04

1.6K 142 22
                                    

Hafta sonu gelmişti, Yeri ile okulun arkasında ki ormanlıkta geziniyorduk. Daha doğrusu büyü denemesi yapması için buraya gelmiştik. Dikkatini dağıtmamak için asla konuşmuyordum. Bedenim nemli ağaca dayalıyken onu izliyordum. Sıra telekinezeye geldiğinde odaklanışını izledim. Gözünü bile kırpmadan avucunu kitaba tutuyordu.

İlk denemesi başarısız olmuş, hayal kırıklığına uğramıştı. Pekâlâ, motive için biraz yardımcı olabilirdim. Tekrar kitaba odaklandığında elimi cebimden çıkartıp işaret parmağımı kitaba tuttum. Çok azcık kımıldatıp elimi hızla cebime soktum.

"Gördün değil mi?! Biliyordum, yapabileceğimi biliyordum!"

"Elbette yapabilirsin, sen bir cadısın bebeğim."

"Sen yapmadın, o yaptı."

Baekhyun'un sesini duyduğumda parmağı ile beni gösterdiğini görmüştüm. Onun burada ne işi vardı? Pardon, onların burada ne işi vardı? Baekhyun'un arkasında altı kişi daha dikilip bana bakıyorlardı. Aralarından ikisi kızdı. Bunlar yakında lideri olacağı sürüsü olabilir miydi? Nehir olayını hatırladığımda da orada yedi kurt vardı.

"Hazır hepimiz buradayken, şu kan emiciyi öldürsek mi?"

Aralarından biri mırıldandığında Baekhyun ona sert bir şekilde bakmış, sesini kesmesini söylemişti. Eğlence başlıyordu.

"Karşıma tek çıkmaya cesaretin varsa beklerim."

Hiç düşünmeden öne atılıp ortaya adımlamaya başladığımda sırıttım. Gözlerimi gözlerine odaklayıp acı çekmesini sağladım. Acı dolu çığlıkları ormanda yankılanırken Yeri gülmüş ve koluma girmişti.

"Bu kadar yeterli, Chanyeol."

Gözlerimi ondan çekerek yanımda ki minik bedene baktım. Sırıtmam genişlerken kolumu omzuna atarak Baekhyun'a baktım. Gözleri şokla açılmış, beni izliyordu. Şimdi, iki seçeneğimiz vardı. Ya yeteneğime şaşırmıştı ya da sürüsünden birinin canını acıttığım için kızgındı. Eh, ben uyarımı yapmıştım.

Yerde zorlukla nefes alan bedeni geri çektiklerinde onu süzdüm. Liseye gittiği oldukça belli oluyordu.

"Lucas, eve dön."

Gördüğüm duygusal manzarayla öğürmüştüm. Ne şirin ama, lider sürüsünü koruyordu. Yeri benden ayrılıp eşyalarını toplamaya başladığında bir elin omzuma koyulduğunu hissettim. Arkamı döndüğümde Irene olduğunu gördüm.

"Burada ne işin var?"

"Onları takip ediyordum."

"Kimleri?"

Eli ile kurtlarla ortamızda ki sol yüksekliği gösterdiğinde üç vampiri gördüm. Bize sırıttıklarında kurt sürüsü öne atılmış, Baekhyun onları durdurmuştu. Özür dilerim, eğlence asıl şimdi başlıyordu.

"Melania'yı gözünü kırpmadan öldürdün, kız kardeşimi."

Sarı saçlı herif konuştuğunda umursamazca omuz silkip sırıttım.

"Yani, öyleyse?"

"Konsey yakında gelecek, kaçsan iyi edersin."

"Öncelikle, safkan bir varmpir olduğum için kimse tavşan avlar gibi beni öldüremez. İsteseler bile. İkincisi, senin de ölümün benim elimden olacak. Ne olursa olsun."

Dediklerimle sinirlenmiş, bana atılmıştı. Ağaçla beni arasına sıkıştırdığında Irene onu fırlatıp yerle buluşturmuştu, işte kimin kardeşi be. Üstümü silkeleyip yerde uzanan bedene yürümeye başladım.

Enemies To Lovers || ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin