10 (half M)

1.7K 122 87
                                    

"Siz vampirler, gerçekten lanet duygusuzların tekisiniz."

Ayaklanıp koşarak uzaklaşmaya başladığında Irene duyduklarını sindirmeye çalışıyordu.

"Onunla gitmelisin, bu karanlıkla kendi başına yolu bulamaz."

Irene beni onaylayıp gittiğinde yerde şok içinde oturan bedene baktım. Yeri sayesinde yarası geçmişti. Bugün hepimiz kuralları çiğnemiştik. Yeri bir kurta şifa vermiş, Baek bir kurtla savaşmış, Irene bir kurtu öldürmüştü. Bende ölü birini vampire çevirmiş, bir gün bile yaşamasına izin vermeden ölümünü izlemiştim.

"Benim yüzümden, kolum kanamasaydı dikkati dağılmayacaktı."

Baekhyun hala ateşi izliyor, gözlerinden yaş düşmesine izin veriyordu. Koluna bakarak kanaması durmuş yarasına bakarak iç çekmişti.

"Nasıl tepki vermeden durabiliyorsun?"

"Gözümün önünde bir çok ölüm oldu. Böyle şeylere alışığız. Ayrıca, sevgi nedir bilmeden büyüdük. Çocukluk denen o güzel zamanları yaşamadık. Nefret dolu büyütüldük, bu şekilde ilerliyoruz."

Ateşe son kez bakıp oradan ayrıldım. Hızlı bir şekilde gözden kaybolduğumda en son Baekhyun'un ağlamalı hıçkırığını duymuştum.

•••

Yeri benden ve Irene'den uzaklaşmış, baek ve Yoongi Jimin çiftiyle takılmaya başlamıştı. Irene ile odadayken yüzüne bile bakmadan uyuyor ve asla konuşmuyordu. Biz kardeşler olarakta burada ki son saatlerimizin tadını çıkarmaya çalışıyorduk. Irene durgun ve kırgın moddayken bense takmıyordum. Zamanla kendisi ayağımıza gelecekti.

"biz erken dönsek olmaz mı?"

"Yeri bana emanet, onu burada bırakamam."

"Bizimle aynı araçta dönmek istemeyeceğini biliyorsun."

"Kendi bilir."

Uzaktan onları izlememizin ardından valizlerimizi toparlamak için odalarımıza yöneldik. Valizimi alarak asansörden indiğimde barın önünde dikilen Baekhyun'la karşılaştım. Kokumu almış olmalıydı ki arkasına döndü.

"Burada yaşanan, ilk ve son."

"Ben de son kez bakmak isterim."

Ona yaklaşarak barın girişinden o gece oturduğumuz bar taburelerine baktım. Şu an bomboş ve karanlıktı çünkü tüm öğrenciler otelden çıkmak için hazırlanıyordu. Derin bir nefes alıp yandan bana baktı.

"Gerçekten, son muydu?"

Başımı ona çevirdiğimde kiraz rengi dudaklarına baktım. Kırgın gözleri benden cevap beklediğinde başımla onaylayıp arkama döndüm.

"Sondu."

Barın kapısından tam çıkacakken duraksamış, içimden kendime lanet etmiştim. Valizimi elimden düşürüp onu kolundan tuttum ve sırtını kapalı bar kapısına dayadım. Elimle çenesini tutarak bana bakmasını sağladıktan sonra alt dudağını dudaklarımın arasına alıp emmiş, daha sonra fısıldamıştım.

"Beni durdurmalısın."

"Bunu asla yapmayacağım."

Kışkırtıcı cümlesinin ardından dudaklarına yapışmış, açlıkla dudaklarını emmeye başlamıştım. Ellerim kazağının eteklerinden içeri girdiğinde sıcak teniyle buluşmuştum. İnce belini okşarken bir elim göğüs ucuyla ilgileniyordu. kendimi ona bastırmış, boğukça inlemesini sağlamıştım. Minik renkli ledler beni görmesini sağlıyordu. 

Enemies To Lovers || ChanBaekWhere stories live. Discover now