03

1.7K 144 8
                                    

Nehire yaklaştığımızda kurtların sesini duymuş, koşuşturmalarını görmüştüm. Vampirlerden biri havalanıp ağaca çıktığında seçim yapmam gerekiyordu. Havada ki bedeni es geçip nehirde şimşek hızında geçtiğimiz ağaçlara bakındım. Bedenini sürtüyordu, ne yapıyordu bu? Sol tarafa baktığımda yaklaşık yedi kurdun nehirin kenarında bizimle aynı hızda koştuklarını gördüm.

Aralarından biri gözlerini benden almıyor ve sürekli havlıyordu. Önümde koşturan bedeni yakalayacağım sırada nehirden karşıya atlamıştı. Onu havadan tuttuğumda bir kurt beni durdurup nehire düşürmüştü. Lanet girsin!

"Siktiğimin nehrini geçmemi izin verseydin onu yakalayacaktım!"

Anlaşma, ne biz onların bölgesine girebilirdik, ne de onlar bizim bölgemize girebilirdi. Diğer kurtlar vampiri takip ettiklerinde önümde ki kurdu inceledim. Gözleri gözlerimden ayrılmazken kaşlarımı çattım. Bu kurdun Baekhyun olma olasılığı kaçtı?

Doğrulup ıslanan kıyafetlerimi inceledim. Harika, vampir bir o tarafa bir bu tarafa geçerek bizden kaçmaya çalışıyordu. Önümde ki kurdun baktığı yere baktığımda ağacın tepesinden bizi izleyen vampiri görmüş, dişlerimin arasında tıslamıştım.

"Ölümün benim elimden olacak."

Kurdu nehirin ortasında bırakıp kendi bölgeme hızla geçmiş, vampirin peşine düşmüştüm.

•••

"Onu öldürmemeliydin, ortalık kızışacak."

"Baba."

"Odana gidebilirsin."

Irene bana bakmış, beni savunmak için ağızını açmıştı fakat annem onu durdurmuştu.

"O sadece beni koruyordu. O pislik bana za-"

"Irene, odana."

Bir şey demeden odama çıktığımda kapıyı sertçe kapadım. Ne yapsam hata oluyordu. Öldürmeseydim neden öldürmedin diye sorguya çekilecektim. Sabah olmak üzereydi, kendimi terastan aşşağı atarak ormanın derinliklerine girdim. Geri kalan üç manyağı bulmak istiyordum. Ağaçları kokladığımda kokuları sarmıştı. Bizi yanıltmak için yaptıkları çok belliydi.

Kendimi nehrin kıyısında bulduğumda karşı tarafa baktım. Tam karşımda duran kurt, dün gece beni nehire düşürüp izleyen kişiydi. Vampirler yüzünden nöbette olmalıydı. Şirin bir ses çıkarttığında kayaya oturup gözlerinin içine baktım.

"İnsan formuna dönüp benimle sohbet etmeye ne dersin? Böylece dün beni nehire düşürmeni konuşabiliriz."

Bana hırladığında sırıttım.

"Biliyorum, biliyorum. Oraya geçmem yasak, düşmanız vs. Lanet olsun ki senin yüzünden o manyak vampiri öldüremedim ve hâlâ buralarda dolaşıyor. İki vampir kalması gerekirken üç vampir kaldı."

Hiçbir şey demeden öylece dikilip beni izliyor, arada sağ solu kesiyordu. İnsan formuna dönmeyeceğini anladığımda pes ederek ayaklandım. Çoktan sabah olmuştu, bugün dersim yoktu. Yeri birçok kez beni aramış ve neden hızla dersten çıktığımı sormuştu. Cevap verme fırsatı bulamamıştım. Bu saatte uyuduğunu bildiğim için yüz yüze gelince anlatmayı seçtim.

Son kez kurt formunda ki varlığa bakarak arkamı döndüm. Birkaç adım atıp koşacağım sırada tekrar hırlamıştı. Omuzumun üstünden ona bakarak göz devirdim. Hem konuşmuyordu hem de insan formuna dönmüyordu. Gitmeye çalıştığımda da hırlayıp kendince engel oluyordu.

"Derdin ne?"

Cevap almayacağımı bildiğim halde ona sorumu yöneltmiş, ellerimi cebime atarak ona dönmüştüm. Gözleri gözlerimden ayrılmıyordu. Sürekli Baekhyun olduğunu düşünüp duruyor, daha sonra tek kurt olan o değil deyip kendimi geçiştiriyordum.

Enemies To Lovers || ChanBaekWhere stories live. Discover now