14

1K 101 3
                                    

Irene ile beraber avlanmamızın ardından nehrin kenarına oturmuş, yıldızları seyrediyorduk. Saat gece dördü gösteriyordu. Kısa sohbetler ediyor ve gülüyorduk. Canımız sıkıldığı için minik tartışmalara giriyor ve birbirimize vurmaya başlıyorduk. Aldığımız kokuyla beraber nehrin karşısına baktığımızda beş kişilik kurt sürüsünü görmüştük. İnsan formlarına döndüklerinde onları ilk defa gördüğümü fark ettim. İkimiz artık kurtlara alışmış, tepki vermiyorduk. Karşı tarafla ilk defa karşılaştığımız için onlar gerilmiş ve bize sinirli bir şekilde bakmaya başlamışlardı.

"Ne işiniz var burda?"

"Asıl sizin ne işiniz var, bu saatte bildiğim kadarıyla kurtların uyuması gerekiyor?"

Irene cevabımla sırıtarak ellerini arkasında ki toprağa yaslıyarak rahat bir pozisyon almıştı.

"Bizim uyumamızı bekleyip bölgemize mi giriyorsunuz?"

"Ne alaka?"

Irene küçümseyen bir şekilde bakıp onları süzmüştü.

"Ayrıca öyle bir şey yapsak, kokumuzu alırdınız zaten."

Umursamazca devam ettirdiğimde rahatlığımıza gıcık olmuş olacaklar ki burunlarından soluyorlardı.

"Hazır denk gelmişken, kellelerinizi koparsak ne güzel olur."

"Amma boş yaptın he."

Irene cevabı ile doğrulup üstünü temizlediğinde bana sıkılmış bir şekilde eve gittiğini söyleyerek gözden uzaklaşmıştı. Kurtlarla baş başa kaldığımda omuz silkerek sinirli hallerini inceledim. Yalnız kalmamı bekliyorlarmış gibi hepsi kurt formuna döndüklerinde 'ne oluyor lan?' Şeklinde izledim. Birbirlerine bakarak bir şeyler yaptıklarında bana saldıracaklarını düşünüp daha rahat bir pozisyonda oturdum.

"Cidden, safkan bir vampiri mi öldüreceksiniz? Bizim bölgemize girebilirseniz kılımı bile kıpırdatmayacağım."

Liderleri gaza gelmiş olacak ki bi anda geriye gidip benim bölgeme zıplamaya kalkıştığında ormanın derinliklerinde ulama sesiyle titremiştim. Bir anda ortaya çıkan kurt onu tam bizim bölgemize girecekken havada ona çarparak nehre düşmesini sağlamıştı. Bacaklarımı sallandırıp keyifle onları izlerken tanıdık kürk ve koku ile Baekhyun olduğunu anlamıştım. Tek sorun, Baekhyun şu an bizim bölgemizdeydi. Kurt formunu incelerken hemen yanımda olduğu için renkli gözlerinin sinirle parlamasını görebilmiştim. Bana döndüğünde sırıtarak el salladım.

"Merhaba Baekhyun."

Karşıda ki kurtların garip seslerine aldanmadan gözlerimi ondan çekmedim.

"Ayrıca, şu an vampirlerin bölgesindesin."

Dediğim şey ile bastığı yere bakmış ve dediğimi anlayarak bizim tarafı incelemiş, arından zaten en köşede olduğu için gerileyip nehre düşmüştü. Sırıtıp ona tepeden baktığımda mırıldanmıştım.

"Ödeşmiş olduk, sende beni nehire düşürmüştün. Tek fark ben sizin bölgenize girmemiştim."

Baekhyun diğer kurtlara anladığım ve incelediğim kadarıyla kızmış ve onları göndermişti. Onlar gittiklerinde nehirden çıkarak kendi bölgesine girdiğinde insan formuna dönmüştü. Çıplak üst bedeni ay ışığının altında parlarken incelemeden duramadım.

"Bu saatte ne yapıyorsunuz?"

"Seni ne ilgilendirir?"

"Niye? Sen vampirlerin tüm sorununu bilirken ben niye sizin sorununuzu bilmiyeyim?"

"Aynı şey değil-"

"Aynı şey."

Uzun ısrarın sonucunda durgunlaşarak konuşmuştu.

Enemies To Lovers || ChanBaekWhere stories live. Discover now