XVIII

17.3K 1.1K 3.9K
                                    

Bölüm girişini Gökhan’ın kız kardeşinden, kaybolmadan önceki bir sahnesini yazdım. Kız kardeşi nasıl biri, fikrimiz olsun diye. Malum, Merve Gökhan’ın babasının okulunda, kızla aynı okuldaydılar. Yani Merve de var bu sahnede.

Beğendiyseniz arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın lütfen.

Ay çok bıdı bıdı yaptım. Keyifli okumalar, sevgim üzerinize olsun. ❤️

Medya; Tunalı kardeşler 😎

Medya; Tunalı kardeşler 😎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

XVIII

Üç ay önce, Deren Tunalı

Müzik sesi sağır edici düzeydeydi. Tam sevdiğim gibi. Dans edebileceğim sınırsız müzik, alkolün kokusuna karışmış parfüm kokuları ve sarhoş olduğumda ayaklarımın altında kayan zemin… Duyularım yavaşlar ve tempolu bir müziği bile slow bir müzikmiş gibi duyardım. Zihnim, kafamın içiyle sınırlı kalmazdı. Düşünmem gereken hiçbir şeyi düşünemeyecek hale gelirdim.

Fakat şimdi, henüz sarhoş olmamıştım. “Madem arkadaşını getirdin,” dedim, elimdeki içki dolu bardağı kaldırıp arkadaşımın getirdiği misafiri işaret ederek. “Oyun oynayalım.”

Yiğit’in iniltisini yüksek ses arasından bile işittim. Ya da tamamen benim hayal ürünümdü. Kafam henüz tamamen güzel değildi. Hayır, kesinlikle istediğim noktada değildim. “Saçma sapan oyunlar oynamaya bayılıyorsun.”

Gözlerimi Yiğit’e çevirdim ve herkesin içinde rahatsız olmasını önemsemeden cevap verdim. “Benim paramla içki içerken neden böyle konuşmuyorsunuz?” İçkiyi kafama diktim. “Eğer isteğimi yapmaya niyetli değilsen siktir git.”

Yiğit başını iki yana sallayarak yenilgisini kabullendiğinde memnuniyetle gülümsedim. “Güzel, ben de öyle düşünmüştüm.” Arkadaşlarımla ilişkim basitti. Onlar beni param için yanında tutardı, bende isteklerimi onlara yaptırırdım. Çıkar ilişkisi, insanın sosyal yaşamında kaçınılmadı. Ama Yiğit’te tuhaf bir şeyler vardı. Ona olan duygularım, diğerlerinden daha öndeydi. Anlamını bilmediğim bu his beni daha da sinir ediyordu.

Misafir kız gerginlikle kulağının altını kaşıdı ve bana bakmaktan hoşlanmıyormuş gibi diğerlerine baktı. “Ne oyunu?”

İnada araya girdim. “Çok basit,” dedim gülümseyerek. Bu tebessümüm insanlara hep itici ve samimiyetsiz gelirdi. “Bir kokteyl hazırlıyoruz. Eh,” dedim dudak büzerek. “Tadı pek hoş olmaz. Bardağın hepsini içemeyen, burada,” kalabalık barı işaret ettim. “Herkesin içinde soyunur.”

Kızın dili tutularak bana bakışını seyrederken tek kaşımı kaldırdım. “Ne o,” dedim ve ışıkların altında bile üç kuruş olduğu belli olan elbisesine baktım. “Korktun mu?”

Papatyalar Karanlıkta Büyür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin