12

1.3K 126 49
                                    

Sinirden sağ dizimi titretiyor, parmaklarımı birleştirip masadan destek alıyordum. Pür dikkat onları dikizlememe rağmen onlar asla rahatsız olmuyor, aksine daha da yakınlaşıyorlardı.

"Biraz sakin mi olsan?"

Jimin dizimi tutarak hareket etmemi engellemeye çalıştı. Yeri gözlerime bön bön bakıyor, Yoongi'nin kolunu dürtükleyip bir şeyler söylüyordu. Bu herif kimdi ve niye Baekhyun ile bu kadar yakındı? Düşünceler beynimin karıncalaşmasına sebep olurken Yeri bir anda ayağa kalkıp bağırdı.

"Chanyeol kalk, kalk dedim sana! Derse geç kaldık lanet olsun!"

İnanın ders gram sikimde değildi, karşımda ki ikilinin bağıran cüceye bakıp ayağa kalkmalarını izledim. Arkalarından gidişlerini izlerken Yeri tekrar bağırıp masadan uzaklaşmıştı. Gözden uzaklaşan ikiliyi izlemek istesemde duraksayıp neden sinirlendiğimi düşündüm. Dün ona siktiri çeken bendim sonuç olarak. İç çekerek yanımızda oturan ikiliye bakarak ilerledim.

Şu an her yeri yıkmak istiyor, o Kai denilen herifi öldürmek istiyordum. Sinirle önümde ki masayı elimle savurdum. Herkes bana bakıyordu. Büyük ihtimalle bu nasıl psikoloji öğrencisi deniliyordu. Omuz silkip amfiye ilerlemeye başladım. Yeri çoktan derse katılmış, deftere not almaya başlamıştı.

Öğretim görevlimizden özür diliyerek herhangi bir yere oturdum. Derse odaklanmaya çalışırken aklım sürekli onlara gidiyor, şu an ne yaptıklarını hayal ediyordum.

•••

"Ondan hoşlanmamana rağmen ne boka sinirleniyorsun ki?"

"Yeri, kapa çeneni."

"Aman be, sana da sinirliyken hiçbir şey denmiyor."

Duraksayıp arkasından ona sinirli bir şekilde baktığımda o da duraksamış, gözlerini kırpıştırmıştı.

"Ne sanıyordun ki, Baekhyun sonsuza dek seni sevecek senin peşinden gelecek falan mı? Komiksin Chanyeol."

"Sence bunlar mı sorun benim için?"

"Öyle görünüyor, ona alışmıssın."

Haklıydı, ona alışmıştım. O ilerlemeye devam ederken ben hâlâ ayakta dikiliyor ve nasıl bu hale geldiğimi düşünüyordum. Cebimden anahtarımı çıkarıp arabama doğru ilerlemeye başladım. Yeri çoktan arkadaşlarıyla gitmişti.

Arabaya binip öylece durdum, gerçekten. Tahminen kaç dakika boyunca böyle kaldığım hakkında bir fikrim yoktu. Parmaklarım direksiyonu sıkıyor, dudaklarımı kemiriyordum.

Bir anda camımın tıklatılmasıyla tıklatan kişiye bakmış, tek kaşımı kaldırmıştım. Camı tuşa basarak indirmemin ardından kumral saçlarını kulak arkasına sıkıştıran minyon bedene baktım. Bu da neyin nesi?

"Takılmak ister misin, Park Chanyeol?"

"Tanışmadığın insanlarla bu şekilde mi iletişim kuruyorsun?"

"Pardon, kendimi tanıtmalıydım. Ben Carla, diş hekimliği 3. sınıfım."

"Kalbini kırmak istemem fakat, gerçekten o modda değilim."

Camı kapatacağım sırada parmaklarını cama koyup beni durdurmuş, belini biraz kırarak göğüslerini kumaş altından belli etmişti. Gözlerim anında gözlerine giderek tek kaşımı kaldırdım. Açıkcası, bu güveni nereden almıştı bilemiyordum.

"Güzel göğüslerin varmış..."

Parmaklarını camdan uzaklaştırarak camı kapadığımda hızla arabanın önünden dolanmış, yan koltuğa binmek için kapıyı aralamıştı. İzinsiz bir şekilde binmesi ve ısrarcı olması neredeyse göz devirmeme sebep olacaktı, oldu da.

Enemies To Lovers || ChanBaekWhere stories live. Discover now