10. Bölüm: Katil (Part 2)

430 75 7
                                    


Gözlerimi dünün yorgunluğuyla aralarken, hiçbir şey düşünmemek adına yataktan kalkarak hızla banyoya girdim. Kıyafetlerimi çıkarıp suyun altına girdim. Su bedenimden kayıp giderken rahatladığımı hissediyordum. Duşta daha fazla kalamayacağımı anladığımda, hızla bornoza sarılarak banyodan çıktım. Saçlarımı kurutmak için farklı bir havlu bulamadığımdan salık bir şekilde bırakmıştım. Odaya girmemle birlikte, odanın kapısı açıldı. Gözlerim irice açıldığında, gördüğüm bir çift yakıcı kehribar gözler, dolabın arkasına saklanmama neden oldu.

Bu herif kapı çalmak nedir bilmez miydi?

"Ben... İyi misin diye bakmaya geldim"

Söylediği sözler sinirimi az çok yatıştırırken, dolabın arkasından çıkmadan cevap verdim.

"İyiyim, dün için teşekkür ederim"

"Önemli değil"

Aramızda ki son söz onunki olurken, hâlâ orada öylece durması utanmama sebep oluyordu. Neden gitmiyordu ki.

"Başka bir şey daha mı var?"

Diye soludum sinirle. Bakışları bana kayarken, gözlerini gözlerimde sabit tuttu.

"Hazırlan ve aşağıya in bir yere gideceğiz. Sıkı giyin, ölüm çiçeği"

Gözlerim şaşkınlıkla parlarken, tek kelime etmeme müsade etmeden odadan çıktı. Sözleri arasında takıldığım, dün gecenin son sözleri arasında takılı kalan o iki kelimeydi.

Ölüm çiçeği?

Hikâyenin içinde yaşayan yaralı kız. Lavinia.

İki kurban genç kızı kolundan tutmuş, gökyüzüne armağan ediyordu. Genç kızın mükemmel kokusu havaya dağılıyor, insanlar o kokuya nefes gibi muhtaç kalıyordu. Koku dağıldı, genç kız gözlerini ebediyete yumdu.

Olduğum yerde şaşkınlıkla durmaya devam ederken, çalan telefonumun sesiyle kendime gelebilmiştim. Yatağın üzerinde duran telefonumu elime alıp kimin aradığına baktım. Ekranda parlayan Raya'm ismiyle tebessüm ederek telefonu açıp kulağıma koydum.

"Raya'm"

"Meleğim, nasılsın?"

Sesinden akan özlem, gözlerimin dolmasına neden oldu.

"İyiyim sen nasılsın? Ne zaman dönüyorsun İstanbul'dan?"

"İyiyim güzelim ve yarın dönüyorum. Ama annem burada kalacak. Biliyorsun Fidan teyzem ve annem yan yana gelince birbirlerinden ayrılmaları imkansızlaşıyor. Bu yüzden annem orada kalacak ben döneceğim"

Söyledikleriyle kıkırdadım.

"Bilmez miyim? Elif teyze ve Fidan teyze birbirlerine böyle bağlıyken sen ve Nazlı sürekli tartışma içerisindesiniz"

"O beni delirtiyor böyle olmamız da doğal haliyle"

İkimizde güldük. Raya'yla konuşmak iyi gelirken henüz giyinmediğim için konuşmayı fazla sürdermeden kapatmıştık telefonu. Dolaba yönelip kot pantolon ve kırmızı boğazlı kazağımı alarak banyoya yöneldim. Banyodan çıkarken, telefonuma gelen bildirim sesiyle komodinin üzerinden alarak kimden geldiğine baktım. Numara kayıtlı değildi. Mesajı açarken, içimde oluşan hissin kaynağı bedenimi parçalara ayırıyordu. Uzaktan rüzgarın uğultusu nini eşliğinde doldu kulaklara, boğaza dayanan kalın ipin izi, gerdanında büyük bir yola imza attı.

Tutsak                                                              (Tamamlandı)Where stories live. Discover now