlığına konumun nasıl atıldığını unutmuştum. “Burası steril bir ortam değil.” Gökhan hala yerdeydi ancak şimdi sırtı koltuğun kenarına yaslıydı. Silahı patlattıktan sonraki anı hatırlamaya çalıştım. Kurşun sıyırmış mıydı yoksa içeride mi kalmıştı?

“Yarayı temiz tut ve kurşunu çıkar, sonrası beni ilgilendirir.” Bense diğer koltuğa yaslanmıştım ve Gökhan’la aynı tarafa bakıyor, onun gibi yerde oturuyordum. Fakat aramızda beş adımlık bir mesafe vardı.

Göz ucuyla Gamze’nin Gökhan’a bir iğne yaptığını gördüm. Geldiğinden beri ne olduğunu bile sormamıştı, muhtemelen benim yaptığımı anlamıştı fakat işinden başka hiçbir konuşmamıza dâhil olmuyor, duymazlığa veriyordu. “Nerede çalışıyormuş?” diye sorarken sesimi sanki günlerce kullanmamışım gibi yabancılık çektim.

Papatyalar Karanlıkta Büyür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin